İşte 8 maddede Türkiye'nin "Yap İşlet Devret" modeli gerçeği
Türkiye vatandaşları için yatırımlarını hızla sürdürüyor. Devlet kasadan para harcamak yerine Yap-İşlet-Devret modelini önemle sürdürüyor. Bunun nedeni ise Türkiye'nin birçok alanda eksik yanlarını hızla hayata geçirmek. Ancak Türkiye'de muhalefet ve başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere Yap-İşlet-Devret modeli ile ilgili çeşitli iddialar ortaya atıyor. Peki, muhalefetin iddia ettiği gibi, 'Yap İşlet Devret modeli'nde devlet zarara mı uğratılıyor? Birileri zengin mi ediliyor? Projeler kullanılmıyor mu? İşte 8 maddede Türkiye'nin Yap-İşlet-Devret modeli gerçeği...
Son 20 yılda Türkiye her alanda büyük bir atılım içinde girdi. Savunma sanayii, ticaret, fabrikalar, teknolojik atılımlar, yerli otomobil ve dahası...
Yap-İşlet-Devret modelinin de devreye alınması ve ulaşım noktasında kritik hamlelerin devreye sokulmasıyla Türkiye ulaşımda çağ atladı.
Zaman zaman muhalefet başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmaz üzere Yap- İşlet- Devret modeli üzerinden eleştirilerde bulunuyor. Peki, bu eleştirler gerçeği ne kadar yansıtıyor? İşte 8 maddede Türkiye'nin Yap İşlet Devret modeli gerçeği...
YİD MODELİNİN EKONOMİYE KATKISI
Son 20 yılda Türkiye'de ulaştırma ve haberleşme alanlarında yapılan YİD modelli yatırımların toplam değeri: 37,5 Milyar Dolar
Milli Gelire katkısı: 395 Milyar dolar
Üretime katkısı: 838 milyar dolar
İstihdama katkısı:1 milyon kişi
Ulaştırma Bakanlığı kara yolu, hava yolu ve denizcilikteki 38 ayrı kamu-özel iş birliği projesine ilişkin 2016-2041 yıllarını kapsayan gelir ve giderleri hesapladı:
2016-2041 arasında garanti ödemeleri: 19,17 milyar dolar
Kira ve garanti gelirleri: 37,95 milyar dolar
Devletin karı: 18,77 milyar dolar
Yani devlet 37,5 milyar dolarlık 38 dev ulaştırma projesini 19 milyar dolara mal ediyor
DEVLET NEDEN ASGARİ KULLANIM GARANTİSİ VERİYOR?
Bu mega projeler çok yüklü finansman gerektiriyor.
Yüklenici firmalar, yurt dışındaki bankalardan borç alarak bu projeleri tüm maliyetleri üstlenerek hayata geçiriyor.
Devlet bu firmalara hiçbir ücret ödemiyor.
TÜRKİYE'NİN BAŞLICA YİD PROJELERİ VE FAYDALARI
BAŞKAN ERDOĞAN 'YAP-İŞLET DEVRET' MODELİNİ AYRINTILARIYLA AKTARMIŞTI
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Kabine Toplantısı'nın ardından muhalefetin eleştirdiği 'Yap-İşlet-Devret' modelinin katkılarından bahsetmişti. Erdoğan, "Hayata geçirilen yatırımların milli gelire 295 milyar dolar, üretime 838 milyar dolar, istihdama 1 milyon kişi katkısı zaten olmuştur." ifadelerini kullandı.
'YAP-İŞLET-DEVRET' GERÇEĞİNİ RAKAMLARLA ANLATTI
Yapılan eserlerde devletin kasasından eksilme olmadığını da sözlerine ekleyen Erdoğan, hizmete giren yapıların işletmesinin bitiminde devlete geçeceğini belirtti.
Erdoğan, "İnşa edilen eser, işletme süresi bitiminde yatırım tamamen devlete geçmektedir. Avrasya Tüneli'nin işletme süresi bittiğinde devlet üste 140 milyon dolar para almış olacaktır. Osmangazi Köprüsü'nün işletme süresinde sadece KDV geliri 1.3 milyar Avro'dur. 1915 Çanakkale Köprüsü'nün kazancı da sadece nakit, akaryakıt, karbon salınımında yıllık 470 milyon Avro olacağı hesaplanmaktadır." ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE, AVRUPA'DA BU MODELİ EN VERİMLİ ŞEKİLLİ KULLANAN 3'ÜNCÜ ÜLKE"
İstanbul Havalimanı dünyada çok büyük sesler getirdi. Şimdi yüklenici firmalar işletmeci firmalar buraya ilave bazı proje tadilatıyla güzellikler yapacaktır. Geçmediğimiz köprünün parasını ödüyoruz çarpıtması yaptılar. Bu bühtanları elbette kaale almıyoruz. Bir kulağımızdan girip öbüründen çıkıyor. Kısaca yap işlet devret projelerinin ne anlama geldiğini bir kez daha hatırlatmak isterim. Kamu özel ortaklığı projeleri bir altyapı modelidir. Dünyada 2021 yılında bu modelle 35,6 milyar dolarlık yatırım yapılmıştır. Türkiye bu modeli en verimli şekilde kullanan Avrupa'da üçüncü dünyada 13. ülke durumundadır. Almanya yeni otoyol projelerinin önemli kısmını bu modelle hayata geçirme kararı almıştır.
"YAPILAN ESERLER DEVLETE GEÇECEKTİR"
Amerika 1,5 trilyon dolarlık altyapı projesinin önemli bölümünü bu modelle hayata geçirmiştir. Ülkemiz ulaştırma ve haberleşme alanında bu modelle 37,5 milyar dolarlık yatırıma kavuşmuştur. Bay Kemal bak bunları milli bütçeden yapmadık. Yapılan analizler 2024 yılında kamu özel ortaklığı projelerinin Hazine'ye olan yükünün neredeyse sıfırlanacağını, bir sonraki yıllar itibarıyla katlanarak artan bir gelire dönüşeceğini gösteriyor. Yatırımın devreye girdiği andan itibaren devletin vergi, zaman, akaryakıt bu noktada tabii akaryakıt tasarrufu başta olmak üzere elde ettiği gelirler kamunun kâr hanesine yazılmaya başlamaktadır. Hayata geçirilen yatırımların milli gelire 295 milyar dolar, üretime 838 milyar dolar, istihdama 1 milyon kişi katkısı zaten olmuştur. Bu katkı her geçen gün artarak sürecek, yapılan eserler devlete geçecektir.
'OSMANGAZİ KÖPRÜSÜ'NÜN İŞLETME SÜRESİNDE SADECE KDV GELİRİ 1.3 MİLYAR AVRO'
Bugün Antalya ile 2. 138 milyar dolar Antalya Havalimanı ile ilgili süreyi uzatma ihalesi yapıldı, ilk taksidi hesaba girdi. İş bilenin kılıç kuşananın, olay bu. Neresinden bakarsanız bakın ülkemiz için kârlı, kazançlı, hayırlı, verimli yatırım modelini uygulamış olmaktan memnunum. Geçmediğimiz köprünün, yolun, faydalanmadığımız hizmetin ödeme meselesine gelelim. Kamu eliyle ülkemizin her ilinde, ilçesinde, köyünde yol, köprü, hastane, okul, baraj, sulama tesisi, kamu hizmet binası yatırımı yapılmaktadır. Her yatırım onu bilfiil kullananlar yanında ülkenin ve milletin ortak malıdır. Buralarda verilen hizmetlerin tamamı ücretsiz olduğu için kamuya maddi geri dönüş de yoktur. Kamu özel işbirliğinde proje faaliyete geçene kadar garanti dahil kamudan kaynak tahsisi sözkonusu değildir. Proje hizmete girdikten sonra garanti miktarı ile gerçekleşme arasında farkın ödemesi yapılmaktadır. İnşa edilen eser, işletme süresi bitiminde yatırım tamamen devlete geçmektedir. Avrasya Tüneli'nin işletme süresi bittiğinde devlet üste 140 milyon dolar para almış olacaktır. Osmangazi Köprüsü'nün işletme süresinde sadece KDV geliri 1.3 milyar Avro'dur. 1915 Çanakkale Köprüsü'nün kazancı da sadece nakit, akaryakıt, karbon salınımında yıllık 470 milyon Avro olacağı hesaplanmaktadır.
ANTALYA HAVALİMANI
Antalya Havalimanı'nın kapasite arttırımı işletme ihalesiyle ilgili son gelişmenin müjdesini vermiş oldum. Antalya Havalimanı'nın Aralık ayında yapılan inşa ve işletme ihalesinin toplam bedeli 8 milyar 555 milyon Avro işletme ve 765 milyon Avro yatırım bedeli ile ihale kazanılmıştı. Bugün az önce ifade ettiğim rakamı ödediler. Kamu özel işbirliği projeleri bu ülkenin hiçbir vatandaşının cebinden haksız ve adaletsiz tek kuruş getirmediği gibi dolaylı etkileri, yatırım bedeli kamuya kalacak sebebiyle sayısız kazanç sağlayan eserlerdir. Kamu özel yatırımlarının önemli kısmında vatandaşlarımızın hizmetten faydalanmasını kolaylaştırma için projede öngörülen bedellerin çok altında bedel uygulanmaktadır."
SON 20 YILDA ULAŞIM YATIRIMLARI HAYATIMIZDA NELERİ DEĞİŞTİRDİ?
-Ticaretin gelişmesi.
-Trafik kazaları ve yoğunluğunun azalması.
-Sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaşması.
-Eğitimin yaygınlaşması
ULAŞTIRMA BAKANI 30 YILLIK YATIRIM PLANINI AÇIKLADI
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoglu, Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıda 2053 Ulaştırma ve lojistik ana planını açıkladı. Bakan Karaismailoğlu, "30 yıllık geleceği bugünden tasarlıyoruz, dünyanın hızlı ve etkili gelişen ülkesi olmaya kararlıyız" dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, 2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı programına katıldı. Atatürk Kültür Merkezinde gerçekleştirilen programda konuşan Adil Karaismailoğlu, "Son 20 yılda Ulaştırma ve Habercilik alanında yapılan yatırımların 1 trilyon 337 milyar 250 milyona yakın yatırım yapıldığını, yatırımların artırılarak, "Gelişmekte olan" değil, "Gelişmiş" dünyanın öncü ülkesi olma hedefleri doğrultusunda çalışacaklarını söyledi.
Bakan Karaismailoğlu, demiryollarında başlatılan reform hareketi ile Cumhuriyetin ilk yıllarından sonra ihmal edilen demiryollarını "Ana yurdu demir ağlarla örme" düşüncesiyle hak ettiği konuma getireceklerini belirtti. Demiryolu taşımacılığının ülke ekonomisi için önemine değinen Karaismailoğlu, Demiryolu hat uzunluğunu 2053'te 28 bin 590 km'ye çıkartılacağını söyledi. Ülke ekonomisi için önemli projelere imza atılırken, bazı kesimlerin iftira ve yalanlarla buna mani olmaya çalıştıklarını vurgulayan Karaismailoğlu, onlara en güzel cevabın bugüne kadar yapılan yatırımlar olduğunu, bu zihniyete rağmen güçlü ve büyük Türkiye'nin her zaman var olacağını ifade etti.
"2053 ULAŞTIRMA VE LOJİSTİK ANA PLANI İLE..."
2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı'nın Türkiye ekonomisinin gelişimine üst düzeyde katkı sağlayacak yatırımların planlandığı bir program olduğunu söyleyen Adil Karaismailoğlu, "2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı" ile gençlerimizin aydınlık geleceğini, milletimizin refahını bugünden tayin edeceğiz. Bunun için var gücümüzle çalışacağız. "2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planımız", odaklandığımız temel konular olan mobilite, lojistik ve dijitalleşme alanlarında vatandaşlarımızın beklentilerini karşılarken, Türkiye'mizin ekonomik gelişimine de üst düzeyde katkıda bulunacak. Bu hedeflerimiz doğrultusunda "2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı", kıtalararası kesintisiz bir ulaşım altyapısı tahsis etmemiz için kritik değerdedir" dedi.
"DEMİRYOLU HAT UZUNLUĞUNU 2053'TE 28 BİN 590 KM'YE TAŞIYACAĞIZ"
Ülke ekonomisi için son derece önemli bir yerde olan demiryolu ulaşımının Cumhuriyetin ilk yıllarından sonra kaderine terk edildiğini söyleyen Adil Karaismailoğlu, bu alanda yapılan yatırımları ve hedefleri anlattı. Karaismailoğlu, "2019 yılında yük taşımacılığında demiryolunun oranı yüzde 3,13 ile yaklaşık 33 milyon ton olarak gerçekleşirken, 2023 yılında yüzde 5'i geçen bir oranla demiryolunun toplam payının 55 milyon tona çıkmasını bekliyoruz. Özellikle demiryollarında başlattığımız reform hareketi ile Cumhuriyetimizin ilk yıllarından sonra ihmal edilen demiryollarını, 2003'ten bugüne hem yeniledik hem de yeni hatlarla zenginleştirdik. Demiryolunun taşımacılıktaki oranının 2029 yılında yüzde 11'in üzerine yükselmesini, 2053'te ise yaklaşık yüzde 22 olarak gerçekleşmesini öngörüyoruz. Böylece demiryolunun yük taşımacılığındaki payı 2019'dan 2053'e kadar 7 kat artacak. Yine Yurt Dışı Yük taşımacılığında da demiryolunun payını 10 kat artırmayı hedefliyoruz. Yolcu taşımacılığında ise yine 2053 Vizyonumuz için hedeflediğimiz, trenin payının 6 katın üzerinde artmasıdır. Böylece karayolunun 2023'te yüzde 71'in üzerine çıkacak yük taşımacılığındaki oranını, 2053'te yaklaşık yüzde 15 düşürmeyi hedefliyoruz. 2023 yılında demiryolu ile taşınan yolcu sayısının yaklaşık 19,5 milyon olmasını öngörüyoruz. Bu rakamı sırasıyla 2035 yılında 145 milyonun, 2053 yılında ise 269 milyonu geçmesini hedefliyoruz. Yıllarca kaderine terk edilmiş demiryollarımızın yeniden canlanması için, "Ana yurdu demir ağlarla örme" politikasının daha da ileriye taşınabilmesi için deyim yerindeyse 'seferberlik' ilan ettik. Bu kapsamda da olumlu etkileri yalnızca ülkemize değil, dünyaya yansıyacak reform niteliğinde çalışmalara imza attık. 2 bin 505 km olan sinyalli demiryolu hat uzunluğunu, rekor oranda %183 artırarak 7 bin 94 kilometreye ulaştırdık. 2 bin 82 kilometre olan elektrikli demiryolu hat uzunluğumuzu ise, %188 oranında artırarak 5 bin 986 km'ye yükselttik. Konvansiyonel hat uzunluğumuzu 11 bin 590 kilometreye ulaştırdık. Bin 213 kilometrelik Yüksek Hızlı Tren hattı, 219 km hızlı tren hattı inşa ettik. Türkiye'mizi, bugün dünyada 8., Avrupa'da da 6. YHT işletmecisi ülke konumuna gururla taşıdık. Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu hattını hizmete sunarak Asya'dan Avrupa'ya kesintisiz demiryolu bağlantısı sağladık. 2003 yılında 10 bin 959 km olan demiryolu hat uzunluğunu, 13 bin 22 kilometreye çıkardık. Bu rakamı 2053'te 28 bin 590 km'ye taşıyacağız" diye konuştu.