Fiyatı iki ayda 600 liradan 2 bin liraya çıktı! İsyan ettiler
Son dakika haberine göre: İstanbul Matbaacılar Sitesi'nde kasım ayında bin 500 adet etiketin fiyatı 600 lirayken, aralık ayında 2 bin lira oldu. Kimi esnaf ise etiket almayı bırakarak fiyatları kendisi yazmaya başladı. Matbaacılar ise hammadde bulamadıklarını bazı firmaların stok yaptığını belirterek duruma tepki gösterdi.
"ELİNDE KAĞIT OLAN STOKLUYOR"
Matbaa çalışanı Furkan Yüksel, hammadde bulamadıklarını belirterek, "2 ay önce 3 lira olan etiket fiyatı şu an 7 lira oldu. Etiket hayatımızın her yerinde olduğu için mecburiyetten talep oluyor. Kağıtların yüzde 70'ini bulamıyoruz. Elinde kağıt olan ise stokluyor. Bu dönemde talep arttı. 2 ay önce bin 500 adet etiketin fiyatı 600 lirayken, şu an fiyat 2 bin liraya kadar yükseldi." dedi.
"ÜRETEN FİRMADA SIKINTI OLDU"
Matbaa çalışanı Uğur Ünal da, "Yarım kesme yaptığımız bir tabaka etiketi iki ay önce 4 liradan yapıyorduk, şu an 6 lira oldu. Bunları üreten firmalar için de sıkıntı oldu bizim için de sıkıntı oldu. Düzenli olarak gelen müşterilerimize bu zamları yansıtırken zorlanıyoruz. Hem biz şikayetçiyiz hem onlar şikayetçi" diye konuştu.
RAKİP İŞLETMEYE DAVA AÇABİLİR
Ekonomik nedenlerden dolayı stokçuluğun Türkiye'de arttığı görülüyor. Bazı işletmeler, tüketicinin mağduriyetini göze alıp ona göre davranırken bazıları ise göz ardı edip fırsata çevirmek isteyebiliyor.
Hatta ekonomik durum ve piyasa çerçevesinde, stokçuluğun yapılabilir olduğunu savunanlar da var. Bu durumu Türk Anayasa Hukuku'na göre değerlendiren Hukukçu Dr. Murat Can Pehlivanoğlu, kabul edilebilir rekabet ve kabul edilemez rekabet arasında ince bir çizgi olduğuna değindi.
Kanunlarda stokçuluğun yasak olduğunu ifade eden Dr. Pehlivanoğlu, "Stokçuluk yapan işletmeler, sadece Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunu ihlal etmiyor. Aynı zamanda vatandaşa ve diğer işletmelere karşı 'fiyatları etkileme ve mal ve hizmet sunumunu engelleme' şeklindeki Türk Ceza Kanunu'ndaki özel suçları da işliyor. Bu yüzden sadece stokçuluk yaptıkları için değil, bu tür mağduriyetlere neden oldukları için de stokçu işletmelere davalar açılabilir" açıklamasını yaptı.
"STOKÇU İŞLETMELER DAVA EDİLİRSE KAPATILABİLİR"
Bu gibi durumlarda tüketicilerin Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, Ticaret Bakanlığı veya Rekabet Kurumu'na şikâyette bulunabileceklerini vurgulayan Dr. Pehlivanoğlu, özellikle Ticaret Bakanlığı'nca stokçuluk yapan işletmelerin feshinin dava edilerek kapatılabileceğini söyledi. Sadece tüketicinin değil, rakip işletmelerin de hukuki haklarının olduğunu belirten Dr. Pehlivanoğlu şunları söyledi:
"Genellikle tedarik zincirindeki aksamalar nedeniyle hem sevkiyatta yaşanan problemler hem de bir işletmenin stokçuluk yapması nedeniyle diğer işletmenin aynı malı daha pahalı fiyattan alması veya hiç alamaması şeklindeki sorunlar ortaya çıkabiliyor. Böyle bir durumda rakip işletmenin de mağduriyetini gidermesi adına Türk Ticaret Kanunu'nun haksız rekabet hükümlerine göre dava hakkı vardır."
"SUSMAYARAK STOKÇULUĞUN ÖNÜNE GEÇİLEBİLİR"
Pehlivanoğlu, "Rakip işletmeler, haksız rekabette bulunan stokçu işletmelere açtığı maddi tazminat davası ile zararını ispat edebilirse tazminat elde edebiliyor. Bu tazminatın bedeli ise işletmenin uğradığı zarara göre değişkenlik gösteriyor" dedi.
Stokçuluğa ilişkin güncel kanun hükümlerinin yeni olmasından dolayı Türkiye'de buna örnek herhangi bir dava olmadığına da değinen Dr. Pehlivanoğlu, rakip işletmelerin stokçuluk yapan işletmelere karşı suskun kalmayıp haksız rekabet temelli dava açmaları halinde bu tür stokçulukların önlenebileceğini söyledi.
SUNİ FİYAT ARTIŞININ DA ÖNÜNE GEÇİLEBİLECEK
Stokçuluk yapan işletmeleri dava edip kazanan rakip işletmelerin stokçuluk yüzünden tedarik edemedikleri ürünleri tedarik edebilir hale geleceklerini vurgulayan Dr. Pehlivanoğlu, "Aynı şekilde stokçuluğun piyasada yarattığı suni fiyat artışlarından korunmuş olacaklar ve ürünlerini daha önce aldıkları piyasa koşullarına göre belirlenen normal fiyatlardan satın alabilecekler.
Bu da tabii ki satış anında onların kazançlarını etkileyecek. Yani maliyetlerini normal düzeye, bekledikleri piyasa düzeyine çekerek onların ticaretinin öngörülebilir ve dürüst ve adil bir düzlemde devam etmesi sağlanmış olacak" diye konuştu.