Yeni Nesil Girişimcilik Zirvesi! "Pandemi Sonrası Girişimciliğin Geleceği" için bugün toplandı
PARA Dergisi’nin düzenlediği 4. Yeni Nesil Girişimcilik Zirvesi bu yıl pandemi nedeniyle online yapıldı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın katıldığı zirvede birbirinden değerli 36 isim girişim hikayelerini paylaştı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ulusal Girişimcilik Stratejisi’ni hazırladıklarını vurgulayarak, bütüncül bir yol haritasıyla pandemi sonrası dönemin fırsatlarını en iyi şekilde kullanacaklarını söyledi.
Türkiye'nin tek haftalık ekonomi dergisi PARA tarafından düzenlenen 4. Yeni Nesil Girişimcilik Zirvesi 2020 Webinarı yapıldı. Pandemi koşulları nedeniyle webinar olarak gerçekleşen zirveye Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank katıldı. Webinar'daki beş ayrı panel ve özel oturumlarda 36 önemli isim görüşlerini ve girişim hikayelerini anlattı. Zirvede Borsa İstanbul Grubu; Borsa İstanbul, Takas İstanbul ve Merkezi Kayıt İstanbul, Halk Bankası, Türk Telekom, Vakıf Katılım ve Kentvizyon sponsor olarak yer aldılar.
"GİRİŞİMCİLERİN YANINDAYIZ"
Zirvenin açılışında konuşan Turkuvaz Dergi Grubu Genel Müdürü ve İcra Kurulu Üyesi Yasemin Gebeş, pandemi nedeniyle bütün dünyanın zor bir dönemden geçtiğini belirterek, madalyonun bir de fırsat tarafı olduğunu vurguladı. Gebeş, "Dönem itibariyle şanslı olmayan sektörler mevcut. Ancak resmin ters tarafından bakacak olursak bu dönem, yenilikçilere, stratejik düşünenlere, başarı odaklılara, örgütlenme yetenekleri yüksek olanlara büyük fırsatlar tanıyor. Girişimci olarak tanımladığımız kitlenin genel özelliklerini oluşturan bu olgular, ekonomiye beklenmedik zamanlarda fark yaratarak katkıda bulunma şansını veriyor"dedi. Para Dergisi'nin girişimcilere her zaman özel önem verdiğini belirten Gebeş şunları söyledi:
"Para Dergisi olarak yayın hayatımıza başladığımız günden itibaren ülkemizin ekonomik ve sosyal gelişimine katkıda bulunan çalışmalara imza atıyoruz. Bu çerçevede Türkiye ekonomisinin geleceğini inşa edecek yeni girişimler ve onların ortaya koyduğu yeni iş alanları ve yarattıkları yeni istihdamın giderek daha önemli hale geldiğini biliyor ve yayınımızda bu kurumları teşvik etmeye özen gösteriyoruz. Genç girişimcilerimize destek veren uygulamaların son trendlerini hem dergimizde içerik olarak vermeye hem de sektör ortaklarını bir araya getirdiğimiz zirvelerimizde anlatmaya özen gösteriyoruz. Bu vesile ile bugün ülkemizdeki baş aktörleri dinleyelim istedik. İşlerini nasıl yönetiyorlar, pandemiyle nasıl savaşıyorlar, stratejilerini ne şekilde değiştirdiler, pandemi süreci onlara ne öğretti, yapılması ve yapılmaması gerekenler… Zirvemizde dinleyeceğimiz, öğreneceğimiz, tartışacağımız konuların tüm girişimcilerimize ilham olmasını, yeni girişimcilere vesile olmasını ve girişimcilerimizin dünyaya açılmasına bir kapı olmasını diliyoruz."
BORSA İSTANBUL'DAN DAVET VAR
Zirvenin açılışında konuşan Borsa İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Alpogan Sabri Erdoğan, Borsa İstanbul olarak girişimcileri desteklemeyi sürdürdüklerini hatırlattı. Pandemi süresince tüm dünyada teknoloji yatırımcılarının fonlama süreçlerinin kesintiye uğradığını hatırlatan Erdoğan, "Türkiye'ye baktığımızda ise oldukça iyi bir tablo olduğunu görüyoruz. Bu yılın ilk 10 ayında girişim şirketlerine 118 milyon dolarlık rekor düzeyde fon aktarımında bulunuldu" dedi. Borsa İstanbul olarak önümüzdeki yıl girişim şirketlerine 200-300 milyon dolarlık bir fon sağlamayı öngördüklerini de söyleyen Erdoğan şu bilgileri verdi:
"İlk 10 ayda 118 tane yatırım gerçekleşti. SPK tarafından onaylanan girişim sermayesi fonlarına bakıyoruz 58. Burada girişim sermayesi yatırım fonlarına sağlanan vergi teşvikleri çok önemli. Bu yıl Türk girişimleri 2.3 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştı. Yine de diyorum ki bunlar henüz başlangıç. Borsa İstanbul olarak bu yıl önde gelen teknoloji firmalarımızın halka arzını gerçekleştirdik. Bu konudaki çalışmalarımız devam edecek. Erken aşama girişimlerimiz içinse bir başka platformumuz var; Özel Pazar. Burada şu anda 112 yatırımcımız ve 254 firmamız var. Amacımız yatırımcılarımız ve firmalarımızı Borsa İstanbul markasının gücü ile bir araya getirmek. Diğer tüm teknoloji firmalarının da özel pazarda olmasını isteriz. Amacımız özel pazarı bir tür girişim sermayesi platformuna dönüştürmek. Burada hem melek yatırımcılarla hem inovasyon erken aşama girişimleri ile buluşturmak istiyoruz. Ayrıca bu yıl B2B etkinlikleri planlıyorduk. Pandemi koşulları nedeniyle ertelenmek zorunda kaldık. Burada amacımız pandemi sonrasında fiziksel ortamda bir B2B organizasyonu yapmak. Amacımız startup'lara yatırım yapılması, yatırım yapılamıyorsa müşteri olunması ürün ve hizmetlerde koçluk yapılmasını sağlamak. Hepinizi Borsa İstanbul özel pazara bünyesine bekliyoruz. Biz elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız."
GENÇLERE VE KADINLARA 500 MİLYON TL KREDİ
Halkbank Perakende Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Hasan Tuncay ise, Türkiye'de girişimciliğin desteklenmesi ve yenilikçi girişimlerin başarıya ulaştırılması için bankacılık sektörü kadar bilgi ve sermaye desteğini sağlayacak yatırımcılara da çok büyük iş düştüğüne dikkat çekiyor. Zirve kapsamında yaptığı konuşmada Halkbank olarak özellikle genç ve kadın girişimcileri desteklemeyi bir misyon edindiklerini söyleyen Tuncay, şu bilgileri paylaştı:
"Bankacılık sektörümüzde geleneksel girişimcilik anlayışının yerini inovasyon farklılaşan ve yaratıcılığa dayalı yeni nesil girişimcilik aldı. Biz de Halkbank olarak farklı deneyimlere sahip farklı alanlardaki girişimcilere birçok avantaj sağlayan krediler sunuyoruz. Girişimcilik kredilerimizle üniversite mezunu genç girişimcilerden, kadın girişimcilere ve teknokent'lerde faaliyet gösteren teknolojik girişimcilere kadar çok geniş yelpazede tüm girişimcilere desteklemeye çalışıyoruz. Bu konuda özellikle gençlere ve kadınlara mutlaka destek veriyoruz. 3 bin 600'den fazla kadın genç girişimciye 500 milyon TL kredi kullandırdık. Kısa süre içinde desteklediğimiz girişimci sayımızı 5000'e kredi miktarını ise 2 milyar TL'ye çıkartmayı hedefliyoruz."
Son yıllarda Türk girişimcilerinin dünya çapında büyük başarılara imza attığını da hatırlatan Tuncay, buna örnek olarak Türkiye'nin ilk unicorn'u olan Peak Games'in kurucusu Sidar Şahin ve Almanya'da Covit-19 aşısını bulan Uğur Şahin ve Özlem Türeci'yi örnek gösterdi. Tuncay, "Bu verdiğimiz girişim örnekleri aslında pandemi sonrasında ülkemizin potansiyelini de ortaya koymakta" dedi.
BAKAN VARANK: PANDEMİ SONRASI FIRSATLARA ODAKLANMALIYIZ
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ulusal Girişimcilik Stratejisi'ni hazırlamaya başladıklarını belirterek, bütüncül ve kapsamlı bir yol haritasıyla, pandemi sonrası dönemin fırsatlarını en iyi şekilde kullanmaya odaklanacaklarını söyledi. Türkiye'nin en büyük sermayesinin akıl olduğunu her platformda dile getirdiğini vurgulayan Varank, Türkiye'nin küresel eğilimleri yakından takip edip, özgün yaklaşımlarını cesaretle ortaya koymaktan çekinmeyen, dinamik, heyecanlı, azimli gençleri olduğunu kaydetti. Küçük ekiplerin büyük işlere imza atıp, küresel çapta ses getirebildiğini dile getiren Varank, "Bunun en yakın örneği, oyun sektöründe yazılan başarı hikâyeleri. Biyoteknoloji, yapay zeka, siber güvenlik, fintek, mobil uygulamalar gibi alanlarda da ciddi potansiyelimiz var. Bahsettiğim alanlar aslında pandemi sonrası dönemin yükselen yıldızı olmaya aday. 2023'e kadar en az 10 Turcorn çıkaracağız derken, kendimize bu potansiyeli baz alıyoruz. Turcorn adaylarını tespit edip, özel bir programla büyümelerini teşvik edeceğiz" dedi.
YENİ FIRSATLAR TARTIŞILIYOR
Turkuvaz Medya Grubu'nun haftalık ekonomi dergisi Para Dergisi'nin "4. Yeni Nesil Girişimcilik Zirvesi / Covid-19 Sonrası Girişimcilik Webinar"ına video konferans yöntemiyle katılan Bakan Varank, pandemi sonrası dünyada yeni fırsatlarının tartışılacağı bu etkinliğin tüm katılımcılara faydalı olmasını temennisinde bulunarak sözlerine başladı. Ülkelerin küresel rekabet gücü kazanmasında, yeniliklere, kimsenin düşünmeye dahi cesaret edemediği işlere odaklanmanın temel bir rol oynadığını dile getiren Varank, bu fikirleri ticarileştirebilen, ölçek kazandıran ve piyasalara girmesini kolaylaştıran ekosistemlere sahip ülkelerin de büyüme yarışında ipi göğüsleyenler olduğunu kaydetti. "Tabii bu işler burada kelimelere döküldüğü kadar kolay değil" diyen Varank, erken aşama girişimlerin ölçek kazanabilmeleri için aşmaları gereken engeller olduğunun altını çizdi. Varank, "Örneğin, finansmana erişip, yatırım almaları, yetkin insan kaynağı bulmaları ve farklı pazarlara uyum sağlamaları bunlardan sadece bir kaçı" dedi.
"FİNANSA ERİŞİMDE ÇEŞİTLİLİK ARTMALI"
TÜBİTAK Bireysel Genç Girişimci Programı sayesinde son 8 senede bin 500'e yakın girişim kurulduğunu belirten Varank, "KOSGEB'le geleneksel girişimcilere 65 bin TL'ye kadar, imalat sektöründe faaliyet gösteren ileri girişimcilere de, 375 bin TL'ye kadar geri ödemesiz destekler veriyoruz. Bu desteklerde gençlere ve kadınlara pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Kalkınma ajanslarımızla girişimcilere mali destek sağlamanın yanında eğitimler veriyor, girişimcilik ve kuluçka merkezi gibi ortak altyapılar kuruyoruz. Finansa erişim alanında Bölgesel Kalkınma Fonu, Teknoloji ve İnovasyon Fonu ile Bilişim Vadisi Girişim Sermayesi Fonu'nu hayata geçirdik. Tüm bu örnekler, kamunun bu işi nasıl sahiplendiğini ortaya koyuyor. Ancak, daha büyük işlere imza atabilmek için özellikle finansa erişimde çeşitliliği artırmalıyız. Bu noktada özel sektörün, yeni filizlenen girişimleri desteklemesi ve bu işlere heyecanla yaklaşması şart" diye konuştu.
"GİRİŞİMCİLİĞİN HAMİSİYİZ"
Türkiye örneğine bakıldığında teknolojiyi odağına alan girişimlerde çok güçlü ama maalesef yeterince keşfedilmemiş bir potansiyel var. Bunun en temel sebeplerinden birisi, özel sektörün start-up'larla birlikte çalışma ve onlara yatırım yapma konusunda ürkek davranmaları. Hâlihazırda Türkiye'de girişimcilik neredeyse tamamen kamu tarafından destekleniyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak girişimciliğin hamisi konumundayız. Ekosistemi sağlıklı bir şekilde geliştirmek için girişimci adaylarına ücretsiz eğitim veriyoruz. Fikirden, bir ürünün ticarileşmesine kadarki tüm süreçlerde danışmanlık destekleri veriyor, fiziki yer ihtiyaçları konusunda yardımcı oluyor ve girişimcilerin finansa erişimlerini farklı mekanizmalarla kolaylaştırıyoruz.
"KENDİNİ GELİŞTİREN KAZANDI"
Pandemi döneminde dijitalleşme hızlanırken, e-ticaret globalleşti. E-ticarette yazılımın önemi, KOBİ'lerin girişimleri ve dikkat edilmesi gerekenler "E-İhracat-İşinizi Dünyaya Taşıyın" isimli panelde tartışıldı
YENİ Nesil Girişimcilik Zirvesi'nin "E-İhracat – İşinizi Dünyaya Taşıyın" isimli ilk paneli, e-ticaretin önemli isimlerin katılımıyla gerçekleşti. Moderatörlüğünü Sabah Gazetesi Yazarı Metin Can'ın üstlendiği panele, Ali Express Türkiye ve MENA Müdürü Yaman Alpata, Inveon Kurucu Ortağı Yomi Kastro, Ideasoft Kurucu Ortağı Seyhun Özkara, ETİD Yönetim Kurulu Başkanı, TOBB E-Ticaret Meclisi E-İhracat Komitesi Başkanı Emre Ekmekçi, Halkbank KOBİ Pazarlama Daire Başkanı Güvenç Usta katılım sağladı. E-ihracatın ve e-ticaretin konuşulduğu, pandemide KOBİ'lerin izlemesi gereken yolların masaya yatırıldığı panelde Türkiye'nin dijitalleşmedeki yol haritası çizildi.
"TÜRKİYE LOJİSTİK ÜSSÜ OLDU"
Panelde ilk sözü alan isim Inveon Kurucu Ortağı Yomi Kastro oldu. Türkiye'nin Avrupa'ya kıyasla e-ticarette büyük potansiyele sahip olduğunu dile getiren Kastro, coğrafi konum nedeniyle ülkenin şanslı olduğunu söyledi. Kastro, "Türkiye, lojistik üssü olmaya uygun konumda bulunuyor. Her noktaya ve ülkeye kısa zamanda ulaşmak mümkün. Özellikle ürün kategori segmentinde ve çeşitliliğinde çok zengin. Türk halkı yeni nesil teknolojilere çok açık" diyerek ülkenin stratejik önemine vurgu yaptı. Pandemi döneminde e-ticaret ve e-ihracat anlamında çeşitli araştırmalar yapan firma, dokuz ülkedeki e-ticaret trendlerini araştırmış ve iki önemli ülkede bunun sürdürülebilir olacağını öngörmüş. Bu ülkelerden biri Çin, diğeri ise Türkiye. Bankaların KOBİ'lere sağlanan desteklerle bunun fırsata çevrilebileceğinin altını çizen Kastro, "E-ticarette başarılı olmak için farklı kanalları kullanmalıyız. Sektörün bir arada birleşmesi ve aynı amaç için bir araya gelmesiyle başarı gelecektir" dedi.
Panelde ikinci sözü alan isim KOBİ'lere ve girişimcilere verdikleri desteklerle ön plana çıkan Halkbank'ın KOBİ Pazarlama Daire Başkanı Güvenç Usta oldu. "Esnafın KOBİ'ye, KOBİ'nin de ihracatçıya dönüşmesine katkı sağlıyoruz" diyerek söze başlayan Usta, KOBİ'lerin başarılı işletmeler olabilmesi için ellerinden gelen tüm destekleri sağladıklarını belirtti. "Finansman sağlamak bizim görevimiz" diyen Usta, Halkbank'ın deneyimlerinden ve tecrübelerinden yararlanmalarını isterken kişiye özel çözümler de sunduklarının altını çizdi. "Girişimcilere rehber niteliğinde olacak online bir platform kurduk. Oradan e-ticaret nasıl yapılır konusunda her tür bilgiye erişilebiliyor. Özellikle kadın ve genç teknolojik girişimcilerimize her desteği vermeye çalışıyoruz" diye de ekledi.
"SİBER SALDIRILARA DİKKAT"
ETİD Yönetim Kurulu Başkanı-TOBB E-Ticaret Meclisi E-İhracat Komitesi Başkanı Emre Ekmekçi ise, hükümetin e-ticaret ve e-ihracat anlamında ciddi motivasyon örneklerinin olduğunu söyledi. "Artık her şeyin elektronik olduğu dönemde, beyanname bedellerinin azaltılması da iyi oldu" diyen Ekmekçi, Metin Can'ın, "Siber saldırılara ve yanıltıcı satışlar hakkında neler düşünüyorsunuz?" sorusuna ise şöyle yanıtladı: "Dijital dünyada bunların olması artık normal. Ancak tüketicinin reel dışı ürünlere kapılmaması gerekiyor. Artık kredi kartından önce kişisel bilgiler daha fazla yayılıyor. Bu bilgileri girerken araştırma yapılması, güvenli yazılımlara sahip olan kurumsallarla çalışması gerekiyor."
Ideasoft Kurucu Ortağı Seyhun Özkara ise, "Türkiye'de KOBİ anlatımını mikro işletme olarak yorumlayabiliriz. Firmaların e-ticaret deneyimlerinin olması az da olsa gerekiyor" diyerek e-ticarette başarılı örnekler olduğu kadar başarısızların da olduğuna dikkat çekti. Dijitalleşme ve e-ticarette yolun daha çok başında olunduğuna değinen Özkara, fizibilite konularına daha fazla önem vermek gerektiği uyarısında bulundu.
"TÜRKİYE 1 MİLYARLIK NÜFUSA HİZMET EDEBİLECEK BİR NOKTADA"
İşletmelerin site açmasıyla iş bitmiyor. İşin tahsilat kısmından tutun da lojistiğine kadar her şeyi planlamak gerekiyor. Ali Express'in 190 ülkeye satışı ve 200 milyona yakın müşterisi var. Türkiye'nin Ali Express'te farklı bir yeri var. Tüm dünyaya satış yapan global ülkelerden biri Türkiye diğeri ise Çin. Diğer çalıştığımız ülkelerde genelde kendi ülke içerisinde satış yapılıyor. Biz Türkiye'deki KOBİ'lerin önünde ne engeller varsa kaldırdık. Dil, para birimi, lojistik ağı gibi konuları çeşitlendirdik. Türkiye 1 milyarlık nüfusa hizmet edebilecek noktada.
KENAN ŞAHİN: TÜRKİYE'NİN ÖNÜNDE BÜYÜK FIRSATLAR VAR"
"Yaklaşık 60 yıl önce Türkiye'den ayrılıp ABD'ye gittim. O dönemden beri Türkiye'yi yakından izliyorum. Türkiye'nin o dönemde yıllık ihracatı 300 milyon dolar, çektiği yabancı turist sayısı ise 200 bin idi. Türkiye o dönemden bu yana büyük bir gelişme gösterdi. Teknoloji son derece önemli fakat iş modelleri ondan da önemlidir. Amazon, Tesla, Uber gibi şirketlerde bunu görebiliyoruz. Tesla iş modelini oturmak için büyük hukuk mücadeleleri verdi. Fırsat alanları nelerdir diye bakıldığında ilk akla gelen teknoloji oluyor. Fakat teknolojiden daha önemlisi onu tatbik edebilmektir. Yapılan tahminlere göre 2035 yılına kadar 50 milyon adet elektrikli araç satılacak. 2035'de bu sektörün pazar büyüklüğü 1.5 trilyon dolara ulaşacak. Biz de firma olarak bu alanda çalışıyoruz. Samsung'a lisans verdik. Türkiye genç nüfusuyla büyük bir fırsata sahip. Türkiye'de üniversite mezunu olanlar toplam nüfusun yüzde 20'sini oluşturuyor. Bu oran Almanya'da yüzde 28. Amerika'da ise çok daha yüksek. Fakat Türkiye'de üniversite mezunu olup da işsiz olanlar diğer ülkelere göre daha fazla. İşte burada büyük bir fırsat var. Türkiye hükümeti bu kesimi destekleyerek girişimciler yaratabilir. Amerika'da girişimciliği Federal Hükümet destekliyor. Ekonominin en büyük gücünü de sanıldığı gibi büyük şirketler değil, o girişimciler oluşturuyor. Türkiye de önünde problem gibi görünen bu sorunu fırsata çevirebilir. Yaşadığımız pandemi de yeni fırsatlar çıkartacak. Bu olaya adapte olanlar ayakta kaldı, olamayanlar yok oldu. Pandemiden sonra özellikle yeşil alanlarda, yani çevreci alanlarda yeni fırsatlar çıkacak. Bir başka fırsat da iklim değişikliği nedeniyle olacak. Bu fırsatları görüp bu alanlara yatırım yapılabilir."
BİZİ BEKLEYEN GELECEK
4. Yeni Nesil Girişimcilik Zirvesi kapsamında düzenlenen "Yatırımcıların Gözünden Pandemi Sonrası" panelinde girişim sermayesi uzmanları bir araya geldi. Fon yöneticileri ve yatırımcılar, pandeminin startup ekosistemine etkilerini masaya yatırdı…
MODERATÖRLÜĞÜNÜ 500 Startup Kurucu Ortağı Enis Hulli'nin yaptığı "Yatırımcıların Gözünden Pandemi Sonrası" panelinde, girişim sermayesi yatırımcıları ve fon yöneticileri, pandeminin startup ekosistemine ve portföylere etkisini tartıştı.
"İŞ MODELLERİ HIZLANDI"
Türkiye'nin lider internet sağlayıcısı olarak pandemi sürecinde hem çalışmalara hem de yatırımlara hız verdiklerini belirten Türk Telekom Strateji Planlama ve Dijitalden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ve Türk Telekom Ventures Yönetim Kurulu Üyesi Barış Karakullukçu, "Önceliğimiz elbette internet altyapısı ve mobilite üzerine geliştirilen ürün ve hizmetlere yatırım yapmak, bu alanlarda çalışan startup'ları desteklemek oldu. Daha sonra özellikle sağlık ve eğitim alanındaki girişimlere yöneldik" dedi. Türk Telekom'un girişimcileri destekleyen programı Pilot'un çalışmalarından da bahseden Karakullukçu, 65 girişime nakit desteği sağladıklarını ifade etti. Yatırımları hızlandırmanın yönetim kurulu tarafından da motive edildiğini belirten Karakullukçu, "Sadece kuluçka aşamasındaki girişimler değil, büyüme tarafındaki şirketlere destek vermeyi de önemsiyoruz. Kuluçka desteklerini de gelecekte yatırım yapacağımız şirketler olarak görüyoruz" dedi.
Derin teknoloji şirketlerine, coğrafyadan bağımsız işlere ve geleceğe yatırım yapan bir fon olarak, pandemiden olumlu anlamda etkilendiklerini ifade eden ScaleX Kurucu Ortağı Dilek Dayınlarlı, "Türkiye'de girişim sermayesine kişi başı yapılan yatırım miktarı ortalaması 1 dolar. Dünya ortalaması ise 30 dolar. 1 dolar bile olsa, pandemi ile beraber teknoloji sektöründe çok büyük firmalar, çok iyi exit'ler ortaya çıktı. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de para artık teknoloji yatırımlarına kayıyor" diye konuştu. Özellikle derin teknoloji içeren ve globale hitap eden işlerde ve iş modellerinde pandeminin hızlandırıcı bir etkiye sahip olduğunu ifade eden Dayınlarlı, girişim sermayesi yatırımlarının tüm dünyada yükselişe geçtiğine işaret etti.
"YENİ KATEGORİLER ÖNE ÇIKTI"
Pandeminin ilk günlerinden itibaren başta sağlık yatırımları olmak üzere sosyal sorumluluk yatırımlarını artırdıklarını ifade eden Vestel Ventures Genel Müdürü Metin Salt ise, ventilatör ve uzaktan iş yönetimi gibi hali hazırda portföylerinde yer alan girişim firmalarını bu süreçte hızla desteklediklerini aktardı. Pandemiyle beraber çok güçlü görülen bazı kategorilerdeki girişimlerin yavaşlarken, daha önce öne çıkmamış olan yeni kategorilerin önem kazanmaya başladığına da işaret eden Salt, "Örneğin milli sağlık diye bir kavram ortaya çıktı. Uzaktan sağlık yönetimi de kritik bir kategori olarak öne geçti. Bu alanlarda çalışan startup'larımız da var" dedi. Kurumsal girişimcilik programlarından da bahseden Salt, hem çalışanların hem de üst yönetimin kurum içi girişimciliğe büyük ilgi gösterdiğini belirterek şu bilgileri paylaştı: "Kurum içi girişimcilik programına ilk başladığımızda 300 başvuru, yüzlerce proje geldi. Tüm üst yönetimce de desteklendi program. Hatta yatırımları Ahmet Zorlu imzaladı. Bu da girişimcilerimiz için büyük bir motivasyon kaynağı oldu."
Karantina sürecinde Zoom üzerinden yatırım yapmaya başladıklarını ifade eden Tarvenn Kurucu Ortağı Mustafa Kopuk, "Herkes gibi bizim de alışkanlıklarımızda değişiklikler oldu. Yüz yüze gelip el sıkışmadan yatırımlar yaptık" dedi. Özellikle oyun sektöründeki yükselişi görerek Weplay adında sadece oyun girişimlerini destekleyecek bir fon da kurdukları bilgisini veren Kopuk, bir de oyun stüdyosu yatırımı yapacaklarının haberini verdi.
"TEYZELER BİLE GETİR'İ ÖĞRENDİ"
Covid-19 salgınının ilk başladığı aylarda çok sayıda senaryo analizi yaptık. Portföyümüzde çok olumlu etkilenen şirketler oldu. Mesela Getir'i bu dönemde bilmeyenler de öğrendi. Teyzeler, anneanneler bile Getir diye bir uygulama olduğundan haberdar oldu. Tıkanma noktasına gelen bazı işlerde ise inovatif çalışmalar tetiklendi. Yeni süreçte eğitim teknolojileri ve uzaktan çalışmaya yönelik her türlü girişime odaklanacağız.