Corona virüsü yendi! En kritik parçayı 3 günde üretti!
Tekno Kauçuk CEO’su Albert Saydam, koronavirüsle 11 gün savaştıktan hemen sonra tarihi bir başarıya imza attı. Yerli solunum cihazının tanıtımında Baykar Savunma Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar’ın bahsettiği isim hastaneden çıktıktan hemen sonra çalışmalara başladı. Saydam yönetimindeki ekip, 3 gün içerisinde yerli solunum cihazının en kritik parçasını üretmeyi başardı.
Yerli solunum cihazının 14 günlük nefes nefese hikayesinde, küçük büyük Türk firmalarının büyük özverisi var. Tekno Kauçuk ekibi ve CEO'su Albert Saydam'ın ismi de bu süreçte bir kez daha duyuldu. Hatta cihazın teslim edildiği törende Baykar Savunma Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar, "Düşünün ki içindeki valfin kauçuğunu yapacak firmayı aradığımızda, 'Bir saniye kaybetmeye gerek yok. Ne gerekiyorsa yapmaya hazırız' deyip, hafta sonu fabrikayı açtılar" diye Tekno Kauçuk ekibini anlatmıştı.
Fabrikayı açtıran Albert Saydam, o gün Kovid-19 teşhisiyle 11 gün yattığı hastaneden taburcu ediliyordu. Parçayla ilgili talebi ilettiği ekibi, soru bile sormadan çalışmaya başladı. Cihaz içinde 5 milimetrelik kauçuk conta üretimi üç günde tamamlandı. Milliyet'e konuşan Saydam, o üç gün için, "60 senelik bir şirketiz. Artık hayatımızda 60 sene+3 gün var" tanımını yaptı. Cihaza Türkiye'de ve dünyada ihtiyaç olmamasının en büyük dilekleri olduğunu vurgulayan Saydam, "İlk defa bir üretim için 'ne kadar az üretirsek o kadar seviniriz' diyoruz, ancak tabii ki gerek bizim, gerekse dünyada ihtiyacı olanların ne kadar talebi olursa, hepsini karşılamaya da sonuna kadar hazırız" dedi. Başakşehir Şehir Hastanesi'nin ilk etabının açılışında, 14 günde seri üretim bandından indirilen ilk yerli ve milli yoğun bakım solunum cihazlarının da teslimatı yapılmıştı. Törende konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, cihaz için çalışan Arçelik, ASELSAN, Baykar ve Biosys firmalarına teşekkür ederken, çalışmanın arkasında onlarca mühendisin olduğuna dikkat çekmişti.
NE YAPABİLİRİZ?
Milliyet'te yer alan habere göre, Türkiye'de 11 Mart'ta ilk Kovid-19 teşhisi konulurken, Albert Saydam 18 Mart'ta rahatsızlandığını ve ilk 500 hastadan biri olduğunu anlatıyor. Eşinin de rahatsızlandığını ve 5 gün hastanede yattığını kaydeden Saydam, kendisinin ise 11 gün tedavi gördüğünü dile getiriyor. Eşinin taburcu olmasının ardından salgın sürecinde her bir bireyin nasıl katkı verebileceği konusunu uzun süre düşündüğünü belirten Saydam, şöyle anlatıyor:
"Rahatsızlığımın üçüncü gününe kadar bunun bir grip gibi olduğunu düşündüm. Üçüncü günün akşamı kandaki oksijene bakıp bir anda oksijen bağladılar. O an anladım ve ciddiyetini gördüm. Eşim taburcu olunca hastanede yalnızdım. Bu gibi durumlarda bir insana bile dokunmak çok önemliyken, hiçbir şey yapamadığımızı düşündüm. O an bu fikirden rahatsız oldum, her birey bir şey yapabilmeli. Bu illa solunum cihazı parçası yapmak değil, komşumuza yardım etmek, çevremize bir şey yapabilmek gibi küçük görünen ama aslında çok değerli şeyler. 6 gün bununla ilgili 'neler yapabiliriz' diye düşündüm. Tam taburcu kararımın alındığı sabah Selçuk Bayraktar aradı, bu problemi anlattı. İlk duyduğum an ne olduğunu bile düşünmeden 'hallederiz' dedim. Gerekirse 100 deneme yaparız ama insanlık için en azından 'denedik' diyebiliriz."
EKİBİMİZİN BAŞARISI
Evet, Saydam'ın anlattığı gibi 'gece gündüz denediler'. Sadece üç günde alternatifleriyle birlikte bu contayı cihaz için hazır ettiler. Sokağa çıkma yasağının o zor anlarında numune, Avrupa yakasından Gebze'deki fabrikaya ulaştırıldı. Bu katkının 'kendisinin' olduğuna yönelik bir algı oluşmaması için basına açıklama yapmaktan geri durduğunu belirten Albert Saydam, başarının, hiçbir şey sormadan işi üstlenen ekibiyle birlikte bu işe en ufak bir katkı veren herkesin olduğunu söyledi.
BİZE KISMETMİŞ
"İnsanlar tebrik ediyor, şaşırıyorum, utanıyorum" diyen Saydam, insanın varoluşunun temelinde 'insanlık için bir şeyler' yapmanın olduğuna dikkat çekiyor. Albert Saydam, "Alt üreticilerimiz, bu konuda çalışan herhangi biri, hiçbir hesap yapmadan özveriyle işini yaptı. Bu bir vicdan meselesidir, kim olsa aynısını yapardı. Şans tanınan, kısmet olan bizmişiz" dedi.
50 FİRMA SESSİZ SEDASIZ ÇALIŞIYOR
Albert Saydam, aynı zamanda Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkan Yardımcısı. Bu süreçte TAYSAD üyelerinin 'sessiz sedasız' büyük katkı verdiğini anlattı. TAYSAD Başkanı Alper Kanca ise 50 üyelerinin maske, siperlik, solunum cihazı alt parçaları, entübasyon kabini, tulum, test kiti uygulama kabini üretiminin içinde olduklarını söyledi. İşte o firmalar:
"Aisin, Akım Metal, Altaş Alüminyum, Ataylar, Atermit, B Plas, Bant Boru, Body Cote Istaş, Cavo Otomotiv, Coşkunöz, CPS, Çağatay Kablo, Debak, DevaPlast, Diniz Adient, Ditaş, Ecoplas, Ege Fren, EMG Plastik, Estaş Eksantrik, Farplas, Feka, FKT, Güçsan Plastik, Hisar Kalıp, İnci Holding, Kaplam, Kırpart, Mebant, Mita Kalıp, MTN Kalıp, Murat Ticaret, Norm Cıvata, Nova Kalıp, Nursan Elektrik, Orhan Holding, Ortem, Ottonom Group, Plascam, Sango, Seçil Kauçuk, Gürmak, Standard Profil, Supsan, Takosan, Tekno Kauçuk, TKG Otomotiv, Toyota Boshoku, Toyotetsu, Triwall."
3 DÖNEM DEİK MEKSİKA'DA BAŞKANDI
2020'nin Ocak ayına kadar üç dönem DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) Türkiye-Meksika İş Konseyi Başkanı olan Albert Saydam, iki ülke arasındaki 85 yıllık ilişki tarihinde, ilk kez bir Meksika Devlet Başkanı'nın Türkiye'ye gelmesinde rol oynamıştı. Saydam, Aralık 2013'teki İş Konseyi Forumunda Türkiye ile Meksika arasında çok sayıda ticaret ve yatırım anlaşmalarının imzalanmasına ve 22 Ağustos 2019'dan itibaren İstanbul-Meksiko doğrudan uçuşların başlamasında ön ayak olan isimlerdendi.
DÜNYA DEVLERİNE İHRACAT
Tekno Kauçuk, üretiminin yüzde 60'ını Almanya, ABD, Fransa, İngiltere, Çin, Fas, Romanya gibi geniş bir coğrafyaya ihraç ediyor. Albert Saydam, daha önce yaptığı açıklamalarda, otomotiv müşterileri arasında VW, Audi, Skoda, ZF, ThyssenKrupp, Yazaki ve Delphi'nin olduğunu, savunma sanayii kapsamında ise Aselsan, Roketsan ve Tai gibi sektörün liderleri ile çalıştıklarını belirtmişti.