2020 Türkiye'nin yılı olacak! Ekonomi şaha kalkacak
Yılın son çeyreğinde makro ekonomik göstergelerin olumlu seyretmeye başlamasıyla 2020'de ekonomide pozitif gelişmeler yaşanacağı beklentileri arttı. Bu yıl ekonomik göstergelerde Yeni Ekonomi Programında (YEP) belirtilen hedeflere yakın bir tablonun oluştuğu dikkati çekilirken, programın 2020 için çizilen çerçeveye dair güveni artırdı.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın son olarak Şırnak'ta vurguladığı gibi YEP'te 2020 için enflasyonun yüzde 8,5 ve büyümenin yüzde 5 düzeyinde gerçekleşmesi hedeflenirken, TCMB'nin aralık ayı tahmininde söz konusu beklentiler sırasıyla yüzde 10,07 ve yüzde 3,2 düzeyinde. TCMB'nin 2019'daki seri faiz indirimlerine ara vererek bekle-gör politikasını benimseyebileceği konuşulsa da ekonomistler 2020'de politika faizinde 150-300 baz puan daha düşme bekliyor. Türkiye'ye dair beklentilerinde son yıllarda olduğu gibi 2019'da da önemli revizyon yapan uluslararası kurumların tahmin güvenilirliği sorgulanırken, IMF , Dünya Bankası ve OECD'nin de Türkiye'nin 2020'de yüzde 3 büyüyeceği görüşünde birleşmesi dikkati çekiyor.
DIŞ ETKİLER DE ÖNEMLİ
Yurt dışında piyasalarda dalgalanmalara yol açan Brexit ve ticaret müzakereleri konularında belirsizliklerin nispeten giderilmesi ile yurt içinde ekonomi yönetiminin aldığı tedbirler sonucu dengelenmeden dönüşüm sürecine geçilmesi, hem analistlerin hem de iş dünyasının 2020'de daha olumlu bir ekonomik tablo görüleceği beklentilerini güçlendiriyor.
Konjonktürel politik hareketlerin takip edildiği ve jeopolitik risklerin gündemden düşmediği bir yılın daha sonuna yaklaşılırken, ülkeler arası siyasi çatışmaların temelinde yatan ekonomik sisteme hâkim olma isteği ve bu paralelde oluşan "ticaret savaşı" gelişmeleri, 2019'da piyasaları ve ekonomik kararları etkileyen temel konu oldu.
Brexit gelişmelerinin de yakından takip edildiği 2019'da, Avrupa ekonomisinde istenen toparlanmanın yakalanmaması, İtalya, İspanya ve İngiltere'de siyasi belirsizliklerin oluşması küresel ekonomiye dair yavaşlama kaygılarının artmasını tetikledi.
Gelişmeler çerçevesinde ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) gibi önde gelen merkez bankalarının ekonomiyi desteklemek amacıyla para politikalarında yeniden gevşemeye dönmesi ekonomiye ilişkin risklerin azalmasını sağladı.
Tüm bunlar doğrultusunda globalleşmenin getirdiği domino etkisi ile tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye ekonomisinde de iç gelişmelerden çok dış gelişmelerin öne çıktığı bir yıl yaşandı.
KARAMSAR TABLOLAR GERİDE KALDI
Yurt dışındaki riskler ve iç gelişmeler çerçevesinde, ekonomi yönetimi yıl genelinde gerek açıkladığı tedbirlerle gerekse hayata geçirdiği reformlarla ekonomide sert savrulmaların önüne geçti. Böylece 2019, Türkiye'de enflasyonun yüzde 20'lerden tek haneye gerilediği, daralma döneminden tekrar büyümeye geçildiği, ihracatta rekorların kırıldığı ve rekor cari fazlaların görüldüğü bir yıl oldu.
TÜİK verilerine göre, Türkiye'de ocak ayında yüzde 20,35 düzeyinde gerçekleşen enflasyon, kademeli bir şekilde düşüşe geçerek ekimde yüzde 8,55'e kadar geriledi. Kasımda yüzde 10,56 ile yeniden çift haneye çıkan enflasyonun, yılı Yeni Ekonomi Programı'nın (YEP) hedefi olan yüzde 12'ye yakın bir seviyede tamamlayacağı öngörülüyor.
Büyüme tarafında yıl içinde dengelenme sürecinden dönüşüm sürecine geçildiği görüldü. Bu anlamda geçen yılı yüzde 2,6 büyümeyle tamamlayan Türkiye ekonomisi, 2019'un ilk çeyreğinde yüzde 2,3 ve ikinci çeyreğinde yüzde 1,6 daraldı. Üçüncü çeyrekte beklentileri aşarak yüzde 0,9 büyüyen ekonominin, YEP hedefleri doğrultusunda 2019'u yüzde 0,5'lik Gayrisafi Yurt içi Hasıla artışıyla tamamlaması bekleniyor.
Geçen yıl 27,6 milyar dolarla son 9 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşen cari açığın, 2019'da kademeli iyileştiği ve artıya geçtiği görüldü. Türkiye, son 12 aylık cari dengede haziranda yaklaşık 17 yılın ardından ilk kez fazla verdi. "Türkiye'nin yumuşak karnı" olarak nitelendirilen ödemeler dengesinde elde edilen başarının 2020'de de sürdürülmesi yönünde kararlı bir duruş sergileyen ekonomi yönetiminin, cari açığın milli gelir içindeki payı için 2020 hedefi yüzde 1,2 düzeyinde bulunuyor.
Bu yıl ekonomik göstergelerde YEP'te belirtilen hedeflere yakın bir tablonun oluşması dikkati çekerken, bu durum söz konusu programda 2020 için çizilen çerçeveye dair güveni de artırdı.
YEP'te enflasyon hedefleri, 2019, 2020, 2021 ve 2022 yılları için sırasıyla yüzde 12, yüzde 8,5, yüzde 6 ve yüzde 4,9 düzeyinde bulunuyor. Programda işsizlik oranının 2019'da yüzde 12,9, 2020'de yüzde 11,8, 2021'de yüzde 10,6 ve 2022'de yüzde 9,8 olması hedefleniyor. Büyüme hedefleri ise 2019 için yüzde 0,5, sonraki 3 yıl için yüzde 5'er olarak yer alıyor.
ALTINDA YÜKSELİŞ SÜRECEK
Yatırım analistleri, altının 2019 gibi 2020'de de güvenli liman görevi görebileceğini belirterek, "Washington-Pekin hattında devam eden ticaret savaşları ons fiyatını daha da arttırabilir" tahmininde bulundu. Para ve Altın piyasaları uzmanı İslam Memiş de gram altının 2020'de 320 lirayı görülebileceğini dile getirdi. Memiş, altının gelecek yıl da yatırımcısının yüzünü güldüreceğini söyledi.
TRİLYONLUK BORSADA ZİRVE BAŞARISI
Borsa İstanbul (BİST), yılsonuna iki gün kala toplam piyasa değeri 1 trilyon 188 milyar lirayı bulan şirketleriyle yatırımcısının yüzünü güldürdü. 100 endeksinin 115 binler seviyesine kadar çıktığı BİST'in en popüler hisseleri arasında Tüpraş, Enka İnşaat, Ereğli Demir Çelik, Turkcell, Bim Mağazaları, Türk Telekom, İskenderun Demir Çelik, ASELSAN, Sabancı Holding, Türk Hava Yolları ve Vakıflar Bankası bulunuyor. Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, bu hafta içinde 114 bin 500 puanın üzerine çıkarak son 20 ayın en yüksek seviyesini görmüş ve rekor kırmıştı. Analistler, yeni hedeflerin 115.000 ve 115.500 seviyeleri olduğunu belirtirken, yıl içinde seçimini doğru yapan yatırımcılar borsadan yüz güldürücü sonuçlar aldı.
MERKEZ GEREKENİ YAPTI
Bu yıl Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) son 4 toplantıda toplam 1200 baz puanlık faiz indirimi yaparken, politika faizi yıl başında bulunduğu yüzde 24 seviyesinden yüzde 12'ye inmiş oldu.
Sadece faiz indirimleri ile değil, repo ve swap ihaleleri, zorunlu karşılık düzenlemeleri ve sözle yönlendirmeleri ile öne çıkan TCMB'nin, finansal piyasalarda sağladığı istikrar ile ekonomiye çok önemli bir şekilde destek sağladığı görüldü.
Bu kapsamda TCMB'nin 2019'daki seri faiz indirimlerine gelecek yıl ara vereceği ve bekle-gör politikasını benimseyebileceği konuşulsa da, ekonomistler 2020'de politika faizinde 150-300 baz puan daha azaltım bekliyor. Böylece piyasalarda politika faizinin 2020'de yüzde 9,0 ila yüzde 10,5 arasında şekilleneceği öngörülüyor.
TCMB'nin reel sektör, finansal sektör ve profesyonellerle geniş kapsamlı olarak gerçekleştirdiği aralık ayı beklenti anketine bakıldığında ise 2019 sonunda enflasyonun yüzde 11,62 düzeyinde gerçekleşeceği, ekonominin de yüzde 0,4 büyüyeceği öngörülüyor.
Söz konusu ankette 12 ay sonrasına yönelik enflasyonun yüzde 10,07, büyümenin yüzde 3,2 ve politika faizinin yüzde 10,60 düzeyinde gerçekleşeceği öngörülüyor.
DIŞ ETKİLER DE ÖNEMLİ
Yurt dışında piyasalarda dalgalanmalara yol açan Brexit ve ticaret müzakereleri konularında belirsizliklerin nispeten giderilmesi ile yurt içinde ekonomi yönetiminin aldığı tedbirler sonucu dengelenmeden dönüşüm sürecine geçilmesi, hem analistlerin hem de iş dünyasının 2020'de daha olumlu bir ekonomik tablo görüleceği beklentilerini güçlendiriyor.
Konjonktürel politik hareketlerin takip edildiği ve jeopolitik risklerin gündemden düşmediği bir yılın daha sonuna yaklaşılırken, ülkeler arası siyasi çatışmaların temelinde yatan ekonomik sisteme hâkim olma isteği ve bu paralelde oluşan "ticaret savaşı" gelişmeleri, 2019'da piyasaları ve ekonomik kararları etkileyen temel konu oldu.
Brexit gelişmelerinin de yakından takip edildiği 2019'da, Avrupa ekonomisinde istenen toparlanmanın yakalanmaması, İtalya, İspanya ve İngiltere'de siyasi belirsizliklerin oluşması küresel ekonomiye dair yavaşlama kaygılarının artmasını tetikledi.
Gelişmeler çerçevesinde ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) gibi önde gelen merkez bankalarının ekonomiyi desteklemek amacıyla para politikalarında yeniden gevşemeye dönmesi ekonomiye ilişkin risklerin azalmasını sağladı.
Tüm bunlar doğrultusunda globalleşmenin getirdiği domino etkisi ile tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye ekonomisinde de iç gelişmelerden çok dış gelişmelerin öne çıktığı bir yıl yaşandı.
KARAMSAR TABLOLAR GERİDE KALDI
Yurt dışındaki riskler ve iç gelişmeler çerçevesinde, ekonomi yönetimi yıl genelinde gerek açıkladığı tedbirlerle gerekse hayata geçirdiği reformlarla ekonomide sert savrulmaların önüne geçti. Böylece 2019, Türkiye'de enflasyonun yüzde 20'lerden tek haneye gerilediği, daralma döneminden tekrar büyümeye geçildiği, ihracatta rekorların kırıldığı ve rekor cari fazlaların görüldüğü bir yıl oldu.
TÜİK verilerine göre, Türkiye'de ocak ayında yüzde 20,35 düzeyinde gerçekleşen enflasyon, kademeli bir şekilde düşüşe geçerek ekimde yüzde 8,55'e kadar geriledi. Kasımda yüzde 10,56 ile yeniden çift haneye çıkan enflasyonun, yılı Yeni Ekonomi Programı'nın (YEP) hedefi olan yüzde 12'ye yakın bir seviyede tamamlayacağı öngörülüyor.
Büyüme tarafında yıl içinde dengelenme sürecinden dönüşüm sürecine geçildiği görüldü. Bu anlamda geçen yılı yüzde 2,6 büyümeyle tamamlayan Türkiye ekonomisi, 2019'un ilk çeyreğinde yüzde 2,3 ve ikinci çeyreğinde yüzde 1,6 daraldı. Üçüncü çeyrekte beklentileri aşarak yüzde 0,9 büyüyen ekonominin, YEP hedefleri doğrultusunda 2019'u yüzde 0,5'lik Gayrisafi Yurt içi Hasıla artışıyla tamamlaması bekleniyor.
Geçen yıl 27,6 milyar dolarla son 9 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşen cari açığın, 2019'da kademeli iyileştiği ve artıya geçtiği görüldü. Türkiye, son 12 aylık cari dengede haziranda yaklaşık 17 yılın ardından ilk kez fazla verdi. "Türkiye'nin yumuşak karnı" olarak nitelendirilen ödemeler dengesinde elde edilen başarının 2020'de de sürdürülmesi yönünde kararlı bir duruş sergileyen ekonomi yönetiminin, cari açığın milli gelir içindeki payı için 2020 hedefi yüzde 1,2 düzeyinde bulunuyor.
Bu yıl ekonomik göstergelerde YEP'te belirtilen hedeflere yakın bir tablonun oluşması dikkati çekerken, bu durum söz konusu programda 2020 için çizilen çerçeveye dair güveni de artırdı.
YEP'te enflasyon hedefleri, 2019, 2020, 2021 ve 2022 yılları için sırasıyla yüzde 12, yüzde 8,5, yüzde 6 ve yüzde 4,9 düzeyinde bulunuyor. Programda işsizlik oranının 2019'da yüzde 12,9, 2020'de yüzde 11,8, 2021'de yüzde 10,6 ve 2022'de yüzde 9,8 olması hedefleniyor. Büyüme hedefleri ise 2019 için yüzde 0,5, sonraki 3 yıl için yüzde 5'er olarak yer alıyor.
ALTINDA YÜKSELİŞ SÜRECEK
Yatırım analistleri, altının 2019 gibi 2020'de de güvenli liman görevi görebileceğini belirterek, "Washington-Pekin hattında devam eden ticaret savaşları ons fiyatını daha da arttırabilir" tahmininde bulundu. Para ve Altın piyasaları uzmanı İslam Memiş de gram altının 2020'de 320 lirayı görülebileceğini dile getirdi. Memiş, altının gelecek yıl da yatırımcısının yüzünü güldüreceğini söyledi.
TRİLYONLUK BORSADA ZİRVE BAŞARISI
Borsa İstanbul (BİST), yılsonuna iki gün kala toplam piyasa değeri 1 trilyon 188 milyar lirayı bulan şirketleriyle yatırımcısının yüzünü güldürdü. 100 endeksinin 115 binler seviyesine kadar çıktığı BİST'in en popüler hisseleri arasında Tüpraş, Enka İnşaat, Ereğli Demir Çelik, Turkcell, Bim Mağazaları, Türk Telekom, İskenderun Demir Çelik, ASELSAN, Sabancı Holding, Türk Hava Yolları ve Vakıflar Bankası bulunuyor. Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, bu hafta içinde 114 bin 500 puanın üzerine çıkarak son 20 ayın en yüksek seviyesini görmüş ve rekor kırmıştı. Analistler, yeni hedeflerin 115.000 ve 115.500 seviyeleri olduğunu belirtirken, yıl içinde seçimini doğru yapan yatırımcılar borsadan yüz güldürücü sonuçlar aldı.
MERKEZ GEREKENİ YAPTI
Bu yıl Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) son 4 toplantıda toplam 1200 baz puanlık faiz indirimi yaparken, politika faizi yıl başında bulunduğu yüzde 24 seviyesinden yüzde 12'ye inmiş oldu.
Sadece faiz indirimleri ile değil, repo ve swap ihaleleri, zorunlu karşılık düzenlemeleri ve sözle yönlendirmeleri ile öne çıkan TCMB'nin, finansal piyasalarda sağladığı istikrar ile ekonomiye çok önemli bir şekilde destek sağladığı görüldü.
Bu kapsamda TCMB'nin 2019'daki seri faiz indirimlerine gelecek yıl ara vereceği ve bekle-gör politikasını benimseyebileceği konuşulsa da, ekonomistler 2020'de politika faizinde 150-300 baz puan daha azaltım bekliyor. Böylece piyasalarda politika faizinin 2020'de yüzde 9,0 ila yüzde 10,5 arasında şekilleneceği öngörülüyor.
TCMB'nin reel sektör, finansal sektör ve profesyonellerle geniş kapsamlı olarak gerçekleştirdiği aralık ayı beklenti anketine bakıldığında ise 2019 sonunda enflasyonun yüzde 11,62 düzeyinde gerçekleşeceği, ekonominin de yüzde 0,4 büyüyeceği öngörülüyor.
Söz konusu ankette 12 ay sonrasına yönelik enflasyonun yüzde 10,07, büyümenin yüzde 3,2 ve politika faizinin yüzde 10,60 düzeyinde gerçekleşeceği öngörülüyor.