Bakan Ahmet Arslan'dan 3. Havalimanı iddialarına yanıt
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, İstanbul 3. havalimanı projesinden bazı firmaların desteğini çektiği iddialarına ilişkin, “Ülkemiz bu kadar güvenle, istikrarla yol alırken yap-işlet-devret ve ülkemizin yaptığı projelere bu kadar büyük teklif gelirken İstanbul’dan herhangi birinin çekilmesi söz konusu değil” dedi.
Kan bağışının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Arslan, bir gazetecinin "İstanbul 3. havalimanı projesinden bazı firmaların desteğini çektiği ile ilgili iddialara ilişkin neler söyleyeceksiniz?" sorusu üzerine, "Özellikle içinde bulunduğumuz konjonktürde ekonomik olarak ülkemizi güçsüz göstermeye çalışan bütün oyun kuruculara ülke olarak en iyi cevabı 1915 Çanakkale Köprüsü'nün ihalesini çok başarılı bir şekilde gerçekleştirdi ve burada 7 yerli, 8 yabancı olmak üzere 4 ülkeden teklif geldi. 13 finans kuruluşu da 'Evet biz bunu finanse edeceğiz' diye iyi niyet mektuplarını verdiler ki bu sistemde bu mektuplar çok önemlidir. Ülkemiz bu kadar güvenle, istikrarla yol alırken yap-işlet-devret ve ülkemizin yaptığı projelere bu kadar büyük teklif gelirken İstanbul'dan herhangi birinin çekilmesi söz konusu değil." cevabını verdi.
Arslan, "İstanbul 3. havalimanında bütün işler planlandığı şekilde yürümeye devam ediyor ve söyledikleri firmanın ismini de dün araştırdım, gördüm ki 3. havalimanındaki bütün konveyör sistemini dünyanın en önemli firmalarından biri başarılı bir şekilde yapmaya devam ediyor. Sadece bu değil, 3. havalimanındaki bütün projelerimizde gerek yerli gerek yabancı firmaların ilgili olağanüstü bir şekilde devam ediyor. Bize de 'Biz de bu projenin içinde yer almak, bu projeye ürün vermek istiyoruz ki sadece buradan elde edeceğimiz ticari kazanç değil gelecekte evet biz de o havalimanının inşaatında hizmet verirken yer aldık diyebilmek adına'. Ülkenin bu kadar önemli, dünyanın bu kadar önemli prestij projesinde herkesin yer almaya çalıştığı bir ortamda hiç kimsenin çekilmesi söz konusu değil. Dün ve bugün tekrar çalışmaları gözden geçirdik, arkadaşlara da sordum, söyledikleri firma da dahil herkes işine devam ediyor. Çünkü hedeflerimiz var, 2018'in ilk çeyreğinde biz birinci fazını devreye sokacağız diyoruz. Bunun için de hummalı çalışmamız devam ediyor" dedi.
"60 TÜRK LİRASININ ÜZERİNE ÇIKILMAYACAK"
Bakan Arslan, limanlarda tartım ücretleri ile ilgili yeni bir düzenlemenin olup olmadığı ile ilgili ise, "SOLAS kuralları gereği 1 Temmuz 2016 yılından itibaren gemilere yüklenecek dolu konteynırların boş ağırlığının yani darasının ölçülüp bunun teyit edilmesi ihtiyacı var. O günden bugüne birçok firma farklı fiyatlar uyguluyor. Doğrusu 50 dolardan başlayıp 150 dolarlara kadar fiyatlar uygulanıyor. Sektörün bir sıkıntısıydı, ikincisi de ihracatçılarımızın önemli bir sıkıntısıydı. Çünkü ihraç ettikleri ürünlere ciddi bir maliyet getiriyor, ekonomik olan ihracat ekonomik olmaktan çıkıyordu. Bunun yerine bir genelge yayınladık. Bütün limanlarda ve bütün fabrikalarda bu tartımlar yapılırken boş tartımda 60 Türk lirasının üzerine çıkamayacak ancak 60 Türk lirasının altında bir uygulama yapabilecekler. Bu da ihracatçılarımıza yıllık yaklaşık 70 milyon Türk lirası destek demek ki, biz aslında bu 70 Türk lirası destekle daha fazla ihracat yapılabilmesi, daha fazla katma değer oluşturulmasını da sağlamış olacağız" açıklamasında bulundu.
"ACENTA ARACILIĞI İLE YAPILMASI ÇOK TERCİH ETTİĞİMİZ BİR YOL DEĞİL"
"Yabancı bayraklı ama Türk sahipli teknelerin geçişlerinde 6 bin dolar istendiği ile ilgili iddialar var, doğru mudur bunlar?" sorusu üzerine Bakan Arslan, denizciliğin uluslararası bir sektör olduğunu hatırlatarak, "Denizcilikle ilgili işlemlerin acentalar marifetiyle yapıldığı doğrudur ancak Türk bayrağına geçişi kolaylaştırmak adına, Türk sahipli yabancı bayraklı teknelerin geçişini kolaylaştırmak adına yasal düzenlemeler yaptık, ikincil mevzuatları düzenledik ve bununla ilgili de beklentimiz 6 bin civarında teknenin Türk bayrağına geçmesi, marinalarımızda Türk bayraklı teknelerin geziyor ve Türk bayrağının dalgalanmış olmasıydı. Tek işlem var, liman başkanlıklarına veya genel müdürlüğe işin sahibi veya vekalet verdiği bir kişinin vereceği bir dilekçedir bütün işlem. Dilekçe ile işlem yapılıyor ve bütün liman başkanlıklarımıza, bütün bölge müdürlüklerimize ve ilgili birimlerimize yaptığımız bir genelgeyle de denizcilik ile ilgili birçok işi ve işlemi kolaylaştırdık, süreyi kısalttık ama özellikle bu konuyu teşvik ettiğimiz için burada ekstra hassasiyet göstermeleri ve dilekçe dışında da hiçbir işlem yapmamaları konusunda da uyarımızı yaptık. Ama şunu bilin, insanlarımız hayır ben kendim gitmeyeceğim, vekaleten de birini göndermeyeceğim, acenta aracılığı ile yapacağım diyorsa doğrusu bu çok tercih ettiğimiz, istediğimiz bir yol değil. Onların takdirlerindedir ama herkes bilsin ki hiçbir ücret alınmadan bütün liman başkanlıklarımıza veya genel müdürlüğe verilecek bir dilekçe ile bu işlem yürütülüyor. Herhangi bir parasal karşılığı yok. Zira biz bunu teşvik ederken birçok vergiden muafiyetler sağladık, harçlardan muafiyet sağladık, ÖTV'den muafiyet sağladık, KDV'yi yüzde 1'e düşürdük. Böyle bir uygulamayı yapıyorken birilerinin kalkıp 6 bin dolar gibi bir fiyat alır, bu işi engellemesine kesinlikle izin vermeyeceğiz ve insanlarımızdan istirhamımız da oralara değil, direkt liman başkanlıklarımıza veya bize başvurmaları" şeklinde konuştu.