Türk şarabı Fransız butiklerinde
Dünyaca ünlü şarap şehri Bordeaux'nun Saint Emilion bölgesinde, Türk şarapları da satılıyor.
Şarabın başkenti Bordeaux'nun Saint Emilion bölgesinde Türk şarapları, dünyanın başlıca markalarıyla bir arada yer alıyor. Yılda 36 milyon şişe kırmızı şarabın üretildiği Saint Emilion'da 5 bin hektar bağ yetiştiriliyor.
Yaklaşık bin şarap üreten şatonun ve 45 şarap butiğinin bulunduğu bölgede, bağlardaki üzümlerin yüzde 60'ını Merlot oluşturuyor, ardından Cabernet Franc (Bouchet) geliyor. Yörede daha az miktarlarda Cabernet Sauvignon ve Malbec de yetiştiriliyor. Kaliteye çok önem verilen Sain Emillion da kalite kontrolü de resmi tadımla yapılıyor.
Kavaklıdere Şarapları Murahhas Azası Ali Başman, Fransa'nın Saint Emilion bölgesinde Burgonya şarabı satan bir butiğin, aynı zamanda Türk şarabı da satmasının gurur verici olduğunu söyledi. Türk şarabının artık belli bir noktaya gelmeye başladığını kaydeden Başman, bu durumun gerek uluslararası yarışmalarda, gerekse tadımlarda kendini gösterdiğini ve yavaş yavaş Türk şarabının konuşulmaya başlandığını belirtti.
Bunun bir adım olduğuna da işaret eden Başman, Türkiye'deki tüm şarap üreticilerinin hata yapmadan devam etmesi gerektiğine dikkat çekti ve şöyle devam etti: ''Hata yapmamak çok önemli. Grand Prix gibi düşünün, dördüncü virajı alamazsanız yarış biter, kaybedersiniz. O yüzden hiç kimsenin hata yapma lüksü yok. Futbol maçında da seyirciler arasından bir kişi taş atarsa, ceza bütün takıma ve bütün seyirciye kesilir. Bu bir gerçek. Hepimizin birbirimize sahip çıkması gerekiyor. Birbirimizi kollayarak, hep beraber hem Anadolu üzümlerini, hem Anadolu'da yapılan tüm şarapları dünyaya tanıtmalıyız. Sonuçta bu bize katma değer getirir, Türkiye'nin tanıtımına katkıda bulunuruz.''
''ADANA ACILI OLUR, BAŞKA TÜRLÜ OLMAZ DİYE İDDİA ETMEMEK LAZIM''
Türkiye'de gastronominin de hızla geliştiğini hatırlatan Başman, şarap ve gastronominin bir bütün olduğunu, yurt dışındaki Türk restoranlarında Türk şarabının satılmasının, Türkiye'nin ve şarabın tanıtımına büyük katkı sağlayacağını söyledi. Başman, ''sadece bizim tatlarımızda kalacağız'' diye iddia edilmemesi gerektiğini de belirterek, şöyle devam etti: ''Bizim tatlarımızı da belki yabancıların deneyeceği tarza dönüştürmek, uyarlamak lazım. İlla (Adana acılı olur, başka türlü olmaz) diye iddia etmemek lazım. O zaman şansımızı azaltıyoruz. Yurt dışında, uluslararası standartlarda Türk restoranlarının sayısı artarsa, hem Türkiye'yi hem Türk şarabını çok daha iyi tanıtmak mümkündür. Bunun örneği İtalyanlardır. Hepimizin aynı ruhla bakması çok önemli. Yurt dışındaki bazı restoranlar Türk şarabı satmıyorlar, İtalyan şarabı satıyorlar, Fransız şarabı satıyorlar. Ama İtalyan restoranında kesinlikle bir Türk şarabı bulamazsınız. Saint Emillion'da Türk şarabı satılıyorsa yurt dışındaki Türk restoranlarında niye olmasın? Eskiden çeşitlilik azdı, kalite belki yeterli değildi. Ama bugün artık bunlar geçerli değil.''
''ŞARAP, MÜZİK GİBİDİR''
Şarapta kaliteyi yükseltmenin öncelikli hedefleri olduğunu da ifade eden Başman, Türk şarabında ciddi bir gelişme olduğunu söyledi. Başman, şarabın da müzik gibi olduğunu kaydederek, ''Müzik gibi, dinlersiniz ilk başta hepsi aynı gelir. Yavaş yavaş ayırt etmeye başlarsınız, sonra sevmeye, sonra detaylara girmeye başlarsınız'' diye konuştu.
Kavaklıdere şaraplarının 4 ürününe butiğinde yer veren ünlü şarap uzmanı Stephane Derenoncourt da birçok insanın şarabı sevdiğini ama çok az insanın şarabı bildiğini söyledi. Derenoncourt, ''Biz, bilgi birikimini satıyoruz, tematik olarak çalışıyoruz. Türk şarabını dünyaya tanıtıyoruz'' dedi. (AA)
Yaklaşık bin şarap üreten şatonun ve 45 şarap butiğinin bulunduğu bölgede, bağlardaki üzümlerin yüzde 60'ını Merlot oluşturuyor, ardından Cabernet Franc (Bouchet) geliyor. Yörede daha az miktarlarda Cabernet Sauvignon ve Malbec de yetiştiriliyor. Kaliteye çok önem verilen Sain Emillion da kalite kontrolü de resmi tadımla yapılıyor.
Kavaklıdere Şarapları Murahhas Azası Ali Başman, Fransa'nın Saint Emilion bölgesinde Burgonya şarabı satan bir butiğin, aynı zamanda Türk şarabı da satmasının gurur verici olduğunu söyledi. Türk şarabının artık belli bir noktaya gelmeye başladığını kaydeden Başman, bu durumun gerek uluslararası yarışmalarda, gerekse tadımlarda kendini gösterdiğini ve yavaş yavaş Türk şarabının konuşulmaya başlandığını belirtti.
Bunun bir adım olduğuna da işaret eden Başman, Türkiye'deki tüm şarap üreticilerinin hata yapmadan devam etmesi gerektiğine dikkat çekti ve şöyle devam etti: ''Hata yapmamak çok önemli. Grand Prix gibi düşünün, dördüncü virajı alamazsanız yarış biter, kaybedersiniz. O yüzden hiç kimsenin hata yapma lüksü yok. Futbol maçında da seyirciler arasından bir kişi taş atarsa, ceza bütün takıma ve bütün seyirciye kesilir. Bu bir gerçek. Hepimizin birbirimize sahip çıkması gerekiyor. Birbirimizi kollayarak, hep beraber hem Anadolu üzümlerini, hem Anadolu'da yapılan tüm şarapları dünyaya tanıtmalıyız. Sonuçta bu bize katma değer getirir, Türkiye'nin tanıtımına katkıda bulunuruz.''
''ADANA ACILI OLUR, BAŞKA TÜRLÜ OLMAZ DİYE İDDİA ETMEMEK LAZIM''
Türkiye'de gastronominin de hızla geliştiğini hatırlatan Başman, şarap ve gastronominin bir bütün olduğunu, yurt dışındaki Türk restoranlarında Türk şarabının satılmasının, Türkiye'nin ve şarabın tanıtımına büyük katkı sağlayacağını söyledi. Başman, ''sadece bizim tatlarımızda kalacağız'' diye iddia edilmemesi gerektiğini de belirterek, şöyle devam etti: ''Bizim tatlarımızı da belki yabancıların deneyeceği tarza dönüştürmek, uyarlamak lazım. İlla (Adana acılı olur, başka türlü olmaz) diye iddia etmemek lazım. O zaman şansımızı azaltıyoruz. Yurt dışında, uluslararası standartlarda Türk restoranlarının sayısı artarsa, hem Türkiye'yi hem Türk şarabını çok daha iyi tanıtmak mümkündür. Bunun örneği İtalyanlardır. Hepimizin aynı ruhla bakması çok önemli. Yurt dışındaki bazı restoranlar Türk şarabı satmıyorlar, İtalyan şarabı satıyorlar, Fransız şarabı satıyorlar. Ama İtalyan restoranında kesinlikle bir Türk şarabı bulamazsınız. Saint Emillion'da Türk şarabı satılıyorsa yurt dışındaki Türk restoranlarında niye olmasın? Eskiden çeşitlilik azdı, kalite belki yeterli değildi. Ama bugün artık bunlar geçerli değil.''
''ŞARAP, MÜZİK GİBİDİR''
Şarapta kaliteyi yükseltmenin öncelikli hedefleri olduğunu da ifade eden Başman, Türk şarabında ciddi bir gelişme olduğunu söyledi. Başman, şarabın da müzik gibi olduğunu kaydederek, ''Müzik gibi, dinlersiniz ilk başta hepsi aynı gelir. Yavaş yavaş ayırt etmeye başlarsınız, sonra sevmeye, sonra detaylara girmeye başlarsınız'' diye konuştu.
Kavaklıdere şaraplarının 4 ürününe butiğinde yer veren ünlü şarap uzmanı Stephane Derenoncourt da birçok insanın şarabı sevdiğini ama çok az insanın şarabı bildiğini söyledi. Derenoncourt, ''Biz, bilgi birikimini satıyoruz, tematik olarak çalışıyoruz. Türk şarabını dünyaya tanıtıyoruz'' dedi. (AA)