Cuma günü okullar tatil mi? 28 Ekim Cuma okullar yarım gün mü, tam gün mü tatil? İlkokul, ortaokul, lise, üniversite...
28 Ekim Cuma günü okullar tatil mi olacak? Türkiye'de "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." kuralını devlet yönetimine yerleştiren ve demokrasiyi taçlandıran Cumhuriyet'in ilanının 99. yılı büyük bir coşkuyla kutlanacak. 29 Ekim'in Cumartesi gününde denk gelmesi ile birlikte 28 Ekim Cuma günü için bazı sorular gündeme geldi. Bu kapsamda cuma günü okulların tatil olup olmayacağı da merak edilenler arasında. Peki, Cuma günü okullar tatil mi? 28 Ekim Cuma okullar yarım gün mü, tam gün mü tatil? İşte haberin detayları...
28 Ekim Cuma günü okullar tatil mi? 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Antlaşması'nın imzalanması ile milli bağımsızlık tam anlamıyla gerçekleşirken, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı olarak kutlanmaya başladı. Bu yıl 29 Ekim, cumartesi gününe denk geliyor. Bu kapsamda en çok merak edilenler arasında 28 Ekim'de okulların tatil olup olmayacağı yer aldı. Peki, Cuma günü okullar tatil mi? 28 Ekim Cuma okullar yarım gün mü, tam gün mü tatil? İşte ayrıntılar...
28 EKİM CUMA GÜNÜ OKULLAR TATİL Mİ?
Cumhuriyet Bayramı, 28 Ekim günü saat 13.00'ten itibaren başlayacak ve 29 Ekim günü devam edecek. Buna göre, "1,5 gün resmi tatil" olacak. Bu kapsamda 28 Ekim Cuma günü okullar öğleden sonra tatil olacak.
29 EKİM TATİLİ KAÇ GÜN OLACAK?
Bazı iş yerleri, 28 Ekim Cuma günü ile birlikte 29 Ekim Cumartesi gününde tercihen çalışma düşünmeyip, 28 Ekim Cuma günü saat 13:00'e kadar olan yarım günlük ve 29 Ekim Cuma günü tam günlük çalışma süresini yıllık ücretli izin olarak değerlendiriyor. Bu süreler birleştiğinde 3 gün tatil yapma imkanı doğuyor.
CUMHURİYET'İN İLANI HAKKINDA
24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması imzalanarak yeni Türk devletinin bağımsızlığı kabul edildi.
İkinci dönem Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanmasından 2 ay sonra 13 Ekim 1923'te Ankara, Türkiye'nin hükümet merkezi oldu. Artık mevcut rejimin isminin de bütün açıklığı ile konulması, yeni devletin başkanının seçilmesi gerekiyordu.
O güne kadar Devlet Başkanlığı görevi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak Mustafa Kemal Paşa tarafından yürütülmüştü. Diğer taraftan bazı yabancı ülkeler de Lozan Antlaşması'nın onayı için Türkiye'deki yeni devlet rejiminin daha açık şekilde belirlenmesini istiyordu.
27 Ekim 1923'te İcra Vekilleri Heyetinin istifası ve Meclis'in güvenini kazanacak bir kabine listesinin oluşturulamaması da bu soruna acil bir çözüm gerektirdi.
"YARIN CUMHURİYET İLAN EDECEĞİZ"
Mustafa Kemal Paşa, 28 Ekim 1923 akşamına kadar hükümetin kurulamaması üzerine Çankaya Köşkü'nde arkadaşları için Latife Hanım'a bir sofra hazırlattı. İsmet Paşa, Ali Fuat Paşa, Halit Paşa, Kemalettin Sami Bey'in de yer aldığı akşam yemeğinde yaşananları Mustafa Kemal Paşa, Nutuk'ta şöyle anlattı:
"Gece olmuştu... Çankaya'ya gitmek üzere Meclis binasından ayrılırken, koridorlarda beni beklemekte olan Kemalettin Sami ve Halit Paşa'lara rastladım. Ali Fuat Paşa, Ankara'dan hareket ederken bunların Ankara'ya geldiklerini o günkü gazetede 'Bir Uğurlama ve Bir Karşılama' başlığı altında okumuştum. Daha kendileriyle görüşmemiştim. Benimle konuşmak üzere geç vakte kadar orada beklediklerini anlayınca, akşam yemeğine gelmelerini, Milli Savunma Bakanı Kazım Paşa vasıtasıyla kendilerine bildirdim. İsmet Paşa ile Kazım Paşa'ya ve Fethi Bey'e de Çankaya'ya benimle birlikte gelmelerini söyledim. Çankaya'ya gittiğim zaman, orada, beni görmek üzere gelmiş bulunan Rize Milletvekili Fuat, Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey'lerle karşılaştım. Onları da yemeğe alıkoydum.
Yemek sırasında: 'Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz' dedim. Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim. Yaptığım programın ve verdiğim talimatın uygulanışını göreceksiniz.
Efendiler, görüyorsunuz ki Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davet ederek onlarla görüşüp tartışmaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Çünkü, onların da aslında ve tabii olarak benim gibi düşündüklerinden şüphe etmiyordum. Halbuki o sırada Ankara'da bulunmayan bazı kişiler, yetkileri olmadığı halde, kendilerine haber verilmeden, düşünce ve rızaları alınmadan Cumhuriyet'in ilan edilmiş olmasını bize gücenme ve bizden ayrılma sebebi saydılar."
"YAŞASIN CUMHURİYET" SESLERİ VE ALKIŞLARLA KARŞILANDI
Mustafa Kemal Paşa o gece İsmet Paşa ile 1921 Anayasası'nın bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını hazırladı.
"Türkiye devletinin hükümet şekli cumhuriyettir." hükmünün yer aldığı tasarı üzerinde TBMM'de yapılan konuşmalardan sonra saat 20.30'da oturuma katılan 158 üyenin tamamının oyuyla Cumhuriyet'in ilanı kabul edildi. Cumhuriyet'in ilanı "Yaşasın Cumhuriyet" sesleri ve alkışlarla karşılandı.
Böylece yeni devletin yönetim biçimi bütün açıklığı ile ismini almış oldu. Cumhuriyet'in ilanı ile "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir" ilkesi de artık devlet yönetiminde en belirgin şekliyle yerini buldu.
Ardından cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi. Yapılan gizli oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyunu alan Gazi Mustafa Kemal Paşa, TBMM tarafından yeni Türk devletinin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Bunun üzerine kürsüye gelen Mustafa Kemal Paşa, yaptığı konuşmasını, "Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır." sözü ile bitirdi.
Böylece devletin adı ve rejimiyle ilgili tartışmalara son verildi ve devlet başkanlığı konusu çözüme kavuştu. Hükümetin kurulma şekli yeniden düzenlendi.
Buna göre, cumhurbaşkanı başbakanı atayacak, başbakan da bakanlarını seçip cumhurbaşkanının onayına sunacaktı. Bu uygulamayla, Meclis Hükümeti Sistemi yerine parlamenter rejime geçilmiş oldu.
1925'ten bu yana "Milli Bayram" olarak kutlanmaya başlandı
İlk hükümeti kurmakla İsmet İnönü görevlendirilirken, Fethi Okyar da TBMM Başkanlığı'na seçildi.
Türk halkı, 29 Ekim gecesi ve 30 Ekim günü Cumhuriyet'in ilanını kutladı. 26 Ekim 1924'te yayımlanan kararname ile Cumhuriyet'in ilanının 101 pare top atışı ve düzenlenecek etkinliklerle kutlanmasına karar verildi.
Karar doğrultusunda 29 Ekim 1924'teki etkinlikler, kutlamaların başlangıcı oldu.
Hariciye Vekaleti, 2 Şubat 1925'te bir kanun teklifiyle 29 Ekim'in bayram olmasını önerdi. Teklif, Meclis Anayasa Komisyonu tarafından incelendi ve 18 Nisan'da karara bağlandı.
TBMM'de teklifin 19 Nisan'da kabul edilmesiyle 29 Ekim, 1925 yılından bu yana "Milli Bayram" olarak kutlanmaya başlandı.