Hizbullah'tan yapılan yazılı açıklamada, son 24 saatte yaşamını yitiren Hizbullah mensubu sayısının iki kişinin daha ölümüyle 17'e yükseldiği belirtildi.
İsrail'le çatışmalarda ölen iki Hizbullah mensubunun adlarının Muhammed Hüseyin Ubeyd ve Abbas Mahmud Salih olduğu kaydedildi.
İsrail ordusu ile Lübnan Hizbullahı arasında 8 Ekim'den bu yana devam eden çatışmalar ve karşılıklı saldırılarda yaşamını yitiren Hizbullah mensuplarının sayısı 501'e yükseldi.
Hizbullah'tan daha önce yapılan açıklamada, İsrail ordusunun dün Beyrut'ta gerçekleştirdiği hava saldırısında, "Rıdvan Gücü"nün eski komutanlarından Ahmed Mahmud Vehbi'nin de aralarında bulunduğu 15 mensubunun öldüğünü duyurmuştu.
Öte yandan, İsrail ordusundan Lübnan topraklarına yapılan hava saldırılarına ilişkin bilgi paylaşıldı.
Açıklamada, Lübnan'ın çeşitli bölgelerinde 290 hedefte fırlatılmaya hazır binlerce roketi barındıran roket rampalarının ve topçuların yanı sıra
askeri Hizbullah'ın altyapısına saldırı düzenlediği kaydedildi. İsrail'in Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta Hizbullah liderliğine düzenlediği hava saldırısının ardından sınırda gerilim tırmanıyor.

İsrail ordusu iç cephe komutanlığının Hayfa'nın kuzeyindeki Lübnan sınırına kadar uzanan Celile gibi bölgelerde yeni güvenlik talimatları duyurmasının ardından Hayfa kenti ve civarındaki Nasıra kenti çevresinde saldırı alarmları çaldı.
İsrail devlet televizyonunun haberine göre, Lübnan'dan İsrail topraklarının derinliklerine doğru 15 roket atıldı. Nasıra'da bir noktaya isabet eden füzenin yangına yol açtığı cep telefonu kameralarınca kaydedildi.
Sosyal medyada, İsrail'in kuzeyindeki özellikle Nasıra kenti çevresinde hava savunma sistemlerinden ateşlenen önleyici füzelerin atılan mühimmatlara doğru ilerlediği, havada patlamalar yaşandığı görüntüler paylaşıldı.
İsrail basınındaki haberlere göre, Hizbullah'ın son saldırısıyla kuzeydeki Ramat David isimli Hayfa kentine yakın İsrail ordusuna ait hava üssü hedef alındı. Lübnan Hizbullahından saldırılara ilişkin henüz açıklama yapılmadı.
YENİ GÜVENLİK TALİMATLARI YAYINLANDI
İsrail ordusu iç cephe komutanlığı akşam saatlerinde vatandaşlarına yeni güvenlik talimatları yayınladı. Talimatlara göre, açık alanlarda 30, kapalı alanlarda sığınak bulunması durumunda 300 kişiden fazla toplanmalar kısıtlandı.
Bu bölgedeki eğitim ve iş yerlerinin yakınlarında güvenli bir sığınak bulunması halinde faaliyetlerin normal seyredebileceği bildirildi. Bu bölgelerdeki tüm plajlar kapatıldı.
İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, düzenlediği basın toplantısında, bir roket veya başka bir saldırı ihtimaline karşı uyarıların
güncellenebileceğini söyledi.
İsrail ordusu ve Lübnan Hizbullahı arasında çatışmalar 21 Eylül Cumartesi günü boyunca karşılıklı gerilimle devam etti.
Lübnan Hizbullahı, İsrail'in kuzeyindeki bölgelere 100'den fazla roketle saldırı düzenledi. Hizbullah'ın saldırılarında İsrail'in kuzeyinde ve işgal altındaki Golan Tepeleri'ndeki bazı bölgelerde yangın çıktı, bazı noktalar da isabet aldı.
Aynı şekilde, İsrail ordusu gün içinde iki ayrı dizi hava saldırısında Lübnan içinde Beka Vadisi ve güneyde 300 kadar noktada yüzlerce roket rampasının yanı sıra binlerce savaş başlığını imha ettiğini açıkladı.

Başbakanlık'tan Lübnan'daki son gelişmelere ilişkin yapılan yazılı açıklamada, "Alman hükümeti, Lübnan'da son günlerde tırmanan ve çok sayıda masum sivilin yaralandığı ve hayatını kaybettiği çatışmaları derin bir endişeyle izlemektedir." ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, Lübnan halkının geniş kesimlerinin hiçbir ilgisinin olmadığı bir çatışma nedeniyle korku ve dehşet içinde yaşadığına işaret edilerek, çatışmaya dahil olmayan sivillerin acılarının paylaşıldığı belirtildi.
İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmanın bölgesel bir yangına dönüşmemesi gerektiği uyarısında bulunulan açıklamada, "Bunun tüm bölge halkları için korkunç ve uzun vadeli sonuçları olacaktır. Böyle bir çatışmanın yol açacağı yıkım felaket olur." değerlendirmesinde bulunuldu.
Açıklamada, bu duruma diplomatik çözüm bulunması için herkesin elinden geleni yapma sorumluluğu olduğu belirtilerek, Birleşmiş Milletlerin 1701 sayılı kararının artık uygulanması gerektiği kaydedildi.

İsrail, Lübnan’da yoğun saldırılar düzenliyor. Onlarca kişinin hayatını kaybettiği telsiz ve çağrı cihazı saldırılarının yanı sıra başkent Beyrut’ta dün gerçekleştirilen bina saldırısı sonrası İsrail savaş suçu sayılan eylemlerini sürdürüyor. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) Sözcüsü Tuğamiral Daniel Hagari yaptığı açıklamada, “Hizbullah'ın İsrail topraklarına ateş açma hazırlıklarının tespit edilmesinin ardından güney Lübnan'da geniş çaplı saldırılar düzenliyoruz. Hava kuvvetlerine ait onlarca uçak şu anda İsrail vatandaşlarına yönelik tehditleri bertaraf etmek üzere hedeflere ve rampalarına saldırmaktadır” dedi.
İsrail’in Beyrut’tun Dahiyeh semtinde bir binaya düzenlediği saldırıda 37 kişi hayatını kaybetmiş, 68 kişi de yaralanmıştı. Salı ve çarşamba günleri peş peşe gerçekleştirilen çağrı cihazı ve telsiz saldırılarında ise can kaybı 39, yaralı sayısı 3 bin olarak açıklanmıştı.

Lübnan Başbakanı Necib Mikati, İsrail'in saldırılarına ilişkin yaptığı açıklamada, uluslararası topluma çağrıda bulundu.

Mikati, İsrail'in saldırıları nedeniyle New York'ta yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na gitmekten vazgeçtiğini söyledi.

Başbakan, "Şu anda İsrail'in gerçekleştirdiği katliamları ve yürüttüğü çok yönlü savaşları durdurmaktan daha önemli bir öncelik yok" dedi.

Uluslararası toplumu "dehşet verici katliamlar" karşısında net bir tavır almaya ve sivil teknolojik araçların hedef alınmasını önleyecek uluslararası yasalar çıkarmaya çağırdı.

İsrail ordusundan Lübnan’ın güneyine düzenlenen hava saldırısına ilişkin yazılı açıklama yapıldı.

Açıklamada, gün boyunca Lübnan’dan İsrail topraklarına geçen yaklaşık 90 roketin tespit edildiği, Lübnan’ın güneyine gerçekleştirilen hava saldırısında yaklaşık 180 noktanın hedef alındığı ve binlerce roket fırlatma namlusunun da vurulduğu açıklandı.

İsrail'in dün Beyrut'a düzenlediği saldırıda Hizbullah'ın üst düzey askeri komutanlarından İbrahim Akil'in yanı sıra "Rıdvan Gücü"nün eski komutanlarından Ahmed Mahmud Vehbi'nin de aralarında bulunduğu 15 Hizbullah mensubu ölmüştü.

Lübnan Sağlık Bakanı Firas el-Ebyad, düzenlediği basın toplantısında, hava saldırısında ölenlerin sayısının 3'ü çocuk, 7'si kadın 37’ye yükseldiğini, 68 kişinin yaralandığını belirtmişti.

Ebyad, çağrı cihazlarının ve telsizlerin patlatılması ve dünkü saldırılarda ölenlerin toplam sayısının ise 76'ya yükseldiğini aktarmıştı.

İsrail’in dün Lübnan’ın başkenti Lübnan’da düzenlediği saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısı 37’ye yükseldi.
İsrail’in Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta düzenlediği saldırıda can kaybı artıyor. Lübnan Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, İsrail tarafından Hizbullah'ın kalesi olarak bilinen Dahiyeh semtinde bir binaya düzenlenen saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısının 3 çocuk, 7’si kadın olmak üzere 37’ye yükseldiği, 68 kişinin de yaralandığı belirtildi.

Açıklamada salı ve çarşamba günleri peş peşe gerçekleştirilen çağrı cihazı ve telsiz saldırılarında ise, can kaybının 39'a yükseldiği, yaralı sayısının ise 3 bin olduğu kaydedildi. Böylelikle ülkede bu hafta gerçekleştirilen saldırılarda toplam can kaybı 76 olarak kaydedildi.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, Lübnan'ın güneyindeki Hizbullah hedeflerine hava saldırıları düzenlendiği bildirildi. İsrail'in saldırısından kısa süre sonra Lübnan'dan İsrail'in kuzeyine 25 roket ateşlendiği aktarıldı. İsrail polisi, roket atışlarının hasara ve yangına yol açtığını belirtti.İsrail Savunma Kuvvetleri İç Cephe Komutanlığı, kuzeydeki Safed kenti ve kuzeydeki diğer bazı yerleşim yerlerinde yaşayanlara ikinci bir duyuruya kadar sığınaklara yakın olma talimatı verdi.

İntikam yemini eden Hizbullah, İsrail'in kuzeyini hedef aldı. İsrail uçakları güney Lübnan'ı bombalamaya devam ederken Hizbullah'ın İsrail'in kuzeyine doğru bir roket saldırısı düzenlediği bildirildi.

Hamas Hareketi, İsrail'in Beyrut saldırısında Hizbullah komutanlarından İbrahim Akil'i öldürmesini, "bedelini ödeyeceği bir ahmaklık" olarak niteledi.

Hamas, İsrail'in dünkü Beyrut saldırısında, Akil'in de aralarında bulunduğu, hayatını kaybedenler için taziye mesajı yayımladı.

"İşgalin işlediği bu suç, bedelini ödeyeceği bir ahmaklıktır ve şehit Akil'in, Kudüs yolunda dökülen halkımızın ve ümmetimizin şehitlerinin kanı, bu yapay varlığı (İsrail) saran bir alev olacaktır." ifadelerinin yer aldığı açıklamada, bunun İsrail'i, "Filistin topraklarından ve Arap bölgesinden sökülüp atılmasına" yaklaştıracağı savunuldu.

Hizbullah, İsrail'in Beyrut'a düzenlediği saldırıda üst düzey komutanlarından İbrahim Akil'in öldüğünü duyurdu.

Birleşmiş Milletler (BM), Lübnan'da cihazların patlatılmasıyla ilgili, "Siviller arasında korku yaymaya yönelik şiddet eylemleri savaş suçudur." açıklamasında bulundu.

BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK), Lübnan'daki gelişmelere ilişkin acil oturum düzenlendi.

Burada üye ülkeleri bilgilendiren BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Lübnan'da cihazların patlatılarak sivillere düzenlenen saldırıları dehşetle karşıladığını bildirdi.

Türk, söz konusu saldırının yeni bir harp şekli teşkil ettiğini belirterek, iletişim cihazlarının silaha dönüştürüldüğünü ve market, sokak kenarları, evler, hastaneler ve üniversitelerde patlatıldığını anımsattı.

"BU YENİ NORMAL OLAMAZ"

Bu saldırının Lübnan halkı nezdinde çok büyük bir panik ve korku yarattığına dikkati çeken Türk, "Bu yeni normal olamaz." diye konuştu.

Türk, savaşların kuralları olduğunu ve tüm tarafları bağladığını belirterek, başka insanlara yönelik şiddet uygulandığında sivil ve askeri hedefler arasında ayrım gözetmenin zorunlu olduğunu dile getirdi.

Sivilleri korumak için gerekli her türlü önlemin alınması gerektiğini ifade eden Türk, "Saldırılar orantılı olmak zorundadır." dedi.

Türk, uluslararası insan hakları hukukunun savaş zamanında bile her kişinin eşitliğini ve onurunu korumak için var olduğunun altını çizdi.

Siviller üzerinde etkilerinin öngörülemeyeceği saldırıların gerçekleşmemesi gerektiğini söyleyen Türk, uluslararası insancıl hukuk uyarınca taşınabilir nesnelere patlayıcı tuzak kurulmasının yasak olduğunu belirtti.

"SAVAŞ SUÇUDUR"

Türk, "Siviller arasında korku yaymaya yönelik şiddet eylemleri savaş suçudur." diyerek, saldırılar konusunda bağımsız, şeffaf ve kapsamlı soruşturma talep etti.

Bu korkunç olayın "tek başına değerlendirilemeyeceğini" vurgulayan Türk, olayın Gazze ve Batı Şeria ile Doğu Kudüs'te çığ gibi artan şiddetle bağlantılı olduğunu kaydetti.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunun, başkent Beyrut'un güneyine düzenlediği hava saldırısında ilk belirlemelere göre 8 kişinin öldüğünü, 59 kişinin yaralandığını duyurdu.

Bakanlıktan saldırıya ilişkin yapılan açıklamada, İsrail'in saldırısında ilk belirlemelere göre 8 kişinin öldüğü, 59 kişinin yaralandığı ifade edildi.

İsrail ordusunun, Beyrut'un güney banliyösüne insansız hava aracıyla (İHA) saldırı düzenlediğini, patlama sesi duyulduğunu ve duman bulutlarının yükseldiğini bildirdi.

Beyrut'un güneyindeki bazı binalarda büyük hasar oluştuğunu, ambulansların saldırıda hedef alınan binadan çok sayıda yaralıyı taşıdığını belirtti.

Öte yandan İsrail ordusundan yapılan yazılı açıklamada, ayrıntı verilmeden Lübnan'ın başkenti Beyrut'a "ince" bir hava saldırısı gerçekleştirildiği kaydedildi.

İsrail ordu radyosuna konuşan ismi verilmeyen güvenlik yetkilisi ise Hizbullah'ın Operasyon Dairesi Başkanı İbrahim Akil'i hedef almayı amaçladıklarını kaydetti.

Ordu radyosunun açıklaması üzerine Hizbullah'tan konuya ilişkin henüz bir yorum yapılmadı.

Lübnan resmi ajansı NNA'nın haberinde, İsrail ordusunun Beyrut'un güneyindeki Camus bölgesinde bir konuta F-35 tipi savaş uçağıyla hava saldırısı düzenlediği ve saldırıda ilk belirlemelere göre 5 çocuğun öldüğü belirtilmişti.

Güney banliyölerde İsrail saldırısının olduğu yerde bulunan Sivil Savunma ve Kızılhaç çalışanları ile sağlık görevlileri, bölge sakinlerinden saldırı alanına gitmemelerini, yolları boşaltmalarını, toplanmamalarını, kurtarma operasyonlarına yer açmalarını istemişti

NNA'nın haberinde, Güney banliyösünde El-Kaim Kompleksi yakınında hedef alınan binanın 4 füzeyle vurulduğu, binada yoğun nüfus yaşaması dolayısıyla çok sayıda kadın ve çocuğun öldüğü ve yaralandığı, ilk belirlemelere göre 5 çocuğun hayatını kaybettiğinin tespit edildiği aktarılmıştı.

Hizbullah: İsrail'in kuzeyindeki ana istihbarat karargahını vurduk.

İsrail' Lübnan'ın başkenti Beyrut'a düzenlediği hava saldırısında bir kez daha sivilleri hedef aldı. 

Ata Gündüz Kurşun’un savaş hattında aktardıkları şöyle: 

Bizler A Haber olarak şu anda savaş hattı olan Lübnan’da bulunuyoruz. Günlerdir devam eden karşılıklı çatışmalar yaşanıyor. Ancak İsrail’in son günlerde gerçekleştirdiği teknolojik terör saldırılarının ardından bugün gözler başkent Beyrut’a çevrildi. Hizbullah’ın yoğun olarak bulunduğu Dahiye semti hedefler arasında. İsrail tarafından bir binanın hedef alındığı biliniyor. Binada kimin olduğu ve ne olduğu hakkında net bir açıklama gelmedi. 

28 Temmuz’da Hizbullah’ın 2. numarası olan Fuad Şükür öldürüldü. Şimdi yine bir bina hedef alındı ve o binada kimin hedef alındığı henüz netlik kazanmadı. İsrail hedefli bir saldırı yaptığına dair bilgi paylaşımı yaptı. Bölgeden yükselen dumanlar başkent Beyrut’un çeşitli noktalarından da göründü. Bölgede tansiyon giderek yükseliyor. Hizbullah’ın nasıl bir kayıp verdiği bilinmiyor.

İsrail'in Lübnan'ın güneyine düzenlediği saldırıların ardından başkent Beyrut'u vurduğu bildirildi.

Hizbullah tarafından İsrail'in kuzeyindeki Golan ve Safed'e çok sayıda roket atıldı. Hizbullah İsrail'in kuzeyindeki bölgelere yeni roketli saldırılar düzenledi. İsrail'in kuzeyinde sirenler çaldı. Bazı roketleri İsrail hava sistemleri imha ederken, bazı roketler ise açık alanlara düştü ve yangına sebep oldu.

İsrail basını Hizbullah’ın son bir saatte İsrail'in kuzeyine toplam 150’a yakın roket fırlattığını duyurdu.

İsrail, Lübnan'ın güneyinde bazı yerlere hava saldırıları düzenledi. Lübnan basınında yer alan haberlerde İsrail'in hava saldırılarında ülkenin güneyinin Meys El-Bebel ve Kefr Kila bölgelerinin hedef aldığı belirtildi. İsrail'in saldırılarında can kaybı olup olmadığına ilişkin bilgi verilmedi. 

Amerikan Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, ABD Savunma Bakanlığının (Pentagon), İsrail'in Lübnan'a yönelik kara saldırısı seçeneğini değerlendirdiği izlenimine sahip olduğunu iddia etti.

WSJ'nin haberinde, Pentagon'un, İsrail'in Lübnan'a saldırılarını genişleterek karadan saldırı düzenleyeceğine ilişkin endişelerine yer verildi.

Bir savunma yetkilisine dayandırılan haberde, Lübnan'da çağrı cihazları ve telsizlerin patlatılmasının ardından, Pentagon'un izleniminin, İsrail'in Lübnan'a yönelik kara saldırıları yapmayı değerlendirdiği yönünde olduğu öne sürüldü.

Haberde, son patlamalardan önce bile ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin'in bir bakanlık yetkilisine İsrail'in Lübnan'a yakında bir saldırı başlatmasından "endişelenildiğini" söylediği kaydedildi.

Lübnan'daki patlamaların ardından endişelerinin arttığının altını çizen bir savunma yetkilisinin "Bu durumun kontrolden çıkmasından büyük endişe duyuyorum." ifadesini kullandığı aktarıldı.

Öte yandan haberde, ABD'li yetkililerin, saldırı için İsrail'de kuvvetlerin bir kısmının Lübnan sınırına kaydırıldığına dair bir gösterge olmadığı ve böyle bir hazırlığın bile haftalar alabileceğini ancak İsrail'in küçük bir askeri güçle daha dar kapsamlı ve hızlı operasyonlar yapabileceği görüşünde olduğu belirtildi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Lübnan’da yaşanan çağrı cihazların patlaması saldırısı sonrası dün yaptığı açıklamada, “Lübnanlı kadınlar, sevgili dostlarım. Karışıklıkta, kederde umut nadir bulunan bir şeydir. Bu karmaşada, bu kederde Fransa yanınızda duruyor” dedi.

İsrail, Hizbullah lideri Nasrallah'ın intikam yemininden saatler sonra Lübnan'ı bombaladı. ABD'li New York Times gazetesine göre bu bu yılki en yoğun bombardıman dalgalarından biriydi ancak tam teşekküllü bir savaşa doğru büyük bir adım gibi görünmüyordu (Saldırılar büyük nüfus merkezlerine ve Lübnan'ın kalbine ulaşmamış gibi görünüyordu). İsrailli yetkililerin savaşın kuzey sınırına kaydığı yönündeki açıklamalara atıfta bulunan NYT, İsrail Ordusu'nun da kuzey sınırında gerçekleşen bu çatışmalar için daha fazla kaynak ve personel ayırdığını yazdı.
Washington Post gazetesi ise Washington'ın kriz üzerindeki kontrolünün her zamankinden daha zayıf olduğunu yazdı ve İsrail saldırılarının ateşkes çabalarını zora soktuğunu yazdı.

Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre, İsrail ile Hamas arasında ateşkes anlaşmasının bölgedeki "ateşin düşmesine" yardımcı olacağına inandıklarını söyledi ve Ortadoğu'da diplomatik çözümün ulaşılabilir olduğunu belirtti.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, İsrail ile Hizbullah arasında bir haftadır devam eden ve her iki tarafı da savaşın eşiğine getiren gerginliğin ardından 'derhal ateşkes' çağrısında bulundu.
Fransa Cumhurbaşkanı, Perşembe günü X'te yayınlanan bir video mesajında, "tırmanışın kimsenin çıkarına olmadığını" söyleyerek itidal çağrısında bulundu. "Diplomatik bir yol var" diyen Emmanuel Macron, "Lübnan'ın bütünlüğü, güvenliği ve egemenliğinin korunması gerekiyor" dedi.

İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, Lübnan Başbakanı Necip Mikati ile yaptığı telefon görüşmesinde Lübnan'da artan gerilimi ele aldıklarını belirterek, "Lübnan'daki İngiltere vatandaşlarına mesajım, ticari seçenekler devam ederken ülkeyi terk etmeleridir" çağrısı yaptı.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, Lübnan Başbakanı Necip Mikati ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Lammy görüşmeye ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Mikati ile görüştüm ve Lübnan'da artan gerilim ve sivil kayıplardan duyduğum derin endişeyi dile getirdim. Mavi Hat boyunca istikrar ve güvenliğin yeniden tesis edilmesi için müzakere edilmiş bir çözüme duyulan ihtiyacı ele aldık" dedi.
Lübnan’daki İngiltere vatandaşlarına mesaj gönderen Lammy, "Ticari seçenekler devam ederken ülkeyi terk etmeleridir. Tansiyon yüksek ve durum hızla kötüleşebilir" ifadelerini kullandı.

İsrail ordusu, ülkenin kuzeyinde yer alan Yukarı Celile'deki sınıra yakın İsrail yerleşim yerlerinde yeni güvenlik talimatları açıkladı.

Ordudan yapılan yazılı açıklamada, son günlerde yaşanan olayların gölgesinde durum değerlendirmesi yapıldığı ve bir dizi güvenlik önlemi alındığı belirtildi.

Açıklamada, güvenlik önlemleri çerçevesinde söz konusu bölge sakinlerinden yerleşim yerlerindeki hareketliliği azaltmaları, toplu halde bulunmaktan kaçınmaları, yerleşim yerlerinin kapılarını kontrol altında tutmaları ve korunan bölgelerin yakınında kalmaları istendi.

Lübnan'ın, salı ve çarşamba günleri çağrı cihazları ve telsizlerde meydana gelen patlamalarla ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) şikayette bulunmaya hazırlandığı belirtildi.

Lübnan, söz konusu saldırıların ardından BM düzeyinde harekete geçmeye karar verdi.

Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre Bakan Abdallah Buhabib, "İsrail'in masum Lübnan halkına karşı işlediği savaş suçu mahiyetindeki siber terör saldırısıyla ilgili olarak Lübnan'ın BM Daimi Temsilciliğine, BMGK'ya şikayette bulunma" talimatı verdi.

Birleşmiş Milletler (BM), Lübnan'daki gelişmeleri Genel Sekreter Antonio Guterres ve ekibinin yakından takip ettiğini belirtti.

BM Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın toplantısında gazetecilere açıklamalarda bulundu.

BM Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert'in tüm taraflarla irtibatta olduğunu aktaran Dujarric, kendisinin itidal çağrısında bulunduğunu ve diplomatik çabaları desteklemeye devam ettiğini bildirdi.

Guterres ve ekibinin Lübnan ve İsrail'in kuzeyindeki gelişmeleri yakından takip ettiğini vurgulayan Dujarric, tüm taraflara BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararını uygulamaları çağrısında bulundu.

Dujarric, BM Lübnan Barış Gücü'nün de taraflarla irtibatta olduğunu dile getirdi.

Lübnan'ın Birleşmiş Milletler (BM) misyonu tarafından BM Güvenlik Konseyi'ne gönderilen mektupta, çağrı cihazları ve el telsizlerinin elektronik mesaj gönderilerek patlatıldığının tespit edildiği belirtildi.
Lübnan'da Hizbullah mensuplarının haberleşme amacıyla kullandığı çağrı cihazlarının ve telsizlerin eş zamanlı patlatılmasının etkileri sürüyor.

İngiliz haber ajansı Reuters’a göre, bu hafta düzenlenen saldırıya yönelik Lübnanlı yetkililer tarafından yapılan ön soruşturmada, cihazlara Lübnan'a gelmeden önce patlayıcı yerleştirildiği tespit edildi.

Haberde, Lübnan'ın Birleşmiş Milletler (BM) misyonu tarafından BM Güvenlik Konseyi'ne gönderilen mektupta çağrı cihazlarının ve el telsizlerinin elektronik mesaj gönderilerek patlatıldığının tespit edildiği belirtildi.

İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre, söz konusu saldırı İsrail istihbaratıyla işbirliği içinde gerçekleştirildi.

Açıklamada, Hizbullah'a ait İsrail topraklarına doğru ateşlenmeye hazır 30 füze platformu ve 150 füze rampasının hedef alındığı belirtildi.

İsrail ordusunun ayrıca, Hizbullah'ın altyapısını ve Lübnan'ın güneyindeki çeşitli bölgelerde bulunan silah depolarını vurduğu, topçu birliklerinin de Nakura bölgesine saldırı düzenlediği aktarıldı.

İsrail ile Hizbullah arasındaki savaştan özel görüntüler A Haber ekranlarında yer aldı. A Haber, Lübnan'da yaşanan sıcak anları anbean ekranlara getirdi.

Lübnan'ın başkenti Beyrut'taki halk, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın video konferans aracılığıyla yaptığı konuşmayı ekranlardan takip etti. 

Hizbullah lideri Nasrallah yaptığı açıklamada "Büyük insani dayanışma gösterdik. Her yerde yaralılar vardı. Yara aldıysanız onlar da yara aldı. Zor bir süreçten geçiyoruz" ifadelerini kullandı. İsrail'in çizgiyi aştığını belirten Nasrallah "En az 4 bin kişiyi öldürmek istediler. Yanıt vereceğiz." dedi.

İsrail ordusu, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın yapacağı konuşma öncesi Lübnan'ın bazı bölgelerine hava saldırıları düzenlediğini bildirdi.

Ordudan yapılan açıklamada, Lübnan'da Hizbullah'a ait olduğu öne sürülen "hedeflere" hava saldırıları düzenlendiği belirtildi.

İsrail ordusunun düzenlediği hava saldırılarının Hizbullah lideri Nasrallah'ın konuşmasından dakikalar önce gelmesi dikkati çekti.

İsrail basını saldırıların "geniş çaplı olduğunu" yazarken, bombardımana ilişkin Lübnan makamlarından henüz açıklama yapılmadı.

Öte yandan Hizbullah'ın İsrail'in kuzeyindeki bazı bölgelere roket atışları yaptığı ifade edildi.

Lübnan'da, ordunun özel birimlerinin ülkenin çeşitli bölgelerinde şüpheli iletişim cihazlarını imha ettiği belirtildi.

Ülkede çağrı cihazları ile telsizlerinin patlatıldığı ve İsrail’in sorumlu tutulduğu saldırıların ardından Lübnan ordusundan yapılan açıklamada, "Ordunun özel birimleri, çeşitli bölgelerde pager ve şüpheli iletişim cihazlarını patlatmaktadır." denildi.

Açıklamada, vatandaşların patlamaların olduğu yerlerden uzak durmaları ve herhangi bir şüpheli cihazı bildirmeleri de talep edildi.

Patlatılan telsizlerin Japonya merkezli "ICOM" tarafından üretildiği belirtilirken, firmadan konuyla ilgili açıklama geldi. Açıklamada, "IC-V82, 2004'ten Ekim 2014'e kadar Orta Doğu dahil olmak üzere üretilip ihraç edilen bir telsizidir. Yaklaşık 10 yıl önce üretimi durdurulmuş ve o tarihten bu yana şirketimizden sevkiyatı yapılmamıştır" ifadeleri kullanıldı. Lübnan'da "ICOM" logosunu taşıyan telsizlerin patladığına dair haberlerle ilgili gerçeğin araştırıldığı belirtildi.

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, Lübnan'da art arda gerçekleştirilen ve Hizbullah'ı hedef alan patlamalara yönelik, "Herhangi bir şekilde gerilimin tırmandığını görmek istemiyoruz" ifadelerini kullanarak, ABD'nin patlamalarla bir ilgisinin bulunmadığını vurguladı.
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, Beyaz Saray'da düzenlenen günlük basın toplantısında konuştu. Kirby, Lübnan'da iki gündür devam eden ve İsrail'in sorumlu tutulduğu patlamaların ardından çatışmanın tüm taraflarını bölgesel gerilimin artmasına karşı uyardı. Kirby, "Herhangi bir şekilde gerilimin tırmandığını görmek istemiyoruz. Çözümün ek askeri operasyonlar olduğuna inanmıyoruz" dedi.
Kirby, ayrıca ABD'nin çağrı cihazı ve telsiz patlamalarıyla bir ilgisi olmadığını belirterek, "Dünkü olaylarda veya bugünkü olaylarda hiçbir şekilde yer almadık" şeklinde konuştu. Hizbullah'ı hedef alan patlamaların İsrail ile Hamas arasında devam eden ateşkes görüşmelerine zarar verip vermeyeceği sorulan Kirby, bunu söylemek için henüz erken olduğunu belirtti. Kirby, "Bir hafta öncesine göre (bir anlaşmaya) daha yakın değiliz" dedi. Orta Doğu'da topyekun bir çatışmanın kaçınılmaz olup olmadığı sorulan Kirby, "O bölge söz konusu olduğunda hiçbir şey kaçınılmaz değildir" ifadelerini kullandı.