Kongo’da protestolar çığırından çıktı: Elçilikler ateşe verildi!
Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin başkenti Kinşasa’da, M23 isyancı grubuna destek verdiği gerekçesiyle ABD ve Fransa’nın da aralarında bulunduğu büyükelçiliklere saldırı düzenlendi. Binalar ateşe verilirken, protestocular 'yabancı müdahaleye hayır' sloganları attı.
Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin başkenti Kinşasa'da, Ruanda destekli M23 isyancı grubuna tepki olarak başlayan protestolar kontrolden çıktı. Göstericiler, ABD, Fransa ve diğer ülkelerin büyükelçiliklerini hedef alarak binaları ateşe verdi ve yağmaladı. Alevler ve yoğun duman, başkentte kaosa yol açtı.
BÜYÜKELÇİLİKLERE SALDIRI VE YAĞMA
M23 isyancılarının Goma kentinde kontrolü ele geçirmesinin ardından Kinşasa'daki protestolar şiddetlendi. "Yabancı müdahaleye hayır" ve "Emperyalistlere ölüm" sloganları atan göstericiler, Ruanda'nın destekçisi olarak gördükleri ülkelerin elçiliklerine saldırdı. Fransa, ABD, Belçika, Hollanda, Uganda ve Kenya büyükelçilikleri hedef alınırken, bazı binalarda yangınlar çıktı, bir kısmı ise yağmalandı.
FRANSA'DAN SERT TEPKİ
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Kinşasa'daki büyükelçiliklerine yapılan saldırının "kabul edilemez" olduğunu vurguladı. Barrot, "Temsilcilerimizin güvenliği için tüm önlemler alınıyor" dedi.
YETKİLİLERDEN SAKİNLİK ÇAĞRISI
Kongo Demokratik Cumhuriyeti İletişim Bakanı Patrick Muyaya, protestoculara itidal çağrısı yaptı. "Öfkemizi ifade etme hakkımız var, ancak bunu barışçıl bir şekilde yapmalıyız" diyen Muyaya, başkentte kontrolün yeniden sağlandığını ve elçiliklerde güvenlik önlemlerinin artırıldığını bildirdi.
GERGİNLİK SÜRÜYOR
Ruanda destekli M23 isyancılarının etkisiyle bölgede tansiyon yükselirken, Kinşasa'daki olaylar uluslararası endişeye neden oldu. Büyükelçiliklere yapılan saldırılar, Kongo'daki krizin küresel yansımalarını gözler önüne seriyor.
KONGO DEMOKRATİK CUMHURİYETİ: BMGK BAŞARISIZ OLURSA, O ZAMAN SOKAK HÜKMETMEYE BAŞLAYACAK
Kongo Demokratik Cumhuriyeti (KDC) Dışişleri Bakanı Therese Kayikwamba Wagner, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) harekete geçmesi gerektiğini belirterek, "Eğer Konsey başarısız olursa, o zaman sokak hükmetmeye başlayacak." uyarısında bulundu.
Wagner, BMGK'da KDC'deki gelişmelerin ele alındığı oturumda konuştu.
Çatışmalar sürerken ülkelerindeki diplomatik misyonların korunması için gerekli tüm önlemlerin alındığını belirten Wagner, "Bu üzücü olaylar, ülkemizin uluslararası hukuka ve diplomatik ilişkileri yöneten ilkelere olan sürekli bağlılığını hiçbir şekilde gölgelememektedir" dedi.
Ülkesinin "kapana kısılmış" durumda olduğunu kaydeden Wagner, sadece son 24 saatte 100'den fazla kişinin sağlık merkezlerine sevk edildiğini, 500 binden fazla kişinin yerinden edildiğini ve insani durumun giderek kötüleştiğini kaydetti.
Wagner, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Ruanda sizin saygınızı ve otoritenizi suistimal etmeye devam etmek için daha ne yapmalı? Konsey'in nihayet Kigali'ye karşı gerekli tedbirleri alması için Ruanda'nın hangi uluslararası belgelere aykırı hareket etmesi gerekiyor? BM Şartı'ndan uluslararası insancıl hukuka, insan haklarından Luanda ve Nairobi barış süreçlerine kadar Ruanda, defalarca bu Konsey'in açıklamalarının kendisi için hiçbir anlam taşımadığını göstermiştir. 4 Ağustos 2024 tarihli ateşkes yalnızca bir hayalden ibaretti."
Sivillerin yaşamı, dört gündür temel yaşam ihtiyaçlarından mahrum bırakılan insanların geleceğinin bugün BMGK'nın alacağı karara bağlı olduğunu vurgulayan Wagner, BMGK'nın "cesur" olması gerektiğinin altını çizdi.
"BMGK DERHAL HAREKETE GEÇMELİ"
Wagner, BMGK'nın güçlü önlemler alması gerektiğini ve Ruanda'nın KDC'nin egemenliğini ihlal ettiğini tanıması gerektiğini kaydederek, "Herkes, sizin ne yapacağınızı, ne tür bir insani felaketin ve toprak ihlalinin Konsey'i harekete geçireceğini görmek için buradadır. Eğer bu Konsey failleri kınamazsa, tarih bu dönemi Güvenlik Konseyi'nin güçsüzlüğü ve kayıtsızlığı olarak kaydedecektir. Derhal harekete geçilmelidir." ifadelerini kullandı.
KDC'nin saldırı altında bir Afrika ülkesi olduğuna dikkati çeken Wagner, "Bu krizi bir Afrika sorunu olarak görüp Afrika çözümü gerektiğini söylemek, örgütümüzün temel dayanağı olan uluslararası dayanışma ruhuna ve kolektif güvenlik sorumluluğu ruhuna ihanet etmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Wagner, BMGK'dan bazı talepleri bulunduğunu belirterek, öncelikle Ruandalı birliklerin derhal geri çekilmesi ve çatışmaların durdurulmasını istedi.
Ruandalı yetkililere yaptırım uygulanmasını talep eden Wagner, aynı zamanda Ruanda'ya ait olduğu iddia edilen doğal kaynaklara ambargo uygulanması gerektiğini söyledi.
Wagner, Ruanda'nın BM barış gücüne katkı sağlayan ülke statüsünün iptal edilmesi gerektiğini, "saldırgan olan bir ülkenin" barışı teşvik edemeyeceğini dile getirdi.
Ayrıca Ruanda'ya yapılan silah transferlerinde tam şeffaflık sağlanması ve bu transferlerin derhal durdurulması gerektiğini kaydeden Wagner, "Buradayız çünkü dünya sorunlarını burada çözmek ve meydan okumalara burada yanıt vermek gerekiyor. Eğer Konsey başarısız olursa, o zaman sokak hükmetmeye başlayacak." uyarısında bulundu.
Wagner, KDC'nin hiçbir zaman müzakere masasını terk etmediğini kaydederek, Ruanda'yı müzakerelere katılmamakla suçladı.
Son haftalarda BMGK ve birçok ülkenin Luanda sürecine dönüş için "taraflara" çağrı yaptığına dikkati çeken Wagner, "KDC hiçbir zaman masadan kalkmadı. Şimdi Ruanda'nın masaya dönme zamanı." diye konuştu.