Siyonist İsrail'in soykırım davası başladı! Süreç ne kadar sürecek? Detaylar A Haber'de...
Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Gazze'deki soykırımları nedeniyle Siyonist İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanında (ICJ) açtığı "soykırım" davasına başladı. Davaya desteğini açıklayan ülkelerin başında gelen Türkiye adına 3 Ocak’ta Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan paylaşımda Güney Afrika’nın, İsrail aleyhine ICJ'de gerçekleştirdiği başvurunun memnuniyetle karşılandığı vurgulanmıştı. Lahey’de bulunan A Haber muhabiri Ömer Aydın, İsrail’in soykırım davasına dair detayları aktardı. "Mahkemenin 1 hafta ya da 1 ay içinde karar karar vermesi bekleniyor" diyen Aydın, "İsrail tarihinde ilk kez yarın savunmasını yapacak. Bugün Güney Afrika soykırıma dair tezlerini ortaya koyuyor" ifadelerine yer verdi. Ayrıca TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel ICJ’deki duruşmaları takip etmek ve temaslarda bulunmak üzere, Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili İsmail Emrah Karayel ve Anayasa Komisyon Üyesi ve Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile Hollanda'nın idari başkenti Lahey'de bulundu. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel, ilk günkü dava sonrası Lahey'de yaptığı açıklamada "İsrail Gazze'de soykırım suçu işledi" dedi.
Güney Afrika Cumhuriyeti'nin, İsrail'in Gazze'deki fillerinin Soykırım Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanında (ICJ) açtığı davanın ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin ilk duruşması gerçekleşti.
Merkezi Hollanda'nın Lahey kentinde yer alan Divan'da tarafların hazır bulunduğu salonda halka açık yapılan duruşma canlı yayımlandı.
Bugünkü duruşmada Güney Afrika'nın ihtiyati tedbir talepleri dinlendi, yarınki duruşmada ise İsrail heyeti savunmasını yapacak.
Duruşma, Güney Afrika tarafını temsil eden hukukçuların başında yer alan Profesör John Dugard'ın sunumuyla başladı. Dugard, apartheid döneminde Güney Afrika'da yaşamış ve aktif şekilde apartheide karşı durmuş bir hukukçu olarak öne çıkıyor.
2001-2008 yıllarında BM Filistin İnsan Hakları Özel Raportörü olarak görev yapan Dugard, Divan'da çeşitli davalarda geçici yargıç olarak da görev aldı.
Daha önce iki saat olarak açıklanan duruşmaların süresi, İsrail'in talebi üzerine 3 saate çıkarıldı.
"İSRAİL TARİHİNDE İLK KEZ SAVUNMA YAPACAK"
Lahey'de bulunan A Haber muhabiri Ömer Aydın İsrail'in soykırım davasına dair detayları aktardı.
Aydın, "Gazze'yi Filistin'i destekleyenler mahkeme önünde toplandı. İsrail'i destekleyen çok az bir kesim de burada. Polisler güvenlik önlemi aldı. İsrail tarafından provokasyonlar söz konusu. Duruşmanın ilk günü başladı. İlk gün Güney Afrika'a tarafının tezleri dinlenecek. Yarın ise İsrail buna karşılık savunmasını yapacak. Çok önemli bir dava. BM'nin en yüksek mahkemesinde İsrail soykırım ile yargılanacak. İsrail'in savunma yaptığı ilk mahkeme olarak da tarihe geçti. Alınacak tedbirlere yönelik 1 hafta veya 1 ay içinde mahkemenin karar vermesi bekleniyor." dedi.
TÜRKİYE HEYET YAKIN TAKİPTE
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel ICJ'deki duruşmaları takip etmek ve temaslarda bulunmak üzere, Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili İsmail Emrah Karayel ve Anayasa Komisyon Üyesi ve Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile Hollanda'nın idari başkenti Lahey'de bulundu.
Güney Afrika Cumhuriyeti'nin, İsrail'in Gazze'deki eylemleriyle Soykırım Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanında (ICJ) açtığı davanın ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin duruşması Lahey'de yapıldı.
Duruşmanın ilk gününde Güney Afrika tarafı, İsrail'e yönelik suçlamalarını gerekçe ve delilleriyle Divan'a sundu.
Duruşmada Güney Afrika tarafını temsil eden hukukçular, İsrail'in "Gazzelilere yönelik bilinçli eylemlerinin soykırım niyetini kanıtladığı" suçlamasını yöneltti.
Söz konusu duruşmayı takip etmek üzere Lahey'de bulunan TBMM heyeti, duruşmanın sona ermesinin ardından basına açıklamalarda bulundu.
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel başkanlığındaki heyette, Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili İsmail Emrah Karayel ve Anayasa Komisyon Üyesi ve Denizli Milletvekili Cahit Özkan da yer aldı.
"ADALETİN TECELLİ ETMESİNİ İSTİYORUZ"
Yüksel, duruşmanın ardından yaptığı açıklamada, Gazze'deki insani krize değinerek, bu dramın ve utancın faili olan İsrail'in savaş suçu ve soykırım iddialarına konu olan eylemlerini fütursuzca sürdürmeye devam ettiğini belirtti.
"Biz Türkiye olarak gerek makamlarımız gerek sivil toplumumuz, bu zulme asla ortak olmayacaktır." diyen Yüksel, Türkiye'nin, İsrail'in sivilleri hedef alan barbarca saldırılarının bir an önce sona ermesini talep ettiğini ve sorumluların hesap vermesi gerektiğini düşündüğünü aktardı.
Yüksel, Uluslararası Adalet Divanındaki dava sonucunun, uluslararası toplumun vicdanının ferah bulması beklentisi taşıdıklarını dile getirerek, şunları söyledi:
"Uluslararası Adalet Divanı'na Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından yapılan başvuruyu memnuniyetle karşıladık. Başlayan bu sürece olan desteğimizi Türk halkı adına bir kez daha beyan ediyoruz. Bu sürecin mümkün olan en kısa sürede tamamlanmasını ve adaletin tecelli etmesini istiyoruz."
Divan'ın hükmedeceği ihtiyati tedbirlerin her konudan önce ateşkesi garanti altına almasını gerektiğini vurgulayan Yüksel, bunun, Gazze'de çok ihtiyaç duyulan şartsız, engelsiz ve düzenli insani yardımı mümkün kılmasını arzu ettiklerini kaydetti.
Yüksel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Filistin meselesi adil bir siyasi çözüme kavuşturulmadan, bölgemizde kalıcı barış ve istikrarın tesisinin mümkün olamayacağı, bir kere daha görülmüştür. Dolayısıyla, uluslararası toplumun, barışı tesis etmeye yönelik acil ve somut adımlar atması temel beklentimizdir. Türkiye, varılacak bir çözüme giden yolda tüm çabalara aktif katkı sağlayacağı gibi, varılacak bir nihai anlaşmanın uygulanması aşamasında garantör olarak sorumluluk almaya da hazırdır."
"AA'NIN FOTOĞRAFLARI GAZZE'DEKİ SOYKIRIMIN DELİLLENDİRİLMESİNDE ÖNEMLİ ROL OYNADI"
Özkan da duruşma sırasında beyanatların çok etkili olduğunu dile getirerek, Güney Afrika tarafının sunduğu deliller arasında Anadolu Ajansı'nın (AA) çektiği fotoğrafların da yer aldığını söyledi.
Türk basının gözbebeği olan Anadolu Ajansı'nın Gazze'deki soykırımın delillendirilmesinde ve bu dava sürecinde çok etkili ve önemli bir rol oynadığının altını çizen Özkan, bu delillerle birlikte Güney Afrika'nın iddialarını görsel açıdan çok zengin şekilde duruşmada yansıttığını kaydetti.
Özkan, Gazze'deki soykırımın, Gazze halkının cep telefonlarıyla canlı aktardığı, bir şeyler yapabileceği umuduyla kendi yıkımlarını gerçek zamanlı olarak yayımladıkları tarihteki ilk soykırım olduğuna dikkati çekti.
"İSRAİL'İN İŞLEDİĞİ SUÇLARIN SORUŞTURULMAMASI VE CEZASIZ KALMASI KABUL EDİLEMEZ"
Karayel de Türkiye'nin, uluslararası hukukun uygulanması ve uluslararası mahkemelerin uyuşmazlıkları çözmesi noktasında destekleyici olduğunun altını çizerek, Türkiye'nin tavrının, uyuşmazlıkların uluslararası hukuk kurallarına uygun olarak çözülmesi gerektiği şeklinde olduğunu belirtti.
İsrail'in işlediği suçların soruşturulmaması ve cezasız kalmasının kabul edilemez bir durum olduğunu kaydeden Karayel, Türkiye'nin bu tür davalarda her zaman adaletin sağlanması, suçluların cezalandırılması ve sorumlular hakkında gereğinin yapılması için sürecin takipçisi olacağını aktardı.
Öte yandan, Gazze'de yaşanan dramın azalması için Divan'ın tedbir kararı vermesi gerektiğine işaret eden Karayel, bu tedbir kararlarının da nasıl uygulanacağını takip edeceklerini dile getirdi.
Hollanda Denk Parti Milletvekili Doğukan Ergin: Şu anda tarihi bir gün yaşıyoruz. İsrail devletinin 75 yıldır Filistinlilere karşı uygulamış olduğu haksızlıkları rahat şekilde yapabiliyordu ve uluslararası alanda önüne bir engel çıkmıyordu. Bugün tarihi bir gün çünkü İsrail'in yapmış olduğu katliamın delilleri Uluslararası Adalet Divanı'ında görüldü ve ilk duruşma gerçekleşiyor. Bu bir başlangıçtır ve umuyoruz ki çocuk katili Netanyahu'nun yönetmiş olduğu İsrail devletinin yargılanması için ilk adım atıldı. Biz de burada gelişmeleri takip edeceğiz.
Hollanda sokaklarında Hollanda Parlamentosu'nun izlediği politikanın tam karşısını görüyoruz. Hollanda'da siyasi partiler açık ve net şekilde İsrail'i desteklemeye devam ediyor. İsrail'in kendini savunma hakkı olduğunu iddia ediyorlar ama Hollanda sokakları Gazze'deki katliama artık "dur" diyor. İnsanlar burada 75 yıldır süren haksızlığa karşı çıkıyor. Hollanda'nın her yerinde insanlar Filistin konusunda uyanmış durumda. Tepkisini artık çekinmeden açık ve net şekilde dile getiriyor. Sokağın nabzı siyasetin önünde gidiyor. Artık siyasette sokakları takip etmek zorunda kalacak.
AK PARTİLİ ÇELİK: İSRAİL GEREKEN ŞEKİLDE CEZALANDIRILMALI!
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, katil İsrail'in Lahey'de yargılandığı soykırım davasına ilişkin resmi sosyal medya hesabı üzerinden açıklamalarda bulundu.
Çelik, "İnsanlık vicdanı bu davayı izliyor... İsrail'e karşı Uluslararası Adalet Divanında açılan davanın ilk duruşması devam ediyor… İsrail'in eylemleri soykırımdır. Ve gereken şekilde cezalandırılmalıdır" dedi.
GÜNEY AFRİKA'NIN TALEP ETTİĞİ İHTİYATİ TEDBİRLER
Güney Afrika, 29 Aralık'taki yazılı başvurusunda, mahkemeden İsrail aleyhine 9 ihtiyati tedbir kararına hükmedilmesini talep etti.
Güney Afrika'nın istediği ihtiyati tedbirler arasında İsrail'in, Gazze'deki askeri operasyonları derhal durdurması, Filistinlilere yönelik soykırımın önlemesi için gerekli tedbirleri alması, yerlerinden edilenlerin evlerine dönerek yeterli gıda, su, yakıt, tıbbi ve hijyen malzemeleri, barınak ve giysi dahil olmak üzere insani yardıma erişimlerini sağlaması, soykırıma karışanların cezalandırılmaları için gerekli adımları atması, soykırımın delillerini muhafaza etmesi ve verilen tedbirleri uyguladığına ilişkin Divan'a düzenli rapor sunması yer alıyor.
Uluslararası Adalet Divanı, Birleşmiş Milletler (BM) anlaşmaları ile uluslararası anlaşmalara konu sorunların çözümü konusunda BM yargı organı olarak görev yapıyor.
Güney Afrika'yı temsil eden avukatlardan Adila Hassim, soykırımın delillerinin başvuru dosyasında mevcut olduğunu ve BM kurumlarınca da tescil edildiğini belirterek, "(İsrail'in) Eylemleri, soykırım sonucunun çıkarılabileceği sistematik davranış kalıbı göstermektedir." dedi.
İsrail'in öldürdüğü kişilerin sayısının "Gazze'de hiçbir yerin güvenli olmadığını" gösterdiğine dikkati çeken Hassim, Gazzelilerin bir kısmının, İsrail'in "güvenli koridor" ilan ettiği bölgelerde öldürüldüğünün altını çizdi.
Hassim, "İsrail, her bir bombanın kaç sivilin hayatına mal olacağının tam olarak bilincinde olarak benzersiz ve emsalsiz sayıda sivili öldürmüştür." değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan, İsrail'in Gazze'ye insani yardımları da "ısrarla" engellemeye devam ettiğini vurgulayan Hassim, Gazze'ye yeterli gıda, kıyafet ve hijyen malzemelerinin teslim edilemediğini, Gazzelilerin temiz suya erişimlerinin engellendiğini dile getirdi.
Hassim, soykırımın önceden ilan edilemeyeceğini ancak Uluslararası Adalet Divanının soykırımı tespit edebileceğini belirterek, Divan'dan ihtiyati tedbir kararı almasını istedi.
"GÜNEY AFRİKA, İSRAİL'İN FİLİSTİNLİLERE YÖNELİK SOYKIRIM SÖYLEMİNDE YALNIZ DEĞİL"
Güney Afrika'yı temsil eden avukatlardan Tembeka Ngcukaitobi de Divan'ın, Güney Afrika'nın tedbir taleplerini kabul etmek için "soykırımın gerçekleştiğine" değil mevcut deliller ışığında "soykırım tehlikesinin varlığına" ihtiyaç duyduğunu belirtti.
Ngcukaitobi, Güney Afrika'nın, İsrail'in Gazze'deki Filistinlilere yönelik soykırım söylemine dikkati çekerek, 15 Birleşmiş Milletler (BM) Özel Raportörü ve 21 BM Çalışma Grubu üyesinin de Gazze'de yaşananların soykırım olduğu konusunda uyarıda bulunduğunu hatırlattı.
İsrail askeri yönetimi ve devlet görevlilerinin, soykırım niyetini açığa vuran açıklamalar yaptığını anımsatan Ngcukaitobi, bu kişilerin Gazzelilerin yok edilmesi ve Gazze'nin tamamen yıkılmasını istediklerini dile getirdiklerini anlattı.
İngiltere'de ana muhalefetteki İşçi Partisinin eski lideri Jeremy Corbyn de duruşmayı izleyenlerin arasında yer aldı.
"TARİHTE CANLI YAYINLANAN İLK SOYKIRIM..."
Uluslararası Adalet Divanındaki "soykırım" davasının duruşmasında davacı Güney Afrika'yı temsil eden avukatlardan Blinne Ni Ghralaigh, İsrail'in Gazze'deki soykırımının, dünyanın bir şeyler yapabileceği umuduyla kurbanlar tarafından canlı yayımlanan ilk soykırım olduğunu söyledi.
Güney Afrika Cumhuriyeti'nin, İsrail'in Gazze'deki eylemleriyle Soykırım Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanında (ICJ) açtığı davanın ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin duruşması, verilen aranın ardından devam etti.
Aranın ardından söz alan Güney Afrika'yı temsil eden avukatlardan Max du Plessis, İsrail'in soykırımı engellemede ve cezalandırmada yetersiz kaldığının makul şekilde görüldüğüne işaret etti.
Du Plessis, Uluslararası Adalet Divanına şöyle seslendi:
"Mahkemenin geçici tedbir kararı vermek için soykırımın varlığına kesin şekilde karar vermesi gerekmez, soykırım tehlikesinin varlığı yeterli. Soykırımı engellemek, sözleşmeye taraf tüm devletlerin sorumluluğu. Biz de uluslararası toplum adına, topluca ve Güney Afrika adına bu sorumluluğumuz yerine getiriyoruz."
Du Plessis, Gazze halkının hayatının, bu mahkemenin diğer davalarda tedbir kararı vermeyi uygun gördüğü Rusya-Ukrayna davası gibi durumlardakilerden daha değersiz olmadığının altını çizerek Divan'dan koruyucu rolünün gereğini yapmasını istedi.
"DURUM BUNDAN DAHA ACİL OLAMAZ"
Güney Afrika'yı temsil eden avukatlardan Blinne Ni Ghralaigh da Gazze'deki insani duruma işaret ederek kıtlığın yaklaştığını ve Gazze'nin yaşanılmaz bir yer haline geldiğini dile getirdi.
Bazı cesetlerin sokak hayvanları tarafından parçalandığını, insanların enkazdaki yakınlarını çıplak ellerle çıkarmaya çalıştığını söyleyen Ni Ghralaigh, Gazze'de yaralanan çocukların anestezi yapılmadan ameliyat edildiğini, evlerin yıkıldığını, sağlık çalışanlarının hedef alındığını anlattı.
Avukat Ni Ghralaigh, her gün ortalama bir sağlık personelinin öldürüldüğüne dikkati çekerek "BM'nin insani ateşkes çağrıları karşılıksız kaldı. Durum bundan daha acil olamaz." değerlendirmesinde bulundu.
"KURBANLARIN YAYIMLADIKLARI İLK SOYKIRIM OLDU"
Ni Ghralaigh, Divan'ın, tedbir kararına hükmetmemesi durumunda, bunun içtihadından uzaklaştığı bir durum olacağı ve terazinin öbür kefesinde uluslararası hukukun itibarının durduğu uyarısında bulundu.
Ni Ghralaigh, "Gazze'deki soykırım, cep telefonlarımıza, bilgisayarlarımıza ve televizyon ekranlarımıza canlı olarak aktarılan Filistin halkına yönelik soykırımın dehşetine rağmen, kurbanlarının dünyanın bir şeyler yapabileceği umuduyla kendi yıkımlarını gerçek zamanlı olarak yayınladıkları tarihteki ilk soykırım oldu." dedi.
"HİÇBİR ŞEY SOYKIRIMI HAKLI GÖSTEREMEZ"
Avukatlardan Vaughan Lowe de Gazze'ye insani yardımın ulaşmasının tek yolunun "İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonları derhal durdurması" olduğuna işaret etti.
Güney Afrika'nın Divan'dan, İsrail aleyhine talep ettiği 9 ihtiyati tedbirin önemini anlatan Lowe, İsrail'in eylemlerinin, işgali altındaki bir toprakta gerçekleştiğine ve bu durumun, İsrail'in iddia ettiği BM şartındaki 51. maddedeki "meşru müdafaa" hakkı kapsamına girmediğine işaret etti.
Lowe, Yahudiler veya İsrail halkının değil, İsrail hükümeti, ordusu ve yönetiminin soykırım söylemlerinde bulunduğunu ve soykırım niyetini açığa vurduğunu belirterek "Mesele şu ki soykırım yasağı mutlaktır, emredici bir hukuk kuralıdır. Hiçbir şey soykırımı haklı gösteremez." dedi.
Duruşmanın ilk günü, Güney Afrika'nın Amsterdam Büyükelçisi Vusimuzi Madonsela'nın ülkesinin Divan'dan, İsrail aleyhine talep ettiği 9 ihtiyati tedbiri okumasının ardından sona erdi.
GÜNEY AFRİKA'NIN İSRAİL'E KARŞI ICJ'DE AÇTIĞI "SOYKIRIM DAVASI"
1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nin 9. maddesi uyarınca, bir devletin sözleşmenin maddelerini ihlal etmesi durumunda, sözleşmeye taraf herhangi bir devlet, ihlalci devlet aleyhine ICJ'de dava açabiliyor.
Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'de işlediği fiillerle Soykırımın Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle 29 Aralık'ta ICJ'de dava açarak İsrail aleyhine ihtiyati tedbir kararı alınmasını talep etti.
Güney Afrika, durumun aciliyeti sebebiyle ICJ'den tedbir kararına hükmetmesini talep ederken duruşmaların tamamlanmasının ardından Divan, tarafların beyanlarını ve delillerini inceleyerek karar için müzakerelere başlıyor.
Kararının açıklanması için hakimleri bağlayan bir son tarih bulunmamakla birlikte, Divan'ın önce yargılamalarına bakıldığından soykırım gibi aciliyet gerektiren durumlarda bu sürenin birkaç hafta olduğu görülüyor.
Uluslararası Adalet Divanı'na yapılan sunum:
"Yardım konvoyları durduruluyor ve bunların yeterli olmadığını görüyoruz. İsrail isteyerek Gazze'de insanların üzerine koyduğu temizlik şartları şüpheler uyandırıyor. Bölgede yatak, kıyafet ve temiz su kaynaklarına erişim konusunda büyük sorunlar yaşanıyor.
Yemek yapmak malzemeler ve düzenli şekilde içmek için su kaynakları bulunmuyor. Gazze'nin büyük oranda enfeksiyonel hastalıklarla savaştığını görüyoruz. Buradaki insanların bu hastalıklara yakalanma oranları yüzde 2 bin arttı. Bunlar tedavi edilmeden kaldığında ölümcül bir döngüye sebep oluyor.
Gazze'nin sağlık sistemine İsrail tarafından yapılan saldırılar var. Bunlar 7 Ekim'den beri BM'nin sağlık hakkı açıklamalarına baktığımızda Gazze'deki sağlık sistemine erişim tamamen yok edildi. İsrail tarafından Gazze'de yaralananların sağlık sistemlerine erişimleri bulunmuyor. Yıllardır süren engellemeler ve yaptırımlar sonucunda insanların tedavi edilmesi çok zorlaşıyor. Aynı zamanda kadınlar ve kızlar karşı işlenen suçlar ve eylemler var."
İSRAİL İÇİN HESAP VAKTİ
İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Filistin topraklarındaki uluslararası hukuk ihlalleri sürerken Güney Afrika, 29 Aralık 2023'te, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle İsrail aleyhinde dava açarak ihlallerin durdurulmasına yönelik önemli bir adım attı.
Güney Afrika'nın, İsrail'in Gazze'deki saldırılarını sonlandırmasına ilişkin ICJ'den ihtiyati tedbir talebinde de bulunduğu davaya İslam İşbirliği Teşkilatı ve diğer uluslararası kuruluşların yanı sıra başta Türkiye'nin de bulunduğu birçok ülke ve STK'den destek açıklamaları gelmeye devam ediyor.
GÜNEY AFRİKA'NIN AÇTIĞI DAVAYA DESTEĞİNİ AÇIKLAYAN ÜLKELER
Davaya desteğini açıklayan ilk ülke olan Filistin, 29 Aralık'ta Dışişleri Bakanlığının X hesabından yaptığı açıklamada, Güney Afrika'nın, İsrail'in soykırım suçu işlediğine ilişkin Uluslararası Adalet Divanı'nda açtığı davayı memnuniyetle karşıladığını belirtti.
Malezya Dışişleri Bakanlığı, 2 Ocak'ta yayımladığı açıklamada, Güney Afrika'nın başvurusunun memnuniyetle karşılandığını belirterek, "1967 öncesi sınırlara dayalı, başkenti Doğu Kudüs olan" bağımsız bir Filistin devletinin tanınması çağrısı yaptı.
TÜRKİYE'DEN GÜNEY AFRİKA'YA TAM DESTEK
Davaya desteğini açıklayan ülkelerin başında gelen Türkiye adına 3 Ocak'ta Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli tarafından yapılan paylaşımda Güney Afrika'nın, İsrail aleyhine ICJ'de gerçekleştirdiği başvurunun memnuniyetle karşılandığı vurgulandı.
Türkiye'nin açıklamasında "Keza, yapılan bu başvuru uyarınca, Uluslararası Adalet Divanının (UAD) İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını durdurmasını içeren bir geçici tedbir kararı alması beklenmektedir. Türkiye, bu kararın uygulanmasının da takipçisi olacaktır." ifadelerine yer verildi.
AA'NIN FOTOĞRAFLARI KANIT GÖSTERİLDİ
Güney Afrika Cumhuriyeti'nin, İsrail'in Gazze'deki fillerinin Soykırım Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanında (ICJ) açtığı davanın ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin duruşması başladı. Duruşmada Anadolu Ajansı'nın fotoğrafları kanıt olarak gösterildi.
Ürdün Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Yurtdışında Yaşayan Ürdünlüler Bakanı Ayman Safadi, 4 Ocak'ta yayımladığı açıklamada, ülkesinin Güney Afrika tarafından İsrail'e karşı ICJ'de açılan davayı desteklediğini bildirdi.
Belçika Başbakan Yardımcısı Petra De Sutter, ülkesinin İsrail'in Gazze'deki soykırım tehdidine karşı sessiz kalamayacağını ve Güney Afrika'nın İsrail'i soykırımla suçlayarak açtığı davaya destek verilmesi çağrısında bulunarak, "Belçika, Gazze'deki insanların sonsuz çilesini sadece kenarda izleyemez. Soykırım tehdidine karşı harekete geçmeliyiz. Belçika'nın, Güney Afrika'nın liderliğini takip ederek Uluslararası Adalet Divanında eyleme geçmesini istiyorum. Belçika hükümetine bu öneride bulunacağım." ifadelerini kullandı.
Maldivler Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail aleyhine ICJ'de "soykırım" davası açılmasından memnuniyet duyulduğu belirtilerek, Gazze'de derhal ateşkes sağlanması ve Filistin halkına yardım ulaştırılması için insani koridorların açılması çağrısı yapıldı.
Ayrıca, Bangladeş, Namibya, Malezya ve Pakistan'ın BM elçileri, 9 Ocak'ta BM Genel Kurulundaki konuşmalarında Güney Afrika tarafından açılan soykırım davasına desteklerini ifade etti.
Endonezya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lalu Muhammad Iqbal, davaya destek verdiklerine ilişkin açıklamasında, "Ahlaki ve siyasi açıdan Endonezya, Güney Afrika'nın Gazze'de yapıldığı iddia edilen soykırıma karşı harekete geçmesi için ICJ'deki girişimini tamamen desteklemektedir." ifadesini kullandı.
Bolivya Dışişleri Bakanlığından 7 Ocak'ta yapılan yazılı açıklamada, "Bolivya, ICJ nezdinde, İsrail Devleti aleyhine dava açan Güney Afrika Cumhuriyeti'nin attığı tarihi adımı takdirle karşılamaktadır." ifadesine yer verilerek uluslararası topluma Güney Afrika'nın açtığı davaya destek olunması çağrısı yapıldı.
Venezuela, 9 Ocak'ta Dışişleri Bakanlığınca yayımlanan açıklamada, Güney Afrika'nın Filistin halkını savunmak amacıyla ICJ nezdinde İsrail'e karşı açtığı davayı desteklediğini belirterek, Bolivya'ya benzer şekilde uluslararası topluma Güney Afrika'nın açtığı davaya destek olunması çağrısında bulundu.
Nikaragua hükümeti, 9 Ocak'taki yazılı açıklamasında, "Güney Afrika'nın Gazze Şeridi'ndeki soykırım nedeniyle İsrail'e karşı ICJ'ye yaptığı başvuruyu memnuniyetle karşılıyoruz." ifadesini kullandı.
İran Dışişleri Bakanlığı, 10 Ocak'taki yazılı açıklamasında, Güney Afrika'nın davasına tam destek verildiğini kaydederek, "İran İslam Cumhuriyeti, ayrıca Güney Afrika hükümetinin eylemini, uluslararası hukuka uygun ve Filistin halkını destekleyen sorumlu, cesur ve onurlu bir adım olarak selamlıyor ve uluslararası toplumu, işlenen suçların faillerinden hesap sorulması için kararlı bir şekilde harekete geçmeye çağırıyor." ifadesine yer verdi.
Brezilya Dışişlerinden 10 Ocak'ta yapılan yazılı açıklamada, Güney Afrika'nın, İsrail'in soykırım veya bağlantılı suç teşkil edebilecek tüm eylemlerini derhal durdurması talebiyle Uluslararası Adalet Divanındaki girişiminin desteklendiği vurgulandı.
Kolombiya Devlet Başkanlığından 10 Ocak'ta yapılan yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Gustavo Petro yönetimindeki Kolombiya Hükümetinin, Güney Afrika tarafından Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açılan davayı memnuniyetle karşıladığı kaydedildi.
Progressive International Konseyinin sitesinde yer alan açıklamada, devletlerin yanı sıra dünya genelinden binin üzerinde insan hakları kuruluşunun, "Güney Afrika'nın İsrail'e Karşı Soykırım Sözleşmesi Davasını Destekliyoruz" başlıklı bildiriye imza attığı ve Güney Afrika davasını desteklemek üzere diğer hükümetlerin, ICJ'deki davaya "müdahil" olmaya davet edildiği bildirildi.
Buna ek olarak yeni kurulan Filistin'de Soykırımı Durdurmak için Uluslararası Koalisyonunun (ICSGP), dünyanın dört bir yanından 800'den fazla kuruluşun da imzacıları arasında bulunduğu Güney Afrika'nın davasına destek mektubunda "işgalci İsrail güçleri tarafından her gün işlenen soykırım eylemlerinin açık kanıtlarına rağmen" İsrail yönetiminin diğer ülkelerden Güney Afrika'nın davasını kınamalarını istemesi eleştirildi.
Bunun yanında İngiltere'den "change.org" sitesi üzerinden Güney Afrika'nın ICJ'de İsrail'e karşı açtığı soykırım davasına destek için başlatılan imza kampanyasına dünyanın dört bir yanından 320 binden fazla kişi katıldı.
GÜNEY AFRİKA'NIN AÇTIĞI DAVAYA DESTEĞİNİ AÇIKLAYAN KURULUŞLAR
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), 30 Aralık'taki yazılı açıklamasında, "İİT, İşgalci İsrail'in Filistin halkına karşı işlediği soykırım suçu nedeniyle Güney Afrika Cumhuriyeti'nin ICJ'de açtığı davayı memnuniyetle karşılıyor." ifadesini kullanırken soykırımın durdurulması için hızlı bir şekilde müdahale edilmesi amacıyla Divan'a "acil önlemler alma" çağrısında bulundu.
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, 10 Ocak'ta X'ten yaptığı açıklamada, Birliğin, Güney Afrika'nın İsrail'e karşı açtığı davaya tam destek verdiğini belirterek, "Bu saldırgan savaşı durduracak ve Filistinlilerin kanının dökülmesine son verecek adil ve cesur bir karar bekliyoruz. İnsani değerleri her şeyin üstünde tutan bu ilkeli tutumundan dolayı Güney Afrika hükümetine teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
Uluslararası Af Örgütü, 10 Ocak'ta yaptığı açıklamada, Güney Afrika'nın İsrail aleyhine açtığı soykırım davasının Filistinli sivillerin korunmasına yardımcı olabileceği, işgal altındaki Gazze Şeridi'ndeki insani felaketi sona erdirebileceği ve uluslararası adalet için umut ışığı sunabileceği kaydedilerek, Divan'ın vereceği geçici tedbirlerin uygulanmasıyla ölümlerin, yıkımların ve sivil acının engellenebileceği vurgulandı.
DİVAN'A DESTEĞİNİ AÇIKLAYAN ÜLKELER VE KURUMLAR
Fransa, Kosta Rika ve Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Güney Afrika'ya doğrudan destekleyen açıklamalar yerine, ICJ'deki dava sürecini ve Divan'ın vereceği kararın destekleneceği yönünde açıklamalarda bulundu.
Fransa'nın BM Daimi Büyükelçisi Nicolas de Rivière, gazetecilerin Güney Afrika'nın açtığı davayla ilgili sorusunu, "Fransa, ICJ'nin güçlü bir destekçisidir. Bu konuda ne karar vereceklerini göreceğiz ve kararın sonucunu destekleyeceğimizden emin olacağız." ifadeleriyle yanıtlayarak, ICJ'de yürütülen süreci ve kararı destekleyeceklerini belirtti.
Latin Amerika ülkesi Kosta Rika, 5 Ocak'ta Dışişleri Bakanlığınca yayımlanan yazılı açıklamada, ICJ'deki süreci dikkatle takip ettiklerini ve devletler arasındaki uyuşmazlıkların uluslararası hukuka uygun şekilde barışçıl yöntemlerle çözülmesini desteklediklerini kaydederek, "Bu kuruma (ICJ) ve yargıçlarına, ayrıca buradan çıkan ve tüm taraflarca saygı gösterilmesi ve iyi niyetle uyulması gereken kararlara olan güvenimizi yineliyoruz." ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu sözcülerinden Peter Stano, 10 Ocak'taki basın açıklamasında Güney Afrika ile İsrail arasındaki dava hakkında görüş belirtmesinin uygun olmayacağını bildirerek, AB'nin ICJ'yi kurum olarak desteklediğini ve devletlerin ICJ'de dava açma hakkının bulunduğunu vurguladı.
Buna karşın ABD, Macaristan, Paraguay ve Guatemala gibi ülkeler, Güney Afrika'nın dava açmasına karşı çıkarak İsrail aleyhine açılan davayı haksız gördüklerini açıkladı.