ABD ile İsrail'den Gazze ve Doğu Akdeniz üzerinden sinsi plan
Hamas'ı bahane ederek Gazze'deki 24 gündür süre gelen işgal ve soykırımda Siyonist İsrail'e her türlü desteği sağlayan ABD, yine sinsi bir oyun peşine düştü. Doğu Akdeniz'de tarihte görülmemiş askeri yığınak yapan ABD, bu sefer de uçak gemileri ve savaş gemilerini yolladı. Barut fıçısına dönen sıcak sulardaki çevre ülkelerde ise eller tetikte. Ancak ABD'den gelen farklı açıklamalar ortada büyük tiyatronun sahnelendiğine işaret etmekte. İşte detaylar...
ABD'nin de güçlü desteğiyle iyice şımaran Siyonistler, dünyanın gözü önünde Gazze'ye ölüm yağdırıyor.
İsrail ve ABD'den saldırılara dair yapılan çelişkili açıklamalar ise dikkatlerden kaçmıyor.
Oyalama taktiği güden "Tek dişi kalmış canavar" ABD, İsrail'e sözde asker göndermeyeceğini bildirdi.
"ABD'NİN ASKER GÖNDEREME PLANI YOK"
Çok sayıda asker barındıdaran uçak gemilerini Doğu Akdeniz'e konuşlandıran ABD'nin Başkan Yardımcısı Kamala Harris, İsrail veya Gazze'ye asker gönderme planlarının olmadığını açıkladı.
İSRAİL'E BİR KEZ DAHA DESTEK VERDİ
CBS News'e konuşan Harris, İsrail'in "kendini savunma hakkı" olduğunu belirtti.
Harris, "Hamas ve Filistinlilerin aynı sayılmaması gerektiğini" vurgulayarak "Filistinliler, İsraillilerle aynı güvenliği, kararlılığı ve onuru hak ediyor." şeklinde konuştu.
İsrail-Filistin çatışmasında savaş kurallarına bağlı kalınması gerektiğine dikkati çeken Harris, Filistin'e insani yardım akışının devam etmesinin önemine işaret etti.
ABD Başkan Yardımcısı Harris, "İsrail'e veya Gazze'ye asker gönderme planımız veya niyetimiz yok." diyerek İran'a konuya dahil olmaması çağrısında bulundu.
ABD'DEN SİNSİ PLAN
Gazze soykırımında Netanyahu hükümeti kadar suçlu olan ABD'den yeni bir açıklama geldi.
CBS News televizyon kanalında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Filistin Kızılayı'nın İsrail güçlerinin Gazze'deki Kudüs Hastanesi'ni bombalayacakları tehdidine ilişkin açıklamasıyla ilgili soruya, "Ben böyle bir şey duymadım. Dolayısıyla bunu ne doğrulayabilirim ne de yalanlayabilirim. Size söyleyebileceğim şey hastanelerin kritik sivil altyapı olduğudur. Uluslararası insancıl hukuka göre hastaneler hedef alınmamalıdır. Askeri hedef değillerdir." diye cevap verdi.
"BELİRLİ KİLOMETRE TAŞLARININ NE OLDUĞU KONUSU İSRAİL'E KALMIŞ BİR ŞEY"
İsrail tarafının ABD'ye Hamas'ın bir daha asla İsrail'i daha önce tehdit ettiği şekilde tehdit edemeyeceğinden emin olmanın bu çatışmadaki temel stratejik hedefleri olduğunu bildirdiğini aktaran Sullivan, "Ancak belirli kilometre taşlarının ne olduğu konusu nihayetinde İsrail'e kalmış bir şey. Bu onların askeri operasyonu, kararı onlar verecek." ifadelerini kullandı.
Sullivan, Hamas'ın sivilleri canlı kalkan olarak kullandığını, silahlarını sivillerin yaşadığı alanlara yerleştirdiğini savunarak, "Bu, İsrail ordusu için ek bir yük oluşturuyor. Ancak bu durum teröristlerle masum siviller arasında ayrım yapma ve bu askeri operasyonu yürütürken masum sivillerin hayatlarını koruma sorumluluklarını azaltmaz. Bu havadan saldırı için de karadan saldırılar için de geçerlidir ve bu konu İsraillilerle her gün konuştuğumuz bir konu" derken, "ABD'nin masum insanların canlarının kutsallığı gibi ilkeleri ve önerileri konusunda açık olacağını söylemeliyim. İsrail'e özelde tavsiyelerimizi sağlamaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
ABD'nin İsrail'e desteğine değinen Sullivan, İsrail ya da başka bir ülkeye gönderilen silahların silahlı çatışma hukukuna uygun kullanıldığına ilişkin bir güvence gerektiğini belirtti.
"GAZZE'DE BULUNAN ABD'LİLERİN AYRILABİLECEĞİ BİR ORTAM YARATMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ"
Sullivan, ABD'nin Gazze'de bulunan ve kendilerine ulaşan ABD vatandaşlarıyla temas halinde olduğunu belirterek birçoğunun hala bölgede olduğunu ve bölgeden ayrılmayı beklediğini aktardı.
ABD'nin söz konusu vatandaşların bölgeden ayrılabilmesi için çalıştığını kaydeden Sullivan, "Mısırlılar, ABD'lilerin ve diğer yabancı uyrukluların Gazze'den ayrılmasına izin vermeye hazır. İsraillilerin bu konuda bir sorunu yok. Ancak Hamas onların ayrılmasını engelliyor ve bir dizi talepte bulunuyor. Gazze'de bulunan tüm ABD'lilerin ayrılabileceği bir ortam yaratmak için çalışıyoruz. Başkan'ın onların güvenli bir şekilde (bölgeden) ayrılmalarından daha büyük bir önceliği yok." dedi.
Sullivan, esirlerin serbest bırakılması için de çalıştıklarını fakat buna ilişkin bir zaman aralığı veremeyeceğini ifade ederek çatışmaya insani ara verilmesine ilişkin, "Çatışmaya herhangi bir ara verilmesi Hamas'ın yararına olur. Bu bir gerçek. Burada karmaşık olan birçok gerçek var. İnsani ara verilmesi, esir alınanların salınması için iyi olurdu. Ancak Hamas'ın da bunu kendi yararına kullanacağından emin olabilirsiniz." değerlendirmesinde bulundu.
"ÇATIŞMANIN BÖLGENİN DİĞER KISIMLARINA YAYILMA RİSKİNİN YÜKSELDİĞİNİ GÖRÜYORUZ"
İki devletli çözüm ve Filistinlilerin güvenlik, onur ve eşitlik içinde yaşama hakkının sağlanmasında Arap devletlerinin rolü ve sorumluluğu olduğuna işaret eden Sullivan, bunu sağlamak için birlikte çalışacaklarını ifade etti.
Sullivan, "İran'ın caydırıldığına inanıyor musunuz?" sorusuna karşılık, "Benim inandığım şey ABD'nin yapacağımızı söylediğimiz şeyleri yerine getireceği. Askerlerimiz saldırıya uğrarsa karşılık vereceğimizi söyledik ve karşılık verdik. Eğer tekrar saldırıya uğrarlarsa yine karşılık vereceğiz. Tetikteyiz çünkü bölge genelinde güçlerimize yönelik tehditlerin artığını ve bu çatışmanın bölgenin diğer kısımlarına yayılma riskinin yükseldiğini görüyoruz. Bunu engellemek ve caydırmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz." yanıtını verdi.
İSRAİL'İN GAZZE'YE SALDIRILARINDA SON DURUM
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e kapsamlı saldırı başlattı.
İsrail ordusu da Gazze Şeridi'ne yoğun hava saldırılarına başladı.
İsrailli yetkililer, Gazze'den düzenlenen saldırılarda 311'i asker 1400 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin yaralandığını duyurdu.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığına göre, İsrail saldırılarında öldürülenlerin sayısı 3 bin 342'si çocuk, 2 bin 262'si kadın olmak üzere 8 bin 5'e yükselirken, 20 bin 242 kişi yaralandı.
İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında ise 116 Filistinli öldü, 1900'den fazla Filistinli yaralandı.
İsrail bombardımanında Gazze'de 34 Lübnan'da da bir gazeteci yaşamını yitirdi.
İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'nde yoğun saldırıları nedeniyle bölgedeki sabit hat, cep telefonu ve internet iletişim hizmetleri durma noktasına geldi.
İsrail ordusu, 26 Ekim'de karadan sınırlı operasyonları genişletmeye başlayıp hava saldırının dozunu daha da artırdı.