"Mandacı" 7'li koalisyon için İngiliz gazeteciden dikkat çeken analiz: ABD, AB ve NATO'yu memnun etme peşindeler
Türkiye, tarihi 14 Mayıs seçimlerine doğru hızla geri sayıyor. Yalnızca ülke içi siyaset için değil, küresel ölçekte de önemli dengeleri değiştirme potansiyeline sahip Türkiye seçimleri uluslararası medyanın da yakın takibinde. Seçim analizleri peş peşe gelirken İngiltere merkezli Middle East Eye, Kemal Kılıçdaroğlu ve 7'li koalisyona dair çarpıcı noktalara dikkat çekti. 7'li koalisyonun gerçekçi olmayan vaatlerine dikkat çeken MEA, bağımsız olmaktansa ABD, AB ve NATO'yu memnun etme peşinde olan muhalefetin seçilmesini bölgeyi felakete sürükleyebileceğine işaret etti. MEE, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın küresel siyasetteki önemine de vurgu yaptı.
Dünya medyasının gözü 14 Mayıs seçimlerinde. Tarihin netleşmesinden bu yana Türkiye'de yaşanan seçim sürecini yakından takip eden uluslararası medya art arda analizler yayınlıyor. Küresel siyaset için önemli sonuçlar barındıran seçimler yaklaştıkça özellikle Batı medyasında 7'li koalisyonun seçim vaatlerinin gerçekçiliği büyük bir tartışma konusu haline gelmiş durumda.
7'li koalisyon içindeki çatlaklar ve anlaşmazlıkların yanı sıra Türkiye'nin son yıllarda küresel aktör olarak bağımsızlığını kazanmış olmasına sık sık yer veren analizlere bu kez İngiltere merkezli Middle East Eye yeni bir eklemede bulundu.
"BATI'YI MEMNUN ETMEYE ODAKLANMIŞ BİR MUHALEFET VAR"
"Türkiye seçimleri: Kılıçdaroğlu Ankara'nın bağımsızlığından vazgeçer mi?" başlığıyla okuyucunun karşısında çıkan MEE, Batı'yı memnun etmeye odaklanmış bir muhalefetten, küresel siyasette başarılı bir diplomasi politikası yürüten Türkiye'de yaşanacak bir değişikliğin çarpıcı sonuçları olacağına yer verdi.
David Hearst imzalı analizde, Batı'nın Türkiye siyasetinde tarafsız bir seyirci olmadığına dikkat çekildi. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Batılı liderlerle oldukça canlı ve etkin bir ilişki yürüttüğünü söyleyen MEE, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Erdoğan için kullandığı "O dünya çapında bir satranç oyuncusu" sözlerini hatırlattı.
ÇIKAR ÇATIŞMASINDAKİ BATI KUTLAMA BEKLİYOR
Erdoğan'ın PKK terör örgütüyle olan bağlarını kesmemesi nedeniyle İsveç'in NATO üyeliğine onay vermediğinin hatırlatıldığı yazıda bu kararlı hareketin birçok Batılı lideri oldukça rahatsız ettiği vurgusu yer aldı. Türkiye'nin PKK terör örgütüyle olan mücadelesinin ve özellikle Orta Doğu'daki etkin gücünün de rahatsızlıkların diğer sebepleri olduğunun belirtildiği yazıda "Erdoğan'ın görevden gitmesi şüphesiz Berlin'den Washington'a kadar kutlamayla karşılanacaktır" ifadeleri kullanıldı.
Çıkar çatışması nedeniyle bazı Batılı liderlerin bu senaryodan memnun olacağı hatırlatılsa da analizde, "Erdoğan'ın yokluğu ne Türkiye ne de Orta Doğu bölgesi için iyi olmayacaktır" mesajına yer verildi.
"7'Lİ KOALİSYONUN VAATLERİ GERÇEKÇİ DEĞİL"
Daha önce sayısız Batılı kaynağın, 7'li koalisyonun gerçek dışı seçim vaatlerine dikkat çektiği gibi benzer eleştirilerin yer aldığı yazıda Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Seçilirsem 3 ay içinde Avrupa'ya vizesiz seyahat getireceğim" vaadinin kendi partisi tarafından bile gerçek dışı olarak nitelendirildiğini aktardı.
Kılıçdaroğlu önderliğindeki muhalefetin, Türkiye'nin parmakla gösterilen başarı örneği olan Rusya-Ukrayna arabuluculuk rolünü de tersine çevirmeyi planladığını aktaran MEE, bu fikrin de 7'li koalisyonda ayrılıklara yol açtığının altını çizdi.
"MUHALEFETİN BİRLEŞECEĞİ TEK NOKTA BATI'YA TESLİMİYET OLUR"
Siyasi olarak mutlak bir farklılık içinde bulunan 7'li koalisyonun, iktidara gelmesi halinde fikir birliği sağlayabilmelerinin çok uzak bir ihtimal olduğuna dikkat çeken MEE, onları birleştiren tek fikrin Türkiye'nin halihazırda elinin oldukça güçlü olduğu ABD, AB ve NATO konularında geri çekilmeleri olduğunu vurguladı.
"ERDOĞAN'IN YOKLUĞU FELAKET OLUR"
Türkiye'nin Orta Doğu'da, ABD, Çin ve Rusya'nın da dahil olduğu bir dizi gerilimin içinde bir denge oluşturduğunu söyleyen MEE, Ankara'nın bölgede müttefiklerini korumak için güç konuşlandıran bir oyuncu olmasının önemine dikkat çekti.
Orta Doğu'da, Türkiye gibi bağımsız politika izleyen, güçlü ülkelere ihtiyaç olduğunun belirtildiği analizde "Erdoğan'ın kaybetmesi yalnızca Türkiye için değil, tüm bölge için bir felaket olur" cümleleri kullanıldı.