Kinder Sürpriz'in ardından yeni skandal! Nestle'nin donmuş pizzalarında tespit edildi | Dikkat çeken Türkiye uyarısı
Son dakika haberine göre: Tüm dünya önde gelen gıda üreticilerine ait ürünlerde art arda insan sağlığına zararlı bakteriler tespit edilmesinin şokunu yaşıyor. Kinder Sürpriz çikolatalarında yaşanan salmonella krizinin ardından şimdi de Nestle'nin donmuş pizzalarında tespit edilen E.coli bakterisi gözleri gıda güvenliğine çevirdi. "Kaynağı bulunmazsa tehlike büyür" diyen Gıda Mühendisleri Derneği Genel Başkanı Abdussamed Boyu, Türkiye'ye ilişkin de çarpıcı bilgiler paylaştı.
Dünyanın en büyük çikolata üreticilerin birisi olan ve birçok önemli markayı çatısı altında bulunduran Ferroro şirketinin Kinder Sürpriz çikolatalarıyla ilgili aldığı karar herkesi şoke etti. Şirketin Belçika fabrikasında üretilen belirli boyut ve paketlerdeki Kinder Sürpriz ürünleri, salmonella bakterisi taşıdığı şüphesiyle geçtiğimiz günlerde toplatılmaya başlatıldı. Karar, Avrupa'daki 8 ayrı ülkede saptanan salmonella bakterisi kaynaklı rahatsızlıkların ardından alındı. Bununla da yetinmeyen Belçika Gıda ve Tüketici Ürün Güvenliği Kurumu, 15 Aralık'ta tespit edilen bakteri konusunda resmi makamları bilgilendirmeyen Ferrero'nun ruhsatını askıya aldı. FAVV, Belçika'nın Arlon kentindeki fabrikayı da mühürleyerek geçici olarak kapattı.
Milliyet'in haberine göre: Öte yandan Kinder ürünlerinin yarattığı endişenin ateşi sönmeden Fransa'dan gelen başka bir haber de gözleri yeniden gıda güvenliğine çevirdi. Fransa'da Nestle grubuna ait Buitoni marka donmuş pizzalarda da E.coli bakterisi tespit edildi. Mart ayından itibaren toplatılmaya başlanan pizzalar yüzünden 48'i çocuk 50 kişide zehirlendi, 2 çocuk ise hayatını kaybetti. Uzmanlar ise gıda güvenliği konusunda vatandaşların da en az yetkililer kadar dikkatli olması gerektiğini belirtiyor.
'ÖNEMLİ OLAN SIKINTININ KAYNAĞININ TESPİT EDİLMESİ'
Gıda güvenliğinin uzun bir süreci kapsadığını söyleyen Gıda Mühendisleri Derneği Genel Başkanı Abdussamed Boyu, bakterilerin kaynağının tespit edilmesi ve müdahalenin ona göre yapılması gerektiğini vurguladı. Abdussamed Boyu, "Gıda güvenliğini tarladan çatala kadar olan süreç olarak tanımlayabiliriz. Bu süreç içerisinde onlarca değişken ve onlarca farklı aktör var. Tarladan veya çiftlikten işleme tesisine gelen bir ürün çok uzun bir süreç sonunda raflara geliyor. Tüm bu süreç belirli bir risk içeriyor. Bahsi geçen şirketler dünyanın en önde gelen şirketleri. Yani ürünlerini takip edilebilir şekilde pazara sunuyorlar. Bu anlamda toplatılma sürecinde bir sıkıntı olmayacaktır. Bundan daha önemli olan bakterilerin bulaş kaynağının tespit edilmesi" şeklinde konuştu.
'GIDA GÜVENLİĞİ YÖNETİM SİSTEMLERİ ÇOK ÖNEMLİ'
Dünyanın önde gelen üreticilerinin gıda güvenliği konusunda oldukça hassas hareket ettiğini ifade eden Boyu, bu durumun Türkiye'de de dünya standartlarında olduğunu belirtti. Boyu, "Gıda güvenliği yönetim sistemleri bu tarz durumların önüne geçmek için en etkili yöntemlerin başında geliyor. Bu zaten Türkiye'de ve dünyada büyük üreticilerin en hassas olduğu alanlardan birisi. Bu alan gıda güvenliğinin yanı sıra kaliteyi de beraberinde getirdiği için sistemi uygulayan firmalar daima kazanan tarafta olurlar" dedi.
Ferrero çatısı altında üretilen Kinder ürünlerine ve Nestle çatısı altında üretilen Buitoni ürünlerine güvenin azalacağını dile getiren Abdussamed Boyu, "Bu ürünler muhtemelen önümüzdeki günlerde ciddi pazar kaybı yaşayacak" diye de ekledi.
'HER İKİ BAKTERİ DE İNSAN SAĞLIĞINI OLUMSUZ ETKİLİYOR'
Kinder ürünlerinde tespit edilen salmonella'nın hayvansal kaynaklı bir bakteri olduğunu ileten Abdussamed Boyu, bu bakterinin üretim tesislerine nasıl girdiğinin tespit edilmesi ve bu durumun önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı. Boyu, "Salmonella'nın 6 saat ile 6 gün arasında değişen bir kuluçka süresi var. Bu sürede semptomlar başlıyor. İshal, karın ağrısı, ani ateş yükselmesi gibi etkilerle vücutta kendini belli ediyor ve tüm vücudu etkileyebiliyor" ifadelerini kullandı.
Nestle ürünlerinde tespit edilen E.Coli bakterisinin ise kötü hijyen koşullarında ortaya çıktığını belirten Boyu, E.Coli'nin belirli yaş grupları için ciddi sonuçlar doğurabileceğinin altını çizdi. Abdussamed Boyu, "E.Coli 0-6 yaş grubu ile 65 yaş üstünde ciddi sonuçları olabilecek bir patojen. Yeni doğanlarda menenjit, akciğer enfeksiyonu gibi sıkıntılara neden olabilir ve şartların ağırlaşması veya düşük bağışıklık durumunda ölüme sebebiyet verebilir" bilgisini paylaştı.
'İFŞA EDİLMESİ GEREK'
Türkiye'de faaliyet gösteren gıda işletmelerinin Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından birçok açıdan sık sık incelendiğini belirten Boyu, "Gerek vatandaşın farklı kanallardan yaptığı şikayetler sonucu gerekse Bakanlık tarafından periyodik ve ani denetimler yapılıyor, Türk Gıda Kodeksi uygunluğu aranıyor. Türkiye'de taklit ve tağşiş yönünden yapılan denetimlerden kalan firmalar ifşa ediliyor ve bunu yapmalarının önüne geçiliyor. Ancak hijyen uygunsuzluğu olan firmalara sadece ceza yazılıyor. Bu şirketler kamuoyuna ifşa edilmiyor. Bu yeterliliği sağlamayan firmaların da ifşa edilmesi gerekiyor. Aynı şekilde bazı firmalar bazı ürünlerinde gereğinden fazla katkı maddesi kullandığı için cezalar alıyor ancak bu ürünler ve ceza alan firmalar hangileri? Hangi ürünlerde ne kadar uygunsuzluk var? Bunları şu an için göremiyoruz" sözleriyle Türkiye'deki gıda güvenliğine ilişkin uygulanan denetim sürecini anlattı.
Tüketicilerinde raflardaki ürünleri alırken bazı kriterlere dikkat etmesi gerektiğini belirten Abdussamed Boyu, "Donuk ürünlerin -18 derece bulunması gerekiyor. Tüketiciler soğuk zincir ürünler için buna dikkat edebilirler. Bunun dışında ambalajdaki bozulmalar, solgun renkler ve bazı ürünler içinde koku dikkat edilmesi gereken faktörler. Ancak bakterilerin tespiti gibi durumlar için laboratuvar analizi gerekir" diye konuştu.
'HALK PAZARLARINA DİKKAT EDİLMELİ'
Türkiye'de gıda kontrol görevlileri tarafından ciddi denetimler yapıldığını vurgulayan Boyu, halk pazarlarının bu denetimin dışında kaldığını da aktardı. Abdussamed Boyu, "Halk pazarlarında 'Bundan bir şey olmaz' anlayışıyla kamu sağlığına aykırı satışlar yapılmaya devam ediliyor. Hâlâ açıkta peynir satılan halk pazarları var. Soğuk zincir ürünü kabul edilen ve soğukta muhafaza edilmesi gereken birçok ürün pazarda açıkta satılıyor. Kaynağının ne olduğu bilinmeyen, hangi şartlarda üretildiği bilinmeyen baharatlar, salçalar gibi birçok gıda maddesinin buralarda denetimden uzak şekilde satılması özellikle içinde bulunduğumuz salgın düşünüldüğünde çok büyük bir risk. Halk pazarlarının denetim yetkisi belediyelerde ve çoğu zaman belediyeler ve Bakanlık bu konuda ortak bir hareket sergileyemiyor. Bu durumun hızlıca önüne geçmek ve gıda güvenliğine uyumlu şartları sağlamak gerekiyor" diyerek sözlerini noktaladı.