Dünyanın gözü Glasgow'da! İklim hüsranı
Dünyanın dört gözle takip ettiği Glasgow'daki iklim zirvesi gündem oldu. Büyük umutlarla başlayan iklim zirvesinin sonuç bildirge tasarısı oldukça heves kırıcı ve zayıf bulundu. Bunun en büyük sebebi ise zirvede faaliyet gösteren ‘fosil yakıt lobicileri’ olarak gözüküyor.
İskoçya'nın Glasgow kentinde iklim krizine çözümler aramak amacıyla gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler 26. İklim Konferansı (COP26), şu ana kadar beklenen sonuçlara ulaşamadı. Zirve sırasında değişim için ısrar eden uzmanlar, ciddi bir karşı direnişle karşılaşırken, dünyanın geleceği için bazı adımlar atmak durumunda olan ülkeler, ekonomik hesaplar nedeniyle bu adımları atmamakta diretiyor. Söz konusu durum nedeniyle, zirve sonunda açıklanacak sonuç bildirgesinin de umut kırıcı olduğu ifade ediliyor.
Taslaktaki en büyük sorun ise, fosil yakıtların geleceğiyle ilgili somut bir kararın yer almaması. Birleşmiş Milletler tarafından yayımlanan ve sadece 850 kelimeden oluşan ilk taslak, çevrecileri oldukça rahatsız etti. Greenpeace yöneticisi Jennifer Morgan, taslağın zayıf olması tehlikesine dikkat çekti. Morgan, genelde bildirgelerin umut verici ve cesur şekilde başladığını ancak zirve sonunda sulandırıldığını anımsatarak, COP26 bildirgesinin şimdiden zayıf göründüğünü, bunun da zirvenin etkisinin sınırlı kalacağını gösterdiğini kaydetti.
KARŞI LOBİCİLİK
Öte yandan en dikkat çekici konulardan biri, kuşkusuz karşı lobi faaliyetleri. Çevreciler ve halk ne kadar uğraşsa da, özellikle fosil yakıt üreticilerinin güçlü lobi yeteneği, somut adımlar atılmasını engelliyor. Nitekim BBC'de konuyla ilgili yer alan analizde, zirveye, fosil yakıt endüstrisiyle bağlantılı olarak katılan delegelerin sayısının her ülkenin temsilci sayısını aştığına dikkat çekiliyor.
"Global Witness" adlı kuruluşun analizine göre, iklim zirvesine, fosil yakıt endüstrisinin çıkarlarıyla bağlantılı 503 delege katıldığı tespit edildi. Bu sayı, en çok delege bulunduran (479) ülkelerin delege sayılarından bile fazla. İngiltere'nin ise 230 kayıtlı delegesi var.
Söz konusu delegelerin, konferans boyunca petrol ve doğalgaz endüstrisi için lobi faaliyetinde bulundukları belirtilirken, çevreciler, bu kişilerin katılımlarının yasaklanmasını istiyor. Kurumun tespit ettiği fosil yakıt lobicileri genellikle Rusya ve Kanada delegasyonlarının üyeleri. Bunun dışında COP'ta 100'den fazla fosil yakıt şirketi temsil edilirken, 30 kadar ticaret birliği ve çeşitli sektörel örgütler de yer alıyor. Tespit edilen grupların en büyüklerinden biriyse Uluslararası Emisyon Ticareti Birliği.
İNGİLTERE'DE 'KARŞI ZİRVE'
Glasgow'da devam eden BM 26. İklim Konferansı'na (COP26) alternatif bir "karşı iklim zirvesi" düzenlendi. İklim savunucuları, COP26'da dünya liderlerinin "sahte vaatler"de bulunmasını ve iklim değişikliğine karşı somut adım atmamasını eleştirerek, alternatif bir zirve düzenlediklerini belirtti.
"İklim Adaleti için Halkın Zirvesi" adıyla 7-10 kasım tarihleri arasında düzenlenen etkinlikte, yaklaşık 200 panel düzenlenecek. Etkinlik programında fosil yakıt şirketlerine nasıl dava açılacağının anlatılacağı panellerin yanı sıra Glasgow'un en büyük kirleticilerine tur gibi ilgi çekici aktiviteler de bulunuyor. Organizatörler, etkinliğin şu an iklim değişikliğinden en çok etkilenenlerin sesi olacağını belirterek, yerli halklar, otobüs şoförleri, film yapımcıları, mülteciler, pilotlar, çiftçiler, feministler, doktorlar ve iklim adaleti aktivistlerinin yer alacağını aktardı.
OBAMA RUSYA İLE ÇİN'E ÇATTI
COP26'ya dün katılan isimler arasında, ABD eski başkanı Barack Obama da yer aldı. Obama'nın katılımı ve yaptığı konuşma heyecan uyandırırken, zirvenin sonuç bildirgesine bir etkisi olup olmayacağını önümüzdeki günler gösterecek.
Obama, konuşmasında Paris İklim Anlaşması'nın önemine dikkat çekti ve bu anlaşmanın, gezegenin geleceği için bir savaşma şansı verdiğini ifade etti. Bu bağlamda ABD'nin adımlarını anlatan Obama, Trump yönetiminde bu katkının durduğunu ancak şimdi, ABD'nin "iklim kriziyle savaşa geri döndüğünü" ifade etti. Obama bununla birlikte vaatlerin yeterli olmadığını kabul ederken, verilen imzaların takip edilmesi gerektiğini söyledi. Çin ve Rusya'nın direncine de dikkat çeken Obama, bu ülkelerde "aciliyet eksikliği" olduğunu savundu.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ EKONOMİLERİ ERİTECEK!
İklim değişikliğinin etkilerinin en ağır şekilde görüldüğü yoksul ülkelerin, ekonomik geleceklerinin de tehdit altında olduğu belirtildi. DW Türkçe'nin aktardığına göre, Berlin'de bulunan Humboldt Üniversitesi'nin yaptığı araştırmada, incelenen 65 yoksul ülke ve küçük ada devletinde Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'nın (GSYİH) 2050 yılına kadar yüzde 19.6 azalacağı öngörüldü.
Araştırmaya göre iklim değişikliğinin beklenen seviyelerde seyretmesi durumunda, bu ülkelerde GSYİH'daki azalma 2100 yılına kadar yüzde 63.9'a ulaşacak. Hesaplamalara, küresel ısınma nedeniyle sıcaklığın 2100 yılına kadar sanayi öncesi döneme göre 2.9 santigrat derece artacağı öngörüsü baz alındı. Araştırmada, iklim değişikliğine karşı gerekli önlemlerin alınması ve 1.5 derece hedefine ulaşılabilmesi durumunda bile, söz konusu ülkelerin GSYİH'sındaki azalma 2050 yılına kadar yüzde 13.1, 2100 yılına kadar da yüzde 33.1'i bulacak. Bundan en çok Afrika kıtasındaki ülkeler etkilenecek.
COP26'da dün ne oldu?
- İngiltere, çoğunluğu Asya Pasifik ülkeleri olmak üzere, devletlerin iklim değişikliğiyle mücadele etmesi 290 milyon sterlin finansman taahhüt etti,
- İklim aktivistlerin protesto gösterileri devam etti,
- İngiltere Başbakanı Boris Johnson, zirvenin son haftasında dünya ülkelerine, "cesur tavizler ve iddialı taahhütler" vermeleri çağrısında bulundu,
- COP26'da yer alan ülke delegasyonları müzakerelerde her yıl 100 milyar dolarlık iklim fonu taahhüdünün garanti altına alınması için baskı yapmayı sürdürdü,
- Delegeler uyardı: Adapte olmalıyız! Küresel Adaptasyon Merkezi CEO'su Patrick Verkooijen, dünyanın iklim değişimine adapte olması konusunda "Ya gecikiriz, bedelini öderiz ve acı çekeriz ya da planlarız, adapte oluruz ve başarırız" ifadelerini kullandı.