İklim krizi için gerçek tehdit! Yaşam biçimleri bile etkiliyor
Yaşadığımız iklim krizi insan türünü tehdit eder duruma geldiği halde krizin önüne geçilmesi için ülkeler ciddi adımlar atmakta hâlâ kararlılık gösteremiyor. Lakin zaman geçiyor. Bilim insanları kritik eşiğin aşıldığını ve bir an önce topyekûn mücadelenin şart olduğunu söylüyor Krizi aşma noktasında insanlığın şimdilik yol haritası Paris Anlaşması.
New York'taki BM binasındaki genel kurul salonunun kapısı açılıyor. Şaşkın bakışlar altında bir T-Rex içeri giriyor ve kürsüye çıkıyor. "Ey insanlar beni dinleyin" diye söze başlıyor ve "Yok oluşu seçmeyin. Çok geç olmadan türünüzü, soyunuzu kurtarın. Siz insanların bahane üretmeyi bırakıp gerçekten değişmeye başlamasının zamanı geldi" diyerek konuşmasını sonlandırıyor. Geçen hafta sosyal medyada sıklıkla paylaşılan bu video, BM Kalkınma Programı'nın (UNDP) "Yok oluşu seçme" kampanyası için çekildi.
Dinozorun dediği gibi içinde bulunduğumuz iklim krizi, artık insan türünü yok olmakla tehdit eder duruma geldi. BM raporlarına, bilim insanlarının tespitlerine, sivil toplum örgütlerinin uyarılarına rağmen peki neden bu krizi aşmak için ciddi adımlar atılamıyor? Ya da şöyle soralım Covid- 19 gibi küresel bir salgını aşma konusunda dünya topyekûn bir mücadeleye girişme potansiyelini gösterdiği halde aynı beceriyi neden iklim krizi konusunda ortaya koyamıyor?
İşte konuyu bu perspektiften masaya yatırınca çok farklı manzaralar ortaya çıkıyor. İklim krizinin insan eliyle ortaya çıktığı kesinleşti ve insan eliyle de çözülmesi şart görünüyor. Ama çözüm o kadar da kolay değil. Dünyadaki bütün ülkelerin, toplumların aynı kararlılıkla çözüme ortak olması gerekiyor. Mesele de burada düğümleniyor işte. Biz de, bütün dünya hafta içi İskoçya'da düzenlenen Glasgow İklim Zirvesi nedeniyle iklim krizine odaklanmışken bu düğümün peşine düştük.
ADALETLİ BİR MÜCADELE NOKTASINDA ANLAŞMAZLIK VAR
Karbon salınımının azaltılmasının öncelikli bir konu olduğu, dünyadaki tüm ülkeler tarafından anlaşılmış durumda. 2015'teki Paris Anlaşması'nın ortaya çıkması da bunun göstergesi. Antlaşma şimdilik insanlığın, iklim krizini kontrol altına alma konusundaki en öncelikli yol haritası. Anlaşmanın temel hedefi karbon salınımının kontrol altına alınması ve giderek azaltılması. Böylece karbon salınımının tetiklediği atmosferdeki sıcaklık artışının önüne geçilmesi planlanıyor. Çünkü bu sıcaklık artışları çevre felaketlerinin temel nedeni.
Paris Anlaşması'na taraf ülkeler karbon salınımlarını azaltma konusunda sözler veriyor. Ama sorun bu sözlerin tutulmamaması. Bu sözlerin tutulması demek aslında dünyadaki enerji üretimi ve tüketiminin, daha doğrusu bugüne kadar alışılageldik ekonomi- politiğin değişmesi anlamına geliyor. Dananın kuyruğu da burada kopuyor.
Alkin'e göre herkesten daha çok, gelişmiş ülkelerin bu krizi aşma noktasında sorumluluk alması gerekiyor. Zaten en çok karbon salınımı yapan ülkeler de onlar. Uzmanlar bu krizin, hoşumuza gitsin ya da gitmesin enerji arz güvenliği ile birlikte yönetilecek bir konu olduğunu söylüyor. Nedir bu derseniz, enerji kaynaklarının satın alınabilir bir fiyattan kesintisiz bir şekilde ulaşılabilirliği. Ülkeler bu konuda anlaşamıyor. Mesela Japonlar, diğer ülkelere "Kömür tamamiyle yasaklanmak isteniyor. Peki Afrika'daki ülkelere tümüyle yenilenebilir enerjiyle elektrik ihtiyacını karşılamak için gerekli 2 trilyon dolarlık kaynağı sağlabilecek miyiz?" diye soruyor.
Ülkeler görünürde "Evet" diyor ama uluslararası finans sistemi böyle bir duruma ayak diriyor. Ya da başka örnek: Rusya doğalgaz fiyatlarına zam yaptı. İş öyle bir boyuta geldi ki kömürle çalışan termik santralleri kapatma sözü veren Avrupa ülkeleri, enerji maliyetlerini düşürmek için tekrar gündemlerine bu tür termik santralleri almaya başladı. Mesela ABD sürekli Çin'e 'karbon salınımını azaltması için' baskı yapıyor. Ama kişi başına düşen karbon salınımına bakıldığı zaman ABD birinci sırada ve aynı ABD, halkının yaşam standardını değiştirmek için bir şey yapmıyor. Alkin de yazılarında bu manzaranın yarattığı adaletsizliği dile getiyor.
EN ÇOK KARBON EMİSYONU SALAN 20 ŞİRKET
ŞİRKET ADI ......................MİLYAR TON KARBON
1) Saudi Aramco.................. 59.26
2) Chevron............................ 43.35
3) Gazprom.......................... 43.23
4) ExxonMobil...................... 41.90
5) National Iranian Oil Co.... 35.66
6) BP..................................... 34.02
7) Royal Dutch Shell............ 31.95
8) Coal India.........................23.12
9) Pemex..............................22.65
10) Petroleos de Venezuela......... 15.75
11) PetroChina..................... 15.63
12) Peabody Energy.............15.39
13) ConocoPhillips...............15.23
14) Abu Dhabi National Oil Co..... 13.84
15) Kuwait Petroleum Corp...... 13.48
16) Iraq National Oil Co....... 12.60
17) Total SA.......................... 12.35
18) Sonatrach...................... 12.30
19) BHP Billiton.................... 9.80
20) Petrobras....................... 8.68