ABD istihbaratının ruhu bile duymadı! Çin'den dünyayı şaşkına çeviren deneme
Çin, dünyayı şaşkına çeviren yeni bir deneme yaptı. Hipersonik füzesini test eden ülkenin geliştirdiği bu silah herhangi bir noktayı isabet alarak vurabiliyor. ABD istihbaratının adeta uyuduğu bu olay, büyük bir sürpriz olarak karşılandı. Uzmanlar ayrıca, Pekin’in bu hızda teknoloji geliştirmesinin beklenmediği yorumlarını yaptı.
Dünya yaklaşık iki yıldır tabiri caizse Koronavirüs ile yatıp Koronavirüs ile kalkıyor. Ancak 5 milyondan fazla cana mal olan Kovid-19 gezegenimizi tehdit eden tek konu değil.
Özellikle son yıllarda ülkeler arasında artan gerilim ve askeri yatırımların hızla artması uzmanları bir hayli endişelendiriyor.
Silahlanma yarışı yeniden hız kazanırken dünya Çin'den gelen haberin şokunu yaşıyor. İngiliz Financial Times gazetesi (FT), Çin'in hipersonik füze denediğini duyurdu.
Test hakkında bilgi sahibi beş kaynağa dayandırılan habere göre Pekin, nükleer kapasiteye sahip füzenin fırlatmasını ağustos ayında yaptı.
Uzay sınırından önceki alçak yörüngeye kadar çıkan füze, daha sonra Dünya'ya doğru düşüşe geçti ve yerdeki hedefini 32 kilometre ıskaladı.
Çin basını bu füzenin dünya üzerinde herhangi bir noktayı vurabilecek menzile sahip olduğunu sayfalarına taşıdı. İngiliz Daily Mail gazetesi ise söz konusu füze içim 'ABD füzesavar savunmasını işe yaramaz hale getirecek' iddiasında bulundu.
ABD İÇİN SÜRPRİZ OLDU!
Uzmanlar, testin Amerikan istihbaratı için sürpriz olduğu, Pekin'in bu hızda teknoloji geliştirmesinin beklenmediği yorumlarını yaptı. FT'ye konuşan ABD'li bir yetkili, "Bunu nasıl yaptıkları hakkında hiçbir fikrimiz yok" dedi.
TESPİT VE İMHASI ZOR
Uzay sınırına kadar yükselen hipersonik füzeler, balistik füzelerden yavaş olsa da sesten beş kat hızlı yol kat ediyorlar. Bu füzelerin avantajı, sabit parabolik bir döngü takip etmek yerine manevra kabiliyetine sahip olmaları. Böylece hava savunma sistemlerince tespit ve imha edilmeleri zorlaşıyor. Söz konusu deneme, Çin'in Tayvan'ı askeri anlamda giderek daha fazla tehdit ettiği bir ortamda geldi.
Devlet kontrolündeki Çin medyası bir süredir 'Üçüncü Dünya Savaşı' uyarısında bulunarak ABD'yi hedef alıyordu. ABD'nin Tayvan'a verdiği desteği eleştiren Çin basını olası bir savaşta ABD askerlerinin ilk kayıpları verecek birlikler olacağını sayfalarına taşıyarak tehdit gibi uyarılara imza atmıştı.
EMEKLİ AMİRAL TARİH VERİP UYARMIŞTI
ABD'li emekli amiral James Stavridis ve gazeteci Elliot Ackerman'ın kaleme aldığı'2034: A Novel of the Next World War' (2034 Dünya Savaşı senaryosu) isimli kitap, geçtiğimiz dönemde yeni bir dünya savaşı çıkarma potansiyeline sahip bölge olarak Güney Çin Denizi gösterilmişti.
Söz konusu kitap böyle bir savaşın yaşanması durumunda hangi silahların kullanılabileceği hakkında da bilgiler sunuyor. Buna göre, savaş alanına otonom yani insansız askeri araçlar hakim olacak.
Stavridis ve Ackerman konvansiyonel savaşın yanı sıra böyle bir çatışmada bir ilk yaşanacağı görüşünde. İkiliye göre, bu ölçekte bir savaşta iki tarafta 'düşman sistemleri'ni saf dışı bırakmak için geniş çaplı hack saldırıları düzenleyecek.
ÇİN-TAYVAN ANLAŞMAZLIĞI
Çin'de İkinci Dünya Savaşı'nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949'da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri, Tayvan'a yerleşip 1912'de kurulan "Çin Cumhuriyeti" iktidarının Ada'da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.
Bu girişim Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971'e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Çin'i temsil etmişti. 1950'ler ve 1960'larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti'nden Çin Halk Cumhuriyeti'ne çevirmesinin ardından 1971'de BM Genel Kurulunda yapılan oylamada Pekin hükümetinin Çin'in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan'ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.
Pekin yönetimi, "Tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Tayvan Boğazı ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.