Almanya'dan skandal İsrail desteği! Hükümet destekledi basın haberleri kısıtladı
Dünya İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırıları sessizce izlemeye devam ediyor. Filistin'deki saldırıları gündemine taşıyan birçok Avrupalı lider ise bebek katili İsrai'i savunmaktan geri kalmıyor. Alman Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert İsrail'in hava saldırılarını haklı bulurken, Deutsche Welle gazetesinin iki yüzlü tutumuysa hayrete düşürdü.
Alman Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, çocukların hayatını kaybettiği İsrail'in Gazze'ye yönelik hava saldırılarını savundu.
Seibert, başkent Berlin'de düzenlenen basın toplantısında, İsrail'in saldırılarında çocukların hayatını kaybetmesine ilişkin "İsrail Hava Kuvvetlerinin saldırılarından dolayı Gazze Şeridi'nde bir hafta içinde 90'dan fazla kadın ve çocuk hayatını kaybetti.
Siz (İsrail'in saldırıları konusunda) kendini savunma hakkından ve (Gazze'den atılan füzelerden dolayı) kızgın olduğunuzu söylediniz. Gazze Şeridi'nde çocukların hayatını kaybetmesinden dolayı da kızgın mısınız?" sorusunu yanıtladı.
Her iki tarafta can kayıplarının olmasının üzücü olduğunu belirten Seibert, "Bir başkasından daha değerli olacak bir hayat yok. Her hayatın bir onuru vardır. Ancak bu duruma doğru giden çok net bir gelişme de var." dedi.
Seibert, İsrail'in kendi vatandaşlarını ve kendini savunma hakkının bulunduğunu iddia etti.
"Bu, kendini müdafaa, bombalama sonucu çocukların öldürülmesini de içeriyor mu? şeklindeki soruya da Seibert, "Silahlı bir çatışmada ölen bir çocuk, hangi tarafta ölürse ölsün her zaman trajedidir. Ben size, bizim bildiğimiz ve dünyanın bildiği Hamas'ın tünellerini okulların yanından geçirme stratejisini, faaliyetlerini doğrudan yerleşim bölgelerinden ve yoğun nüfuslu alanlardan yürüttüğünü söyledim. Hamas bunu yaparken Gazze'deki Filistin halkını rehin alıyor." ifadelerini kullandı.
İsrail'in Gazze'de medya kurumlarının bulunduğu binalara yaptığı saldırıya ilişkin ise Seibert, "Hem yerinde ve hem de çatışma bölgelerinde gazetecilik çalışmasının önemli olduğu açıktır. Demin söyledim, Hamas'ın yoğun nüfuslu bölgelerde faaliyet gösterdiği bilinmektedir. Biz İsrail'in kendini savuna hakkının arkasındayız. İsrail'in orantılılık çerçevesinde hareket edeceğine güveniyoruz." değerlendirmesini yaptı.
DW'DEN İKİ YÜZLÜ TUTUM
Almanya'nın uluslararası yayıncısı Deutsche Welle (DW), Almanya'nın soykırım nedeniyle Yahudi devletine yönelik özel sorumluluğunu gerekçe göstererek İsrail hakkındaki eleştirel haberciliği kısıtladı.
DW'nin yayın kurulu, bölgedeki son yaşananların ardından personele gönderilen yeni bilgilendirme notunda, muhabirlerinin ve editörlerinin İsrail'in apartheid rejimi (ırkçı politika) olarak nitelendirilmesini ve Filistinlilere yönelik zulüm suçlarını haber yapmasını yasakladı.
Sosyal medyada sızdırılan ve paylaşılan iki sayfalık belgede, soykırım mirasının ve Almanya'nın İsrail'e karşı özel sorumluluğunun ülke anayasasının ve dış politikasının mihenk taşları olmaya devam ettiğinin altı çizildi.
AA'nın DW içerisindeki kaynaklara teyit ettirdiği notta, "DW olarak, İsrail'in bir devlet olarak var olma hakkını asla sorgulamıyoruz veya haberimizde yer alan kişilerin bunu yapmasına izin vermiyoruz." ifadesi kullanıldı.
"İsrail için asla apartheid rejimi diye bahsedilmeyeceği ve sömürgeciliğe veya sömürgecilere atıfta bulunmaktan da kaçınılacağı vurgulanan bilgi notunda "Konuşma ve fikir özgürlüğüne ve insanların ilgili taraflardan herhangi birini eleştirme hakkına saygı duyuyoruz. Bununla birlikte İsrail'e yönelik eleştiri, İsrail devletini veya Yahudi halkını ve kültürünü lekelemeye, itibarsızlaştırmaya ve gayrimeşru kılmaya çalıştığında antisemitizm haline geliyor." denildi.
Deutsche Welle, İsrail'in işgal altındaki topraklarda Filistinlilere yönelik saldırısına ilişkin önyargılı haberciliği nedeniyle uzun süredir eleştiriliyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) raporunda, İsrail'in Filistinlilere karşı apartheid ve zulüm suçları işlediği vurgulanmıştı.
HRW'nin geçen ay yayımladığı 213 sayfalık raporda, "Bulgu, İsrail hükümetinin Yahudi İsraillilerin Filistinliler üzerindeki hakimiyetini sürdürme politikasına ve Doğu Kudüs dahil işgal altındaki topraklarda yaşayan Filistinlilere karşı işlenen ağır suiistimallere dayanıyor." ifadelerine yer verilmişti.