KKTC Başbakanı Ersin Tatar'dan Rum tarafına tepki: Bölgedeki gerginlik artacak
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Ersin Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Fransa ile askeri iş birliğine tepki göstererek, "Yapılan anlaşmalar bölgedeki gerginliği arttıracak" dedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Ersin Tatar, Akıncılar ile Rum köyü Limya arasındaki sınır kapısının açılış töreninde açıklamalarda bulundu. Başbakan Tatar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) Fransa ile Akdeniz'de havada ve denizde askeri güçlerini birleştirilmesine yönelik attığı askeri iş birliğine sert tepki gösterdi. "Rum tarafı çok tehlikeli bir oyuna giriyor" diyen Tatar, "Çünkü burası Kıbrıs. Kıbrıs adasının 3 garantör ülkesi vardır. Türkiye, Yunanistan, İngiltere. Bunların dışında herhangi bir diğer ülkeyle Kıbrıs Cumhuriyetinin başka bir ülke ile, kim olursa olsun, Avrupa Birliği de olsun hiç fark etmez, böyle bir anlaşmaya hakkı yoktur" dedi.
"RUM TARAFI BİR KEZ DAHA BİR HUKUKSUZLUK YAPIYOR"
KKTC Başkanı Tatar, "Hukuk bunu emrediyor. Ama maalesef Rum tarafı bir kez daha bir hukuksuzluk yapıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin KKTC ile ilişkileri, buradaki askeri varlığı hepsi uluslararası hukuka bağlıdır. 1960 anlaşmalarında çok uzun müzakere sonucu 1571'den bu yana buradaki Türk varlığının devamı için o zaman biliyorsunuz Menderes, Zorlu, Dr. Fazıl Küçük, Rauf Denktaş güzel bir müzakere sonucunda Türkiye'mizin tek taraflı müdahale hakkını doğurmuştur Anayasada ve 1974'te nitekim ona bağlı olarak Türkiye buraya müdahale etmiştir" ifadelerini kullandı.
Tatar, "Şimdi demek ki Kıbrıs Cumhuriyeti ve ekindeki garanti anlaşmalarının tabi ki ruhuna aykırı bir şekilde birtakım düzenlemelere düzenlemelere gidilmektedir. Bu yanlıştır. Ben Rum tarafının dikkatli olması gerektiğini, çünkü bu ülkede, bu coğrafyada Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin gücü, Türkiye Cumhuriyeti'nin yaptığı açıklamalar ve attığı adımlar Kıbrıs Türk halkı ile birlikte KKTC'nin varlığından dolayı birtakım anlaşmalara dayalı olarak yapılan bütün bu hareketler hukuka bağlıdır" diye konuştu.
"BÖLGEDEKİ GERGİNLİĞİ ARTIRACAKTIR"
KKTC'nin adımlarını uluslararası hukuk temelinde devam ettirdiklerini dile getiren Tatar, "Ama Rum tarafı belli ki gerçekten hukuka aykırı, anlaşmalara aykırı, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ruhuna aykırı, garantörlük anlaşmalarının hilafına birtakım bir takım ilişkilere girmektedirler. Bu da bölgedeki gerginliği artıracaktır diye düşünüyorum" dedi. Tatar, "Dolayısıyla bunu herhalde Türkiye Cumhuriyeti yakından izlemektedir. Biz de gereken temasları yapacağız. Çünkü olay başka yerlere çekiliyor" ifadelerini kullandı.
"BU ANLAŞMALAR ANCAK VE ANCAK KIBRIS TÜRK HALKININ DA ONAYIYLA OLABİLİR"
Tatar, "Bu Ada etrafında doğal gaz zenginlikleri ve birtakım petrol arayışları elbette stratejik ve hak, hukuk noktasındaki zenginliklerin paylaşımında bambaşka bir heyecan oluşturmuştur. Ama bütün bu çalışmalar hukuk temelinde olması lazım. Dolayısıyla Kıbrıs Türk halkı, eşit bir halk olduğuna göre bu anlaşmalar ancak ve ancak Kıbrıs Türk halkının da onayıyla olabilir" dedi.
Bölgede çok büyük zenginlikler olduğunun altını çizen Tatar, "Bu ülkelerin hepsi burada bir pozisyon almaya çalışmaktadır" şeklinde konuştu. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u işaret eden KKTC Başkanı Tatar, "Anastasiades ile yaptığı görüşmede şunu da söylemişti. Türkiye ve Rusya'nın Doğu Akdeniz'deki adımlarından endişe etmektedirler. Dolayısıyla kendileri Avrupa Biliği'nin bir uzantısı olarak zaten burada. Zaten bildiğiniz gibi Annan Planı'ndan sonra çok haksızca ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin hukukuna, Anayasasına aykırı bir biçimde Güney Rum Yönetimi'ni tek taraflı olarak Avrupa Birliği'ne almışlardır" diye konuştu.
"ŞİMDİ DE BİR HUKUKSUZLUK DAHA YAPIYORLAR"
Tatar, "Çünkü oradaki anlaşmalar ne diyor. Kıbrıs'ta bir anlaşma olmadan, Kıbrıs'ta sürdürülebilir bir anlaşma olmadan, tek taraflı olarak özellikle Türkiye Cumhuriyeti'nin üye olmadığı bir birliktelikte yani Avrupa Birliği'ne Rum tarafının alınması son derece yanlış ve hukuksuzdur. Onu yaptılar. Şimdi de bir hukuksuzluk daha yapıyorlar. Çünkü buradaki zenginlikler, doğal gaz ve petrol zenginliklerinin paylaşımında adım atmak istemektedirler ve buralardaki etkinliklerini arttırmak suretiyle Türkiye ve bizlerin hak ve hukukuna bir bakıma tecavüz etmektedirler. İş oraya gidiyor. Dolayısıyla çok dikkatli olmak lazım. Ama biz bunu tabi ki Türkiye ile değerlendirmek durumundayız" dedi.