Libya'da kritik askeri plan! Silahlı gruplar bu ismi alacak ve Hafter gibi gruplara izin verilmeyecek
Libya hükümeti, "Milli Muhafızlar" aracılığıyla güvenlik güçlerine katkı sağlamayı ve silahlı grupların entegrasyonunu planlarken, ABD'nin önerileri doğrultusunda geliştirilen tasarının ayrıntıları ve muhtemel sonuçları tartışılıyor. Milli Muhafız Güçleri'nin en önemli görevi "devletin sivil niteliğinin korunması" olarak düşünülürken, Halife Hafter güçlerinin yapmaya çalıştığı gibi yasalar dışında hiçbir grubun devleti ele geçirmesine izin verilmeyecek.
Güvenlik güçlerinin yapılanmasında ordu ve polis güçleri arasında yer alması planlanan Milli Muhafızlar formülü, Türkiye ve Cezayir'deki jandarma teşkilatıyla benzerlik gösteriyor.
Libya Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed eş-Şerif, Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac'a 28 Mayıs'ta gönderdiği yazıda ordunun kurulacak Milli Muhafızlar ile desteklenmesi gerektiğini belirtti.
Devrim sonrasında kurulan "17 Şubat Devrimcileri" adlı silahlı grubun oluşturulacak Milli Muhafızlar aracılığıyla devlet güçlerine entegrasyonu planlanıyor. Kurulması düşünülen yapılanma, Libyalıların bir kısmı tarafından silahlı güçlerin devlete entegrasyonu bakımından önemli bir dönüm noktası olarak görülürken, bir diğer kesim de projenin başarısından endişe duyuyor.
MİLLİ MUHAFIZLARIN GÖREV ALANLARI
Milli Muhafız Güçleri'nin en önemli görevi "devletin sivil niteliğinin korunması" olarak düşünülürken, Halife Hafter güçlerinin yapmaya çalıştığı gibi yasalar dışında hiçbir grubun devleti ele geçirmesine izin verilmeyecek.
Bu görevinin yanı sıra Milli Muhafızların güvenlik güçlerine destek amaçlı karada, denizde ve havada güvenliğin sağlanmasına yardımcı olması planlanıyor.
Yakın zamanda güvenliğinde sorunlar yaşanan petrol tesislerinin korunmasında da Milli Muhafızlardan destek alınması öngörülerek, üretimde güvenlik nedeniyle yaşanan aksaklıkların yol açtığı milyarlarca dolarlık kaybın önlenmesi bekleniyor.
SİLAHLI GRUPLARIN GÜVENLİK GÜÇLERİNE KATILIMI BİRÇOK KEZ DENENDİ
Devrimci silahlı güçler, daha önce de birkaç kez devletin güvenlik kurumlarına dahil edilmeye çalışıldı.
Libya'da Muammer Kaddafi sonrası dönemin ilk Genelkurmay Başkanı Yusuf el-Manguş, devrimci güçleri dahil ettiği ve "Kalkanlar" adını verdiği yapılanmayla, Hafter milislerinin ülkeyi tamamen ele geçirmesini engelledi.
Milli Muhafızların ülkede Meclis'i oluşturan Ulusal Kongre'nin kararıyla 2015 yılında kurulması kararlaştırılırken, kurulma planı Hafter milisleriyle yürütülen mücadelenin şiddetlenmesi ve terör örgütü DEAŞ'ın ortaya çıkması nedeniyle hayata geçemedi.
DEAŞ'ın 2016 yılının aralık ayında etkisiz hale getirilmesinin ardından kurulduğu açıklanan Milli Muhafız Güçleri, hükümetle milis güçler arasındaki anlaşmazlık nedeniyle 2017 yılının ağustos ayında dağılarak meşruiyetini yitirdi.
Libyalı taraflar arasında Fas'ta imzalanan Suheyrat Anlaşması'nın ardından göreve gelen Ulusal Mutabakat Hükümeti ise 2018 yılında Başkanlık Muhafızları adlı bir koruma birimi kurdu.
Hafter güçlerinin Nisan 2019'da Trablus'a yönelik saldırısının püskürtülmesi için güvenlik güçlerine katılan Başkanlık Muhafızları, aynı yılın eylül ayında feshedildi.
ABD'NİN SİLAHLI GRUPLARIN LİBYA ORDUSUNA KATILMASI ISRARI
ABD, özellikle Libya hükümetinin kaydettiği başarılar sonrasında ülkenin batısında ve doğusunda bulunan silahlı güçlerin lağvedilmesi konusunda ısrar ediyor.
Bu konuda gelişme sağlanması gerektiğini birçok kez dile getiren ABD, Birleşmiş Milletler himayesinde düzenlenmesi planlanan 5+5 formatındaki askeri komite toplantısının görüşmelerine başlanmasını istiyor.
Amerika, Libya'da denetlenebilir ve hesap verebilir güvenlik kurumlarının olması gerektiğini vurgulayarak, silahlı gruplar, milisler ve yabancı savaşçıların güvenlik açısından bir tehdit olduğu konusunda uyarıyor.
Libya İçişleri Bakanı Fethi Başağa ile görüşerek "silahlı grupların tasfiye edilmesini" isteyen ABD'li yetkililer, 2 Temmuz'da Hafter milislerinin temsilcileriyle yaptıkları görüşmede "istikrarsızlık ve siyasi sürecin tıkanmasına" neden olan silahlı gruplara yönelik uluslararası yaptırım yoluna gidileceğini bildirmişti.