KKTC Başbakanı Ersin Tatar: Eastmed projesi Türkiye'nin onayı olmadan uygulanamaz
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı ve Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Ersin Tatar, "Doğu Akdeniz Doğal Gaz Boru Hattı" (Eastmed) projesinin, Türkiye'nin onayı olmadan hayata geçmesinin mümkün olmadığını ifade etti.
- Dünya
- Giriş Tarihi: 05.01.2020 | 15:40
- Güncelleme Tarihi: 05.01.2020 | 15:44
Tatar, Rum yönetimi ve Yunanistan'ın iş birlikçileriyle doğal gaz konusunda Türk tarafıyla anlaşmak yerine, gerçekleşmesi neredeyse mümkün görülmeyen bir projeye (Eastmed) yönelmesinin sadece düşmanca bir tutum olarak nitelenebileceğini vurguladı.
Başbakan Tatar, "Türkiye ile Libya arasında imzalanan anlaşma (deniz sınırı anlaşması) dolayısıyla Eastmed projesinin Türkiye'nin de onayı olmadan hayata geçmesi mümkün değildir." ifadesini kullandı.
Eastmed anlaşmasının bölgesel güvenlik gerçeklerine uygun olmadığına işaret eden Tatar, projenin ciddi bir istikrarsızlık potansiyelini de beraberinde getirdiğini belirtti.
Tatar, Rum-Yunan-İsrail üçlüsü tarafından imzalanan ancak uygulamaya girmesi için İtalya'nın da onayı beklenen Eastmed hakkında Rum tarafından yapılan açıklamaların tek hedefinin, Kıbrıs Türkü ile Türkiye'ye zarar vermek olduğuna dikkati çekti.
"SÖZ KONUSU GİRİŞİMİN SİYASİ HAYALLERDEN KAYNAKLANDIĞI GÖRÜLMEKTEDİR"
Kıbrıs ve bölgenin, uzlaşma ve iş birliğine ihtiyacı olduğunu belirten Tatar, KKTC'nin Kıbrıs Türklerinin iradesini yansıtan bir devlet olduğunu ve Türkiye'nin de Ada'nın garantörü olarak KKTC'nin haklarının gasbedilmesine müsaade etmeyeceğini kaydetti.
Tatar, Doğu Akdeniz hidrokarbon kaynaklarının ekonomik yönden kazançlı pazarlara ulaştırılması için en uygun seçeneğin Türkiye olduğunun altını çizerek "Söz konusu girişimin (Eastmed) ekonomik değerlendirmelerden değil, Türkiye ve KKTC'yi, hakları olan enerji kaynaklarından mahrum etmeye yönelik siyasi hayallerden kaynaklandığı görülmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Tatar, Doğu Akdeniz'deki enerji jeopolitiği, ülkelerin milli güç kapasiteleri ve mevcut askeri stratejik dengeler dikkate alındığında, Türkiye ve Kıbrıs Türklerini denklemden dışlamaya yönelik tüm teşebbüslerin yeni tırmanma risklerine neden olacağını savundu.