Washington Post: Suudi Arabistan'ın Cemal Kaşıkçı kararı, adaletle alay etmektir
Suudi Arabistan'da mahkemenin Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili görülen davada aldığı kararlar büyük tepki çekti. Suudi Arabistan Başsavcılığı, İstanbul'daki konsolosluk binasında öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı davasında 5 sanık hakkında idam, 3 sanık hakkında ise toplam 24 yıl hapis cezası verildiğini açıkladı. Konuya tepki içerikli açıklama yapan Washington Post Yayın Kurulu, "Suudi Arabistan, Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinde, adaletle utanmasızca alay eden bir karar aldı." ifadesini kullandı.
- Dünya
- Giriş Tarihi: 24.12.2019 | 09:21
- Güncelleme Tarihi: 24.12.2019 | 09:35
"Suudi Arabistan, Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinde, adaletle utanmasızca alay eden bir karar aldı." ifadelerine yer verilen makalede, Kaşıkçı davasında ismi açıklanmayan 5 kişiye idam, 3 kişiye ise hapis cezası verilmesine rağmen Veliaht Prens Muhammed bin Selman'a yakın eski istihbarat yetkilisi Ahmed el Asiri ve Saud el Kahtani'nin "aklanmasına" tepki gösterildi.
"MAHKEME SONUCU KAŞIKÇI AİLESİNE KARŞI BİR AYIPTIR"
Makalede, "Mahkeme sonucu, Kaşıkçı ailesine ve ABD Kongresindeki iki partili çoğunluk da dahil, bu davada gerçek bir hesap sorulabilirlik talep eden herkese karşı bir ayıptır." ifadesi kullanıldı.
Söz konusu kararın uluslararası toplum tarafından kabul edilmesinin, ahlaki olarak yanlış olduğu kadar tehlikeli olduğuna da işaret edilen makalede, "Bu durum, pervasız Suudi yöneticiye (Muhammed bin Selman), cinayet maceraperestliğinin hoşgörüldüğü mesajını da gönderecektir." uyarısında bulunuldu.
Suudi savcının Kaşıkçı cinayetinin önceden planlanmadığına yönelik açıklamasının da eleştirildiği makalede, BM Yargısız İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard'ın raporunda bunun tam tersi bir sonuca ulaşıldığı anımsatıldı.
TRUMP'IN DURUŞU ELEŞTİRİLDİ
Donald Trump yönetiminin bu cinayet konusundaki duruşuna da dikkat çekilen makalede, "Başkan Trump'ın desteği olmasaydı, Muhammed bin Selman'ın bu kadar soğukkanlı bir şekilde adaletin sağlanmasını engellemesi çok olası değildi." görüşüne yer verildi.
Makalede ABD Kongresine de CIA direktöründen bir an önce Kaşıkçı cinayeti konusunda detaylı bir rapor talep edilmesi çağrısında bulunuldu.
SUUDİ ARABİSTAN MAHKEMESİNİN KAŞIKÇI KARARI
Suudi Arabistan Başsavcılığı, İstanbul'daki konsolosluk binasında Ekim 2018'de vahşice öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı davasında 5 sanık hakkında idam, 3 sanık hakkında ise toplam 24 yıl hapis cezası verildiğini açıklamıştı.
Kaşıkçı cinayetini yöneten isim olarak bilinen Suud el-Kahtani'ye herhangi bir suçlama yöneltilmedi.
Suudi Arabistan Başsavcılığı, Kaşıkçı cinayetinde parmağı olan Suudi Arabistan'ın eski İstanbul Başkonsolosu Muhammed el Uteybi'ye de suçlama yöneltmedi.
Başsavcılık, Kaşıkçı cinayetinde görev alan eski İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed Asiri'nin serbest bırakıldığını açıkladı.
UZMANLAR, SUUDİ MAHKEMESİNİN KAŞIKÇI CİNAYETİNE İLİŞKİN KARARINI DEĞERLENDİRDİ
Ceza hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen: Suudi Arabistan istediği yargılamayı yapabilir, istediği cezayı verebilir. Onları bağlar, bizi asla bağlamaz. Türkiye, yargı yetkisini Suudi Arabistan'a devretmedikçe, Allah'ın bir kulu Türkiye Cumhuriyeti'nin elinden bu yargılama yetkisini alamaz:
Hukukçular Derneği Genel Başkanı Cavit Tatlı: "Suudi Arabistan hak, hukuk ve adalet sınavında sınıfta kalmıştır. Suudi yargısı, adaletin ihdası noktasında insanların vicdani beklentilerini karşılayamamıştır"
Türk Arap Medya Derneği Başkanı Turan Kışlakçı: "Bu iş Suudi Arabistan nezdinde bitmiş olabilir ama bizim için bitmedi hala devam ediyor. BM raporu ortada. Interpol'de arama devam ediyor. Interpol'de onlarca isim var. Onların dışarı çıkışları zor. Ayrıca Türkiye'de mahkeme hala devam ediyor. Savcının hala açıklamadığı konular var. Bu açıklamaları bekliyoruz"
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Kampanyalar ve İletişim Direktörü Tarık Beyhan: "Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi davası maalesef yargı bağımsızlığından şüphe duyulan bir ülkede adil yargılama ilkelerinden uzak şekilde tamamlanmaya çalışılmaktadır. Bu da bir örtbas izlenimi vermektedir. Suudi otoriteleri öncelikle bağımsız uluslararası bir soruşturma sürecine kapı açmalıdır"