Macaristan Başbakanı Viktor Orban'dan flaş açıklama: Türkiye'de iki şey olabilir...
Barış Pınarı Harekatı ile başlayan Suriyeli mülteciler konusu ve bu konuda Başkan Erdoğan'ın Avrupa'ya verdiği mesajların yankıları sürüyor. Başkan Erdoğan, Avrupa'nın "harekatı durdurun" mesajına karşılık "mülteciler için kapıları" açarız resti Avrupa'da çatlağa yol açtı. Mülteciler konusunda Macaristan Başbakanı Viktor Orban'dan yeni bir açıklama geldi. Orban, "Türkiye'de iki şey olabilir, Ankara'da ilgili kurumlar ya bunları (Suriyeli mültecileri) geri Suriye'ye gönderecek ya da Avrupa'ya doğru yola çıkaracak. Türkiye eğer ikincisini seçerse o zaman olağanüstü büyük insan kitleleri Macaristan'ın güney sınırlarına ulaşacak" ifadelerine yer verdi.
- Dünya
- Giriş Tarihi: 17.10.2019 | 12:44
- Güncelleme Tarihi: 17.10.2019 | 12:53
Başbakan Orban, Macar haber kanalı Hir TV'ye, gündeme ve Türkiye'nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barış ve huzur getirmek amacıyla başlattığı Barış Pınarı Harekatı'yla ilgili açıklamalarda bulundu.
Orban, Türkiye'nin düzenlediği operasyonunu değerlendirirken Macar ulusal çıkarını göz önünde bulundurduklarını çünkü konunun Macaristan'ı da ilgilendiren bir olay olduğunu söyledi.
"TÜRKİYE İLERLEYEN GÜNLERDE KARAR ALABİLİR"
Suriye'den 3 milyondan fazla mültecinin Türkiye'ye sığındığını ve ilerleyen haftalarda Türkiye'nin bu kişilerle ilgili karar almasının beklendiğini kaydeden Orban, şöyle konuştu:
''Türkiye'de iki şey olabilir, Ankara'da ilgili kurumlar ya bunları geri Suriye'ye gönderecek ya da Avrupa'ya doğru yola çıkaracak. Türkiye eğer ikincisini seçerse o zaman olağanüstü büyük insan kitleleri Macaristan'ın güney sınırlarına ulaşacak. Biz Avrupa Birliği'ne (AB) Türkiye'nin ülkelerini terk ederek kendisine sığınan Suriyelilerin dönebileceği kentleri inşa edebilmesi için para vermesini tavsiye ediyoruz. Aksi takdirde bu insanlar Avrupa'ya gelecek. Macaristan'ın durumu da diğer AB ülkelerine göre farklı çünkü onlar Balkan göç rotasıyla komşu değiller. Onlar güvende çünkü onları biz koruyoruz.''