Milyonlar Arafat Vakfesi'nde
Hac farizasını yerine getirmek için kutsal topraklarda bulunan 2 milyonu aşkın hacı adayı, Arafat Vakfesi'ni yaptı. Diyanet İşleri Başkan Vekili Keleş, "vakfe duası"nda tüm dünyadaki Müslümanların birlik ve beraberliği için yakarışta bulundu.
Kutsal topraklarda her dil, renk ve ırktan 2 milyonu aşkın Müslüman, Arafat Vakfesi'nde bir araya gelerek birlik ve beraberlik için saatlerce dua etti.
Türk hacı adaylarının Arafat'taki heyecanı sabah ezanından önce başladı. Sabah ezanıyla kılınan namazın ardından tekbirler, telbiyeler, ilahiler ve kasidelerle devam eden Arafat'taki ibadet öğle vaktine kadar sürdü.
Öğle ve ikindi namazının birleştirilerek kılınmasından sonra Arafat'taki milyonlar vakfe yaptı. Ellerin semaya açıldığı anda Diyanet İşleri Başkan Vekili Ekrem Keleş, vakfe duasına başladı.
Keleş, yaklaşık bir saat süren vakfe duasında, Müslümanların birlik ve beraberliği için yakarışta bulundu.
Kutsal topraklardan görüntüleri izlemek için tıklayın
Duaya hac farizasını yerine getirmek için milyonları Arafat'ta buluşturan Allah'a hamd, peygamberi Hz. Muhammed'e salat ve selam okuyarak başlayan Keleş, şunları ifade etti:
"Hamdımızı, övgümüzü, yalvarış ve yakarışımızı, dua ve niyazlarımızı kabul eyle Allah'ım. Sen çok yücesin. Her türlü eksiklikten uzaksın. Sen, yeri, göğü ve arasındakileri amaçsız yaratmadın. Bizi de sana kul olalım diye yarattın. Başıboş bırakmadın. Akıl ve vicdanla donattın. Bizleri yeryüzünü imar ve ıslah edelim diye var ettin. Yaratılış amacını yitirenlerden eyleme. Seni tüm noksan sıfatlardan tenzih ederiz. Bizi şirkin her türlüsünden uzak eyle. Din istismarcılarının aldatmalarına karşı uyanık eyle."
"HER ŞEYİMİZLE TESLİM OLDUK SANA"
"Allah'ım, 'Lebbeyk' nidalarıyla yola çıktık. Dillerimiz seni andı, yüreklerimiz sana sığındı." diyen Keleş, "Her şeyimizle teslim olduk sana. 'Lebbeyk Allahümme lebbeyk. Lebbeyke la şerike leke lebbeyk. İnnel hamde ve'n-nimete leke ve'l-mülk. La şerike lek'. (İşte buradayım, Allah'ım. Emrine amadeyim, buyur. Senin eşin ve ortağın yoktur. Emrine amadeyim. Hamd Senin. Nimet Senin. Mülk Senindir. Senin eşin ve ortağın yoktur) diyoruz. Teslimiyetimizi kabul ve daim eyle Allah'ım." ifadelerini kullandı.
Keleş, duasında, "Ya Rabbi. Sen kalbimizden geçenleri bilirsin. Pişmanlığımızı ifade etmeye mecalimiz yok. Takatimiz kalmadı günahlarımızı taşımaya. Günahlarımızı affet. Pişmanlıklarımızı ve tövbelerimizi kabul buyur. Mazlumlar, çocuklar ve beli bükülmüş ihtiyarlarımız hürmetine rahmetini bizden esirgeme. Ayrılık, dargınlık, kıskançlık, kin ve öfkeyi hayatımızdan çıkarmak için buradayız. Riya ve gösterişi, isyan ve hatayı aklımızdan ve kalbimizden çıkar." diye niyazda bulundu.
"ŞİDDET VE TERÖR BELASINDAN UZAK TUT ONLARI ALLAH'IM"
Allah'a, insanların bencilliği, kibri, nefreti, ihtirası ve hasedi içinden sökmesi yakarışında bulunan Keleş, kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla biata geldiklerini dile getirdi.
Keleş, İslam'ın izzetine uygun davranacaklarını, haksızlık ve zulmün düşmanları olacağını vurgulayarak, "Mazlum ve muhacir yoldaşımız olacak. Dul, yetim ve kimsesizi gözetmeyi vazife bileceğiz. Bu bilinçten ayırma bizi. Sözünde durmayan, onurunu yitirenlerden eyleme Allah'ım." dedi.
"Ülkemizi ve alem-i İslam'ı şerlilerin şerrinden muhafaza eyle. Bizi zalimlerin, fitnecilerin ve fasıkların saldırılarından koru." niyazında bulunan Keleş, yakarışını şöyle sürdürdü:
"Bize direnme gücü ver. Kafirlerin ve zalimlerin saldırılarına karşı bize yardım et. Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et. Gençlerimizi senden başka koruyacak yok Allah'ım. Onları, sana isyandan koru. Sevgini gönüllerine kazı. Senden uzaklaştıracak şeylere bağımlılıktan, kötü alışkanlıklardan, zehirli akımlardan muhafaza et. Şiddet ve terör belasından uzak tut onları Allah'ım.
Allah'ım, biliyoruz ki bizi dünyaya gönderdiğinden bu yana biz insanoğlu olarak hep kan dökücü olduk. Elçilerinle, mesajlarınla bizi sürekli uyardın. Bizler ise nankörlük ettik. İnandığımız halde Kitab-ı Kerim'ine uymadık. Haksızlık yaptık, haksızlığa karşı suskun kaldık. Kan akıttık. Akan kanları durdurmadık. Bizi kan akıtanlardan eyleme. Bizi akan kanları durduranlardan eyle."
"İSLAM DİYARLARI KAN GÖLÜNE DÖNDÜ ALLAH'IM"
Keleş, "Allah'ım, sen insanları farklı coğrafyalarda, renklerde yarattın. Onlara farklı diller öğrettin. Tanışalım diye kabilelere ve kavimlere ayırdın. Biz ise bunu unuttuk. Ayrıştık, bölündük, parçalandık. Bizleri yekvücut kıl Allah'ım." temennisinde bulunarak, niyazını şöyle sürdürdü:
"Sen bizden tevhidi ve vahdeti istedin. Biz ise parçalandık, zayıfladık, eridik. İslam diyarları kan gölüne döndü Allah'ım. Bu günah bize yeter Allah'ım. Sen bizleri gafletten uyandır Allah'ım. Topyekun alemi İslam'ı bu günahlardan kurtar Allah'ım. Allah'ım, bizi, bu şiddetin, vahşetin ve dehşetin yakıcılığından koru.
Tüm Müslümanlar için yalvarmaya geldik Allah'ım. Barut kokusu yok olsun, silah sesleri duyulmasın Allah'ım. Hiçbir bebek ağlamasın, analar gözyaşı dökmesin. Halep'te yetim kalmasın. Şam'da mahzun bir bakış olmasın. Gazze, öksüz çocuk görmesin. Afrika açlıkla kıvranmasın. Libya'da, Irak'ta, Yemen'de kardeş kanı dökülmesin. Bizleri onlara el uzatan, verdiğin nimetleri onlarla paylaşan müminler eyle. Allah'ım, Arakan'da, sadece 'Rabb'imiz Allah'tır.' dedikleri için kardeşlerimiz yurtlarından, kendi topraklarından çıkarıldı. Sürgün edildi, işkenceye maruz kaldı, öldürüldü, katliama uğradı. Sen onları bu zulümden kurtar. Bize de onlara yardım etme gücü ver Allah'ım."
"15 TEMMUZ'DAKİ İHANET VE İŞGAL GİRİŞİMİNDE KURTARAN SENSİN"
Bir tarafta alabildiğince israf ve çılgınca hazları peşinde koşan bir azınlığın, diğer tarafta ise açlığı, zulmü, çaresizliği ve terk edilmişliği yaşayan bir dünyanın bulunduğunu belirten Keleş, "Emanet ettiğin dünyayı koruyamadık. Onu hoyratça yaktık, yıktık, kirlettik. Musibetlere, savaşlara biz sebep olduk. Bizi koru Allah'ım." dedi.
Keleş, Türkiye'yi ve tüm İslam beldelerini barışın yurdu yapmasını Allah'tan diledi. Keleş, hacı adaylarının gözyaşları içinde "Amin" diyerek eşlik ettiği duasını şöyle sürdürdü:
"İmanımızı ve dinimizi istismar etmek isteyenlere izin verme. Aklımızı, neslimizi, evlatlarımızı ve geleceğimizi çalanları cezasız bırakma. Onları bize bir daha musallat etme. Ülkemizin ve İslam beldelerinin huzurunu ve selametini bozmak isteyenleri sana havale ediyoruz. Onları ıslah eyle. Islah olmazlarsa kahru perişan eyle. Ülkemizi afetlerden, felaket ve tehlikelerden emin kılacak sensin. Milletimizin birlik ve dirliği için yalvarıyoruz.
Rabb'im, senin uğrunda vatan yolunda şehit olmuş kardeşlerimizin yakınları huzurunda. Aziz şehitlerimizin şehadetini kabul eyle. Bedir'de Müslümanları sen destekledin. Melek ordularını gönderen sensin. Malazgirt ile Anadolu'yu İslam'a açan sensin. Milletimizi, Kurtuluş Savaşı'nda, 15 Temmuz'daki ihanet ve işgal girişiminde kurtaran sensin. Dillerinde tekbir, kulaklarında sala vardı. O gün senin aşkınla, muhabbetinle, senin dinin uğruna mücadele etti müminler. Şehitlerimizin emaneti başımızın üstündedir."
Keleş, bu milletin ezelden beri hür yaşadığını, Allah'tan başkasına boyun eğmediğini, istiklali uğruna bir ölüp, bin dirildiğini ifade etti.
15 Temmuz günü Asya'da, Afrika'da, Gazze'de, Bosna'da ellerin Türk milleti için kalktığını vurgulayan Keleş, "Ülkesi için, vatanı için, namusu için mücadele edenleri muzaffer eyle. Bu uğurda ölenleri şehadet mertebesine erdir. Şehitlerimize mağfiret eyle." dedi.
Keleş, vakfe duasını, "Şeytana, nefsimize, heva ve hevesimize uymayalım. Müslümanca yaşayıp, Müslümanca ruhumuzu teslim edelim Allah'ım." diyerek sonlandırdı.
AA