Teğmenlerin kılıçlı yemini darbe günlerini hatırlattı
Türkiye'nin tarihi milli iradeyi hiçe sayan darbelerle dolu. Milyonlarca insanı ve tüm bir ülkeyi olumsuz etkileyen darbeler nedeniyle yaşanan sosyolojik, psikolojik ve ekonomik travmalar, hep büyük mağduriyetlere, unutulmaz acılara neden oldu. Türkiye'de darbe endişesinin sürdüğü ise "teğmenlerin" kılıç çekip yemin ettiği görüntülerle ortaya çıktı. Başkan Erdoğan da konuştu "Bu kılıçları kime çekiyorsunuz?" diyerek tepki gösterdi. Türkiye'nin gündeminden düşmeyen olayla ilgili tüm gelişmeler Analiz haberimizde.
- Analiz
- Aslı Bilger Kutludağ
- Giriş Tarihi: 10.09.2024 | 13:11
- Güncelleme Tarihi: 10.09.2024 | 13:28
Kılıçlar çekildi, sloganlar atıldı, askeri disiplin bir anda unutuldu. Bu konu sıradan bir mesele gibi görünse de aslında derin, travmatik olayların bir hatırlatıcısı oldu.
2016'DAN BERİ YASAKTI
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı Kara Harp Okulu mezuniyet töreninin ardından mezun olan 960 teğmenden yarısına yakınının bir araya gelip topluca 2016'den beri yasak olan bir yemin metnini okuması gündemden düşmüyor. Olay, hem siyasi hem de askeri çevrelerde büyük yankı uyandırdı. Aslında dönem birincisi Teğmen Ebru Eroğlu'nun Başkan Erdoğan önünde arkadaşlarına içtirdiği ant şöyleydi;
"Barışta ve savaşta, karada, denizde ve havada her zaman ve her yerde milletime ve cumhuriyetime doğruluk ve muhabbetle, hizmet ve kanunlara ve nizamlara ve amirlerime itaat edeceğime ve askerliğin namusunu Türk sancağının şanını canımdan aziz bilip icabında vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyleyeceğime namusum üzerine and içerim."
FARKLI ANT İÇTİ…
Ancak bu ant törenden sonra yaptıracağı o anttan farklıydı. Çünkü yemin 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden sonra yani 2016'dan itibaren ortadan kalkmıştı. Artık bu yeminin yapılmaması gerekiyordu ancak bir grup teğmen mezun olduğu ilk günden bir direnç göstererek kuralların dışına çıkmış oldu. Cumhuriyet döneminde 1960'la başlayan darbe geleneği her seferinde farklı yöntemlerle sürdü. 1960, 1971, 1980, 28 Şubat ve 15 Temmuz darbeleri öncesinde ve sonrasında Türkiye'de meydana gelen politik değişiklikler bu güçlerin kimler olduğunu açıkça ortaya seriyordu.
Kimi zaman 1960'ta olduğu gibi ordu içindeki genç subayların Bir araya gelerek emir komuta zincirini devre dışı bırakmasıyla gerçekleştirilen darbeler, kimi zaman 1980'de olduğu gibi emir komuta zinciri içinde gerçekleştirildi. Yine darbeler kimi zaman hükümetlerin istifasıyla sonuçlanan muhtıralarla yapılırken bazen de 28 Şubat'ta olduğu gibi "postmodern" olarak adlandırıldı. Milyonlarca insanı ve tüm bir ülkeyi olumsuz etkileyen darbeler nedeniyle yaşanan sosyolojik, psikolojik ve ekonomik travmalar hep büyük mağduriyetlere, unutulmaz acılara neden oldu.
CUMHURİYETİ KORUMA GÖREVİ
Bu endişenin ve travmanın temel nedeni de tam olarak bu. Geçmişte yaşayan acılar. İnsanlar "bari çocuklarım ve torunlarım darbe görmesin" diye düşünüyor. Demokrasinin en kutsal değer olarak yaşamasını umut ediyor. Darbeler anayasaya konulan maddelerle her zaman suç kabul edilmişti. Yani darbe yapan suç işlemiş ülkesine ihanet etmişti. Yapılan tüm düzenlemelere rağmen darbeler engellenemediği gibi gelen hükümetler de görev sürelerini hep darbe korkusuyla tamamladı. Çünkü darbeciler yasalardaki "cumhuriyeti koruma" gibi görevlerin yer aldığı bazı maddeleri gerekçe göstererek Türkiye Cumhuriyeti'ni korumaya devam etti.
Cumhuriyeti darbeyle koruma görevi, şekil değiştirerek 15 Temmuz'a kadar sürdü. Bu söz konusu teğmenlerin de gelecekte "cumhuriyeti koruma" niyetiyle bir şeyler yapıp yapmayacağını toplumun bilmesi gerekiyor. Yoksa acı faturalar ödemeye devam edilecek. Çünkü Türkiye darbeler ülkesi olmaktan çıktı diye biliniyor. Askeri mezuniyet törenlerinde yaşanan krizler de ilk değil. Takvim yaprakları 2007'yi gösterdiğinde Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan askerin davetine uyarak törene eşleri olmadan gelirken TBMM Başkanı Köksal toptan ve komutanlar eşleriyle birlikte katıldılar. GATA Komutanı Korgeneral Necati Özbahadır ve diğer konuşmacılar da alışıldığı Gibi "Sayın Cumhurbaşkanım" yerine "Sayın Cumhurbaşkanı" diye hitap ettiler.
SİVİL GÜCÜ KABUL
Tarihler 2011'i gösterdiğinde ise o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan, 4 yıl aradan sonra 27 Nisan muhtırasının genelkurmay internet sitesinden kaldırıldığı gün düzenlenen GATA mezuniyet törenine ilk kez katılmıştı. 1 Temmuz 2022'de eski adıyla Harp Akademileri, yeni adıyla Müşterek Harp Enstitüsü'ndeki mezuniyet töreninde bir konuşma yapan Hulusi Akar, Başkan Erdoğan'a sık sık "Zat-ı Devletleri" şeklinde hitap etti. Yıllar sonra da olsa, asker sivil iradenin üstünlüğünü kabul etmişti.
Tarihler 2024'ü gösterdiğinde ise üzerlerinde üniforma bulunan ve resmi bir tören gereği, resmi bir alanda bir araya gelen subayların; kim adına veya kimin adını kullanarak olursa olsun, emir-komuta zincirinin ve tören programının dışında bir eylem yapması tartışmaları büyüttü. Görüntüler Türkiye'yi ikiye böldü. Bir kesim Türkiye'nin darbe tarihi hatırlatarak "tehlikeli görüntü" yorumunu yaparken diğer kesim "gurur duyduk" ifadeleri ile paylaşımlar yaptı.
CIA'İN KAPADOKYA PAYLAŞIMI!
Üstelik görüntülerin denk geldiği tarih de manidar. Çünkü ülkenin bir kısmı da CIA'nın Instagram hesabında Kapadokya fotoğrafı paylaşmasının ne anlama geldiğinin yanıtını arıyor. Kapadokya ismi farklı anlamlar çağrıştırıyor. Öyle ki FETÖ elebaşı gülen, 19 Mart 2016'da darbe talimatını "Kapadokya" kelimesiyle vermişti. Akıncı Üssü'nde yakalanan FETÖ mahrem imamı Kemal Batmaz'ın da CIA'deki kod adının "Kapadokya" olduğu ortaya çıkmıştı. Belirsizliklerle dolu bir dünyada ordumuz bize korku değil güç vermeli, ordumuz bizle değil düşmanla mücadele etmeli, olasılıklara karşı strateji geliştirmeleri. Çünkü dünya kaynarken çatışma ve savaşların yayılma hızı arttı Sadece Türkiye'nin çevresinde son 30 yılda 15 çatışma yaşlandı, yaşanıyor.
Bu olayın ardından, Kara Harp Okulu'nda ve Türk Silahlı Kuvvetleri genelinde nasıl bir yol izleneceği merak konusu. Çünkü mezun öğrenci sayısı 960 ancak tartışılan görüntüler de bu kadar kişi yok. Yani belirli bir grup yasaklı metni okumuştu. Merak edilen konu, böyle bir şey yapılacağına kim ne zaman karar verdi? Yasaklı yemini eden teğmenler nasıl haberleşti? Bu yemin törenine katılmayan teğmenler kimdi? 8 yıldır yasaklı olan yemin metnini tekrardan kimler, neden canlandırmak istedi? Doğaçlama mı yoksa planlı bir eylem miydi? Yanıtı merak edilen sorular bunlar. İlerleyen günlerde askeri disiplinin ve protokol kurallarının gözden geçirileceği görüşünü dile getirenler de var. Başkan Erdoğan'ın da katıldığı törende yaşanan bu olay, önümüzdeki günlerde de tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor. Öte yandan darbe travmasını aşmanın tek yolu darbe anayasasından kurtulmak ve olası darbelerin önünü tamamen kapatmak.