CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu medyayı dizayn mı etmek istiyor?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kendi gibi düşünmeyen kesimlere birçok kez hakaret etti ve aşağıladı. Öğretmenler ve emekliler hakkında yaptığı son açıklamalar bunun en açık örneğiydi. Kılıçdaroğlu bu kez de hedefine özgür medyayı aldı. CHP Genel Başkanı ülkesinin çıkarlarını savunan medya gruplarını yandaş ilan etti. Sık sık skandal ve yalan haberlere imza atan iktidar karşıtı muhalif medyayı ise örnek olarak gösterdi. Peki Kemal Kılıçdaroğlu'nun istediği gazetecilik nasıl? CHP Genel Başkanı medyayı dizaynı mı etmek istiyor? Bu soruların yanıtı analiz haberimizde...
AK Parti iktidarında demokrasi ve özgürlükler yolunda büyük ilerleme kaydeden Türkiye'de medya üzerine tartışmalar hiç bitmiyor.
İktidara muhalif medya organları Türkiye'de atılan olumlu adımları görmezden gelirken, yorum ve analizlerinde hükümetin hakkını veren, ülkesinin çıkarlarını savunan medya organları 'yandaş olmak'la suçlanıyor.
Türkiye'de medyanın özgür olmadığına yönelik suçlamalar ne kadar gerçekçi?
Her fırsatta manşetten seçimiş iktidara ve ona destek verenlere hakareti marifet sayan bazı gazeteler, baskı altında olabilir mi? Gelin tek tek anlatalım, anlatalım ki gerçekler ortaya çıksın....
Bazen bir dağın yamacında gördük onları...
Eli kanlı PKK'lı teröristlerle yan yanaydılar...
"Bebek katilleri"ni, "yerlere izmarit bile atmıyorlar" diye çıkardılar görücülere...
Gazeteye küçük bir not diye düştüler...
Oysa bugünlere uzanan büyük bir acının notasını verdiler...
Aslında bazen değil... Her yeni günde, her manşette isimlerinin arkasına saklandılar.
Barikatları "Cumhuriyet" logosuydu.
Çelişkiler yumağı kar topu gibi büyüdü...
Geçmişte de böyleydi, bugün de böyle..
Onların mottosu da şuydu "Halk için haber"
Peki ne kadar sadık kaldılar slogana?
Ne kadar verdikleri sözün tuttular?
Yaptıkları şuydu...
Ortaya koydukları sözü, kendilerine kalkan yapmak.
Mevzinin arkasından kurşun sıkmak.
Halk ve haber kelimelerini el ele tutuşturup, ayrımcılığı teşvik etmek.
Kısacası locada oturup "çarşıyı karıştırmak"...
10 Ocak 2005 günü girdi hayatımıza CHP'nin yayın organı...
O günden beridir de medyanın bir parçası...
"Sol şerit"te ilerleyen bir kanal malum...
"Soldan soldan gelen" bir cenahın medya aracı...
Az önce de belirtmiştik ya hani...
Yayın hayatına "halk için haber" sloganıyla merhaba dedi.
Verdiği sözü tutma konusunda ise sınıfta kaldı...
Yıllardır mezun olma hayaliyle hala okul sıralarında...
Libya'da Hafter güçleri tarafından saldırı düzenlenmiş ve o saldırıda iki güvenlik personeli şehit düşmüştü.
O kişiler Türkiye'nin isimsiz kahramanlarıydı.
Adları bilinmeyen ama vatan için çok kritik operasyonlara imza atanlardı onlar.
Milli istihbarat teşkilatının göz bebekleriydi.
Kilometrelerce uzakta Libya'da şehit düştüler.
Kimlikleri açıklanmadı
Resmi bir cenaze töreni de düzenlenmedi onlar için.
Çünkü onlar istihbaratçıydı.
İsimleri gizli kalmalı, bilgileri ifşa edilmemeliydi.
Ancak; Kemal Kılıçdaroğlu'nun teşekkür ettiği Oda TV şehit düşen mitçilerden birinin kimliğini deşifre etti.
Bilgilerini yayınladı.
Oysa 937 sayılı MİT kanunun 28. maddesi açıktı.
MİT mensupları ve ailelerin kimliklerini , makam, görev ve faaliyetlerini ifşa edenler üç yıldan yedi yıla kadar hapis ile cezalandırılırdı.
Karanlık oda bunların hiç birini ciddiye almadı.
İhanet halkasına bir yenisini daha ekledi.
Onlar bu ülkeye ihanet ettikçe Kılıçdaroğlu'ndan teşekkür üstüne teşekkür alıyorlardı.
Şimdi de Kemal Kılıçdaroğlu'nun amiral gazetemiz dediği Sözcü Gazetesi'ne bakalım.
Önce en sondan başlayalım. Bir yanda Yunan gazeteleri diğer yanda da CHP'nin gazetesi Sözcü....
Aslında bir fark yok. Her ikisi de Ayasofya'nın açılmasını tehdit olarak görüyor...
Her ikisi de "Elden gitti Ayasofya" diye manşetler atıyordu o günlerde...
Aynı Sözcü Gazetesi 2021'in ilk gününde de islam düşmanlığını gizlemedi
''2020'den geriye hatırlamak istemeyeceğimiz bu olaylar kaldı'' diyen gazete deprem, çığ ve korona gibi olayları sıraladığı listede
Ayasofya'nın ibadete açılmasını da felaket olarak gösterdi.
Ve FOX TV...
En başta da dediğimiz gibi Türkiye, AK Parti döneminde medya konusunda önemli bir adım attı..
Yabancıların basın yayın organı sahibi olmasının önü açıldı..
Bu adımın ardından TGRT, Avustralyalı medya yöneticisi ve hissedarı Murdoch'a satıldı..
Ardından da FOX TV adıyla yayın hayatını sürdürdü. Amerikan sermayesiyle kurulan FOX TV her zaman CHP'nin arka bahçesi oldu ve olmaya devam ediyor.
Gerçek yüzünü ilk kez doğrudan doğruya milli iradeyi hedef alan Gezi Parkı provokasyonunda göstermişti FOX TV!
Sonra 17 Aralık komplosu patlak verdi..
Bu liste ve olaylara uzayıp gidiyor. Çünkü Türkiye'nin girdiği her kritik virajda, her sert dönemeçte oradaydı FOX...
FOX TV yaptığı yayınlarla ise her zaman CHP'nin sesi oldu..
CHP lideri ve CHP'li vekiller FOX haberde konuk değil adeta ev sahibi oldular...
Çünkü her sabah ve her akşam FOX Haber'de ağırlandı CHP'liler
Teröre destek verdiler. Algı operasyonlarını manşetlerine taşıdılar.
Yerli ve milli duruştan uzak tam aksine Türkiye'nin ve hedeflerinin karşısında oldular..
Onlar haber yapıyor ama sözde manşet diye attıkları haberler bir bir yalanlanıyor.
Ama vazgeçmiyorlar.
Yalan ve yanlış haberleri bile bile göre göre haber diye okuyucunun önüne koyuyorlar..
Amaçları çok açık sadece kara propaganda ve algı operasyonu
Evet! Onlar yandaş medya... CHP yandaşı FOX TV, Cumhuriyet, Halk TV, Sözcü Gazetesi ve Oda TV... bu liste uzayıp gidiyor...
Peki CHP'nin finanse ettiği medya kuruluşları hangileri?
Hangi kuruluşlar yabancı devletler adına muhalefet destekçiliği yapıyor...
Bugüne kadar sayısızca asılsız haberlerin altına imza attı CHP medyası...
Tekrar tekrar yapılan bu sözde haberler çok açık ki hata değil!
Kara propaganda ve algı operasyonu yani maksatlı...
Kemal Kılıçdaroğlu'nun yönettiği CHP medyasının en önemli özelliği ise CHP hakkında kötü bir şeyi yazmazlar, çizmezler...
Örneğin taciz skandalı gibi... Tüm türkiye konuşur ama onlar sessiz kalır...
CHP'deki taciz gerçekleri bir bir ortaya dökülürken, "CHP medyası"nın takındığı tavır tabi ki hiç şaşırtmadı.
FOX, Cumhuriyet, Sözcü ve Birgün gibi medya organları, CHP içindeki istismar rezilliklerine kör ve sağır kaldı...
Haberi duyuranlar da, iç sayfalarda bir-iki sütun anca ayırdı.
Peki "CHP medyası"
Bu haberi neden yayınlamadı...
Ya da yayınlayamadı?
Gazetelerinin köşesinde her türlü, iftirayı atanlar, neden bu skandala sessiz kaldı?
Soru zor ama yanıtı basit, çünkü Kemal Kılıçdaroğlu istemedi.
Hakaret, şantaj, iftira ve yalan...
Hepsi "gazetecilik" adı verilerek yapılıyor...
Ancak gerçekler, nedense haber bile yapılamıyor CHP medyasında...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun teşekkür ettiği medyası kara propagandanın, psikolojik harekatın merkez üssü gibi...
Hitler'in propaganda bakanını bilmeyen yoktur... Goebbels'ten bahsediyoruz tabii ki de...
Adolf Hitler'in en yakın ve sadık arkadaşlarından biriydi...
Acaba bugün hayatta olsaydı bu medya avuçları patlarcasına alkışlar ya da nasıl takdir ederdi.