FETÖ'nün karakutusu Enver Altaylı

Terörist Fetullah Gülen, hayatı boyunca uluslararası lobiler, istihbarat servisleri ve mason çevrelerle hep iç içeydi...
Ortaya çıkışı, büyütülmesi, bir savaş aracı haline getirilmesi uzun yıllar öncesine dayanıyor ve ilginç isimleri karşımıza çıkarıyordu...
Özellikle 1960'llı yıllarda Gülen'i sürekli koruyan bir isim ise hep dikkat çekmişti...
O isim Kasım Gülek'ti...
Uzun yıllar CHP Genel Sekreterliği ve milletvekilliği yapan Gülek, FETÖ Liderinin küresel bağlantılarını sağladı...
Keza; 1996'da ABD'de ölen Kasım Gülek'in Türkiye'deki cenaze namazını Gülen kıldıracaktı.
1960'lı yıllarda ABD'nin İslam coğrafyasını kontrol altına alma planının iki kilit ismiydi Gülek ve Gülen...
1967'de Kasım Gülek'in referansıyla uluslararası localara kabul edilen Gülen, bu tarihten itibaren küresel operasyon lobilerinin baş aktörlerinden oluyordu.
1970'lere gelindiğinde ise Terörist Gülen'in mihmandarlığını başka bir isim üstlenecekti...
Ve o ismin arka planına dair ortaya konulan bilgiler, terör örgütü liderinin hangi yollarla büyütüldüğü sorusuna da yanıt oluyordu.
Dönemin MİT Müsteşarı Fuat Doğu...
Yüzbaşıyken, Reinhard Gehlen adlı bir Alman istihbarat subayı tarafından eğitilen Doğu'nun Gülen'le bağlantısı karanlık bir dönemin başlangıç hikayelerinden biri oldu.
Gülen'i keşfeden kişi olduğu iddia edilen Doğu'nun ilişki ağı ise, bir hayli ilginç isimleri barındırıyordu.
Enver Altaylı ismi, işte bu ilişki ağında önemli bir yer tutuyordu.

KARANLIK İLİŞKİ AĞI: GÜLEN-FULLER-NAZAR VE ALTAYLI!

İşin CIA ayağında Gülen'le ilişkisi süren Graham Fuller vardı.1966'da CIA'nın İstanbul Masa Şefiydi. Bu kadronun Türkiye'deki aktörü ise 1960-1971 arasında Ankara'da CIA'nın Ortadoğu Direktörü olan Ruzi Nazar'dı.
İşte Enver Altaylı isminin ortaya çıkışı Ruzi Nazar'la olan bağlantısının sonucuydu...
Enver Altaylı Nazar'ın baba dostu ve oğlu kadar yakınıydı. O da aynı tarihlerde MİT'e girmiş ve 1974'te ayrılmıştı.
İkisi de Özbek kökenliydi.
Komünizmle mücadelede uzmanlaşan bu iki istihbaratçının ilgi alanları ise Türki Cumhuriyetler ve Türkiye'ydi.
CIA Ajanı Ruzi Nazar hakkında kitap yazan, yazdığı kitabı CIA'ya onaylatan Altaylı, geçtiğimiz ayda FETÖ soruşturması kapsamında tutuklandı...
Hakkında çarpıcı iddialar var.
Eski MİT mensubu Altaylı, FETÖ'nün "karakutusu" olarak nitelendiriliyor...
Keza, Altaylı hakkında istihbarat birimlerine ulaştırılan bir mektupta FETÖ-Altaylı ilişkisine yönelik ilginç detaylar var.

ALTAYLI-FETÖ İLİŞKİSİ NASIL BAŞLADI?

Tarih 15 Temmuz darbe girişiminden yaklaşık bir ay sonra; yani 18 Ağustos 2016...
Mektubu istihbarata yazan kişi, Enver Altaylı ile 30 yıllık bir tanışıklıktan söz ediyor.
Mektupta Altaylı'nın FETÖ Elebaşısı Gülen'le ilişkisine dair de şunlar yer alıyor:

ALTAYLI HAKKINDA GİZEMLİ MEKTUP!

"Enver Bey ile son on iki yıl içinde Fetullah Gülen'le ilgili çeşitli söyleşilerde bulunduk.
Benim istihbaratta imkan ve kabiliyetlerimi, cesaret ve kapasitemi bildiği için birkaç kez bana örtülü tekliflerde bulundu.
'TSK içinde bilgilere ihtiyacımız var' dedi.
Bunları geri çevirdim ama 2004'te bir talebini yerine getirdim ve maddi olarak da ödüllendirildim."
Özellikle FETÖ'nün Özbekistan ve Kazakistan'da etkin olmasında Altaylı'nın önemli rolü olduğu iddia ediliyor.Ama en vahim ve şaşırtıcı iddia, Altaylı'nın, Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun öldürülmesiyle ilişkilendirilmesi...
Enver Altaylı'nın gözaltına alınması, sorgulanması sadece FETÖ ile mücadele açısından değil, 1950'den başlayıp 2000'lere uzanan ve soğuk savaş dönemini kapsayan yakın tarih açısından da kritik önem taşıyor...
Altaylı ve Nazar'ın, ABD'nin, Türkiye'yi de tehdit eden Sovyetler'i çökertme stratejisinde yer aldıkları ve Türkiye'de yaşanan darbelerin de en aktif aktörleri olduğuna yönelik iddialar bir hayli dikkat çekici...
Onların bu pozisyonları FETÖ'nün içeride ve dışarıda kök salmasıyla da yakından ilişkili.
Altaylı'nın, 2013 yılında eski Zaman Gazetesine verdiği bir röportajda, FETÖ elebaşı için yaptığı tespit ise ilişkinin nasıl bir noktada olduğunu gözler önüne seriyordu...
Altaylı o röportajda "Hocaefendi, Orta Asya'da Türk jeopolitiğinin içini dolduracak insan" diyordu...
Bu noktada kritik soru şuydu: Altaylı veya Ruzi Nazar'ın bu tespitler doğrultusunda MİT veya CIA adına yaptıkları çalışmalar hangi ülkenin çıkarınaydı?
Yanıtı, Nazar ve Altaylı ile birlikte benzer pozisyon alan eski MİT Müsteşarı Fuat Doğu'nun yıllar önce genç bir gazeteci olan Selçuk Özdağ'a yaptığı bir açıklamada gizliydi:
Bir arkadaşım bir bankada genel müdür yardımcısı... Bir sohbet esnasında MİT Müsteşarı Fuat Doğu Paşa'nın torunun kendisini bankasında çalıştığını söyledi.

Lütfen bir randevu alır mısın dedim; aldı. Ben evine gittim. Röportaj yaptım. Röportajı yaparken önüne bir küçük teyp koydum. Yaşlıydı. Hanımı kendisinden 15-20 yaş daha gençti. Kapıda duruyordu, hizmeti hanımefendi yapıyordu. Salonun ortasında kapının ağzında duruyordu ve bizi dinliyordu hanımefendi. Ben röportajımı yaptım eve gittim. Ev telefonum çaldı. "Oğlum benim önüme teyp mi koydunuz" diye sordu. "Evet efendim" dedim.

"Dünyanın en ünlü gazetecileri benden izinsiz röportaj alamadılar. Sen kimsin ki benim önüme teyp koyuyorsun" dedi.

"Evet sizden izin almadım ama gözünüzün önünde koydum ben o teybi" dedim.

"Hemen onu bana getireceksin, şerefine itimat ediyorum" dedi.

Gittim. Beni kapıda karşıladılar. Daha sonra önüme yüzlerce fotoğrafımı koydular. Kaseti kopyaladın mı diye sordu. Hayır ama yolda gelirken bir kez daha dinledim dedim.

Bana şunu söyledi: Ben MİT Müsteşarlığı yapmadım.

Aman efendim yaptınız, siz generalsiniz. Büyükelçilik ve MİT Müsteşarlığı yaptınız dedim.
Hayır dedi. Ben CIA'in şube müdürlüğünü yaptım dedi.