"İtiraf edeyim ki gördüğüm o çok mütevazı, çok saygılı, her sözünü tartarak konuşan insanın böyle bir terör örgütüne liderlik yapabileceğini o tarihlerde hiç aklımdan geçirmedim..."
Başbakanlığı döneminde yüz yüze görüştüğü
Fetullah Gülen hakkında merhum
Mesut Yılmaz böyle demişti.
Fakat o dönemde de "mesafesini" korumuş,
Ecevit gibi "duygusal" bir ilişki kurmamıştı.
Hatta, dönemin Ankara Emniyet Müdürü
Cevdet Saral FETÖ kadrolarına yönelik operasyon yapmak istediğinde, "Ecevit bu konuda hassastır, bu soruşturma sağlıklı yürümez, siyaset olarak da bize zarar verir..." demişti.
Mesut Yılmaz'ın endişesi, Ecevit'in (sırf bu yüzden) hükümeti bozma ihtimaliydi.
Ecevit, evet, "hassastı."
O kadar ki Fetullah Gülen ona "
şefaatçi" olacağını söylemişti. (Mütevazı rolleri keserken bile kendisini gördüğü makama bakın!)
"Rahmetli Ecevit, Gülen hareketine sempatisini gizlemezdi" demişti Mesut Yılmaz, "MGK'da cemaatler meselesi gündeme geldiğinde 'Tüm cemaatleri aynı kefeye koymamak lazım, bunların içinde Türkiye'yi yurtdışında tanıtan, Türkçe'yi yaygınlaştırmak için çalışan, eğitim hizmeti sağlayanlar var' diye konuştuğunu hatırlıyorum. Rahmetli Ecevit'in laiklik konusundaki hassasiyeti herkesin malumudur. Eminim ki bugün hayatta olsaydı ve 15 Temmuz'u yaşasaydı o da Sayın Cumhurbaşkanımız gibi 'Ben bu örgütü böyle bilmiyordum, hata yapmışım' derdi. (3. 10. 2016, Hürriyet)
Bence de öyle derdi.
FETÖ'ye karşı mücadele edenleri itibarsızlaştırmak için arşiv fareliği yapan
zırtolar da devreye girmekte hiç gecikmezlerdi.
Çünkü dertleri FETÖ değil, FETÖ'yle mücadele edenlerdir...
Sevgili
Ahmet Kekeç yazmıştı; CHP hiçbir dönemde FETÖ'ye karşı çıkmadı.
Kamer Genç hariç.
O da hepten CHP'li değildi zaten; 20 ve 21. dönemlerde DYP'den milletvekilliği yapmıştı.
***
Malumunuz, AK Parti ve MHP'deki FETÖ'nün "siyasi ayakları" müstakil parti kurdular.
Bunlardan biri "deşifre" oldu.
Ümit Özdağ itiraf ve ifşaatlarıyla ipliklerini pazara
çıkardı.
Babacan ve diğerinin (Davutoğlu) partileri de FETÖ'nün
Erdoğan'dan nefret ihtiyacını karşılamak için matine - suare "hizmet" veriyorlar.
FETÖ'nün kaset kumpasıyla CHP Genel Başkanlığı'na çöken
Kılıçdaroğlu'nun "Dostlarımızla iktidar olacağız" dediği partiler bunlar.
Bir de gizli ortakları
HDP var.
Hiç duydunuz mu bunların 15 Temmuz ve sonrasında (koltuklarında oturdukları Meclis'i bombalayan) FETÖ karşıtı tek cümlelerini?
***
Fetullah'ın "
Ben onu hiçbir zaman sevmedim" dediği
Erbakan'dan Atasoy
Müftüoğlu'na,
Salih Mirzabeyoğlu'ndan
Aydınlıkçılara kadar birçok yazarçizer, kanaat
önderi, sivil toplum örgütü vesaire "Cemaat"
olarak kamufle oldukları dönemde bile
FETÖ'ye karşı çıkmışlardı.
İsmet Özel (aklımda kaldığı kadarıyla) 2007'de, "Fethullah Gülen'le aynı dinden değilim" demişti.
Rahmetli
Akif Emre de Afrika'daki okullarını gezip görmüş, yakın çevresinde yer alan bizlere (mealen) "Türk okullarıyla alakası yok, CIA'ya eleman yetiştirme okulları..." demişti.
Lakin bunu yazmadı, her daim onlardan uzak durmakla yetindi.
Bizler de adımlarımızı
Erdoğan'a uydurmuştuk.
Şükür ki şükür adımlarımızı uydurduğumuz lider önce FETÖ'yü deşifre etti sonra da tüm tuzaklarını başlarına geçirdi.
Haliyle kinleri, nefretleri çok büyük. Bunda da anlaşılmayacak bir şey yok.
Lakin,
zırto muhaliflerin huzursuzluğunu anlamak gerçekten çok zor.
"Cemaat" kamuflajı altındayken karşı çıktıklarını iddia ettikleri örgüte FETÖ olarak tastamam deşifre edildiği günden beri sahip çıkıyorlar. Ya da FETÖ'yle kim mücadele ediyorsa itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.
Sosyopatlık değilse nedir bu?