Sözcü gazetesinin ünlü köşe yazarlarından biri geçen gün aynen şu ifadeye imza attı: "... anakuzusu askerlersınırlarda kayaparçaları için canverirken..."
Baktım, kimseciklerden "tık" yok.
Halbuki... Nagehan Alçıbir süre önce benzerbir şey söyleyincekıyametler kopmuştu.
Ege adalarının tartışıldığı bir televizyon programda, "18keçinin otladığı kaya parçasıiçin savaş mı yapalım" demişti hani.
Dediğine de bin pişman edilmişti.
Mesela... Fatih Altaylı, "Doğu'da, Güneydoğu'da uğruna binlerce şehit verdiğimiz dağların bazı bölgelerinde keçi bile otlamıyor. Ama keçilerin bile çıkamadığı o dağlarda evlatlarımız ölüyor" dedikten sonra alegorinin dibini şöyle bulmuştu: "Uğrunasavaşılacak vatan parçasındaille de yalı olması gerekmiyor!.."
Eski bir siyasetçi de "o kayaparçası değil vatan toprağıdırulan" diye kükremişti.
Fakire soracak olursanız, "vatanın çakıl taşı da vatana dahildir" elbette.
Kıymet skalasını manadan soyutlarsanız varacağınız yer bir tür emlakçılıktır.
O vakit de Boğaz'ıgören semtler,Avcılar'a nazarandaha çok uğrundaölmeye değerdir dersenizdiliniz şişmez.
Demem o ki...
Kaya parçası dediğinizi vatan yapan ona yüklenen manadır, emlak bedeli değil.
Bayrak da bezdir ama ondaki mana, ondaki "hilal" ruh kökümüz, davamız, namusumuzdur; "yıldız" da bu "hilal" uğruna ölmeyi göze alanların alayıdır.
Benim dediğim şudur:
Nagehan Alçı'ya gelince yeri göğü inletenler neden Sözcü yazarına tepki göstermedi?
Bu çifte standart nedir?
***
Bakınız, Eren Erdem adlı bir CHP milletvekili, Türkiye'yi DEAŞ'a sarin gazı vermekle suçlamıştı.
Öyle ağır bir suçlamaydı ki bu, mezkur "kaya parçası" muhabbeti bunun yanında hiç kalır.
O kadar ki... Kılıçdaroğlu bile, "Eren Erdem, TürkiyeCumhuriyeti'ni suçladıysaben onu partide tutmayacağım..." demişti.
Canım oraya takılıp kalmayın.
Nihayetinde Kılıçdaroğlubu, sözünü tutsa asıl ona şaşmanızlazım.
Sonuç itibariyle... Eren Erdem adlı o CHP milletvekili, hem Meclis konuşmasında hem de Rus kanalı RT'ye verdiği röportajda Türkiye'ye "terörü destekleyenve bunun için de kimyasalsilah bile kullanan ülke" yaftasını vurmak istedi.
Muhalif şebelekler arasından bir Allah kulu çıkıp da, "hemşerimağzından çıkanı kulağınduyuyor mu?.." dedi mi?
Mahut fecaatin binde birini AK Partili herhangi biri işlese kolektif linç kampanyaları sürdürülürdü.
Bu iki yüzlülük, bu çifte standart nedir?
***
Kılıçdaroğlu'nu biliyorsunuz; ağzı biraz (lafın gelişi "biraz") bozuktur.
Hem de miting alanlarında "ana a..." diye küfretmekten tutun da hanımefendi bir bakan hakkında "önlerine yattı" diyecek kadar.
En son olarak da Mehmetçiğin zaferini kutlayan sanatçılara demediğini bırakmadı.
Her fırsatta Erdoğan'a "geriyorsun/ kutuplaştırıyorsun"diyen sayın muhalif şebelekler...
İçinizden bir kişi çıkıp da, "Bu kadarı da fazla KemalBey" dedi mi?
Madem "adaletsizlikten" şekvacısınız evvela kendiniz "adil" olmayı becereceksiniz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.