Önce okuma parçası:
"Geçmişte partimizçatısı altında olup dabugün dışarıda başka havalardagezen hiç kimsenin partimizleilgili söz söylemeyehakkı yoktur. Herkesağzını açmadan öncenerede bulunduğunadikkat etmelidir. Bunlar AK Parti olarakmilletimizle birlikteverdiğimiz hayatimücadelede en küçükdesteklerini görmediğimiz,karşı saflardasiluetleri beliren kişilerdir..."
Bu sözler, SayınErdoğan'ın dünkü konuşmasından.
Hani eskiler, "efradını cami,ağyarını mâni" tabir ederler ya,o derece eksiksiz bir çerçeve koyduortaya.
Bu çerçeveye kimler giriyor diye soracak olursanız, tekrar okuyun derim.
Zira hal resmediliyor.
İllaki belirli bir eşhas şart değil.
Mezkûr çerçeveye kimler giriyorsa onlar işte.
Mesela, "istifade edemezsemistifa ederim" modundaki çıkarcılar,yani, AK Parti düşmanıAKP'liler.
Mesela...
Zafer kazanıldı mı her şeyi "ganimet" gören, zoru gördü mü de "ben demedim mi" diye gözünü kirişe diken mürailer, münafıklar, fırıldaklar makulesi...
Mesela...
Onca ölüm tehdidine, onca iftiraya, ailesinin en küçük ferdine kadar onca kişilik katline uğratılan liderlerine göğsünü siper etmedikleri gibi kendileri hakkında en ufak eleştiri söz konusu olduğunda, "liderimizneden bize sahip çıkmıyor" havasına giren benciller taifesi.
Mesela...
Uyanıklar, bozguncular, kazandığını muhafaza etmek için satmayacağı değeri olmayan cibilliyetsiz "muhafazakârlar." Müstevlilere kuyruk sallayanlar...
CHP sosyolojisine kendisini kabul ettirmek için o algı operatörü ürünü "Erdoğan nefretine" taş taşıyanlar. FETÖ'nün umudu haline gelenler...
Arkayı dolanıp "anahtar teslim partiyi ele geçirmek" isteyen "özgül ağırlıklısinsiler" mesela.
Belli ki işaret fişeği atılmış, işareti almışlar, belli ki hazırlanıyorlar.
Müstevliler, "15Temmuz'da kaybettik,bu işin peşini bırakalım" diyecekdeğillerdi ya.
Her yolu deneyecekler.
Her ihaneti...
Yusuf'u kuyuya atmak isteyecekler. Yusuf'u, yani, Erdoğan'ı.
Lakin başaramayacaklar. Artık tüm mazlumlar Erdoğan'ın kardeşleri; Venezuela'dan Filistin'e kadar.
AKP'li Asuman da, "NedenMHP'yle birlikte, neden Bahçeliyanınızda..." diye soruyor sağdasolda.
Bu topyekûn bir direniştir müstevlilere karşı; ya direniş hattında olursun ya da bozguncularla. Yok başka yol Asuman.
Sayın Bahçeli...
15 Temmuz işgal girişimine karşı çıkmasaydı, o şanlı direnişe "tiyatro" deseydi veya bir belediye başkanının evinde televizyon seyredip verilecek görevi bekleseydi, hülasa, direniş cephesinde yer almasaydı ihanete uğramaz, tam aksine, baş tacı edilirdi.
O vakit, İyi Parti diye de bir şey olmaz, olsa da alkışlanmazdı.
Ah Asuman soru sormayı da bilmiyorsun. Senin bu "ahval ve şeraitte "sorman gereken...
"Bahçeli neden yanımızda" sorusu değil, "AK Parti'yle o makam ve mevkilere gelenler neden karşımızda" olmalı değil miydi?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.