24'üncü dakikaya kadar oyunun tek hakimi Rusya'ydı. Bu bölümde topa sürekli sahip oldular, etkili ofansif girişimlerde bulundular ve de skor avantajı elde ettiler. Biz isetakım halinde adeta rakibi seyrettik.
Semenov'un kırmızı kart görmesinden 1 dakika sonra golü bulmamız bize moral verirken, rakibi de ani şoka soktu. Bunu değerlendirmekiçin yüksektempoyla baskıyıartırdık ve Cengiz'inmükemmel golüyle skor avantajıyakaladık. Devrenin son dakikalarında ise Rusya oyunu tekrar dengeledi.
İkinci yarının başında yüzde yüz bir golü Mert kurtardı. Sonra penaltıdan farkı ikiye çıkardık. Her şey artık toz pembe idi; iki farklı öndeydik. Rakip 10 kişiydi. Ama hiç de oyun öyle olmadı. Ciddi tehlikeler yaşayarak90 dakikayı tamamladık.
36 sene sonra Rusya'yı yenmemiz tabi ki çok önemli. Ama bana göre daha daönemli olan, bu tip önemli galibiyetleriabartmadan işe objektif bakarakgelecek için dersler çıkarmaktır. Dün gece 11'e 11 oyunda rakip bizden her yönüyle çok çok üstündü. 10 kişilik takıma6 tane pozisyon verdik, bir de golyedik. Buna iyimser bakmak mümkün değil. Bunun yanında 10 kişilik rakip risk alırken, son 35 dakikada karşı alandaki genişlikten bir gol bulamadık. Bu da çok önemli bir rahatsızlık... Şimdi bunun nedenlerine gelince hep aynı şeyi vurguluyorum. Dünyada benzeri olmayan şekilde, değişik kadrolarla oynamaktan kolektif yapıyı oturtamıyoruz. Bu yüzden de dengeli oyunu sahaya yansıtamıyoruz. Bir görüşüm de mümkün olduğunca organizasyon sağlamak için de iki ön liberodan birinin mutlaka olumlu yönlendiren özellikte olması lazım. Okay ve Ozan'ın ikisinden birinin böyle bir özelliği yok.
Şenol Güneş'in Cengiz'i neden çıkardığına bir anlam veremedim. Belki de sakatlık olmasın diye idareli kullanmak istiyor. Ama zaten Macaristan maçı için cezalı duruma düştü.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.