Duygusallığı bir tarafa bırakıp maç öncesi objektif bir teknik analiz yaptığımda çok zor bir gece geçireceğimizden hiç kuşkum yoktu. Nedenlerine gelince... Her şeyden önce İzlanda bize herzaman ters gelen bir rakip. Her karşılaştığımızdafizik güç ve ikili mücadeleolarak dün gece de dahil olmaküzere bizden üstünler. Ayrıca taç atışlarıda dahil duran toplar en büyük golsilahları. Bizim de kalemize gelen durantoplarda senelerdir gideremediğimiz sıkıntılarımızvar. Dün gece de yine beklediğimdurumlarla karşılaştık. İzlanda taktikolarak da bizim Fransa'ya uyguladığımızınaynısını sahaya yansıtınca çok olumsuzbir ilk yarı yaşadık. Topu bize bırakıptakım halinde kendi alanlarınıkapatarak yardımlaşmalı presle bize18'lerine yaklaşma fırsatı dahi vermediler.
Çok tehlikeli rakip ataklarla karşılaştık. İki duran toptan iki gol yedik ancak bu kadar kötü bir ilk devre sonunda Dorukhan'la bir gol bulmamız ikinci yarı için moral ve ümit oldu. Rakibi de tedirginliğe itmiş oldu. İkinci yarının ortasına kadar yine topa sahip olma oranı bizde olsa da etkili ataklar geliştiremiyor, zaman zaman da ciddi üçüncü gol tehlikeleri yaşıyorduk.
Son bölümde ise oyun tamamen bizim kontrolümüze geçti. Aşırı enerji sarf eden rakip de yorulup önceliği skoru korumaya verince yoğun bir baskı kurduk ama bunlar üretkenliğe dönüşmüyordu. En net pozisyonu bir duran toptaMerih'le kullanamadık. Sonuçta dayine bir İzlanda deplasmanı yenilgiyle bitti.
Bu maçta tabi en büyük şanssızlığımız son anda sakatlık dolayısıyla önemli bir ön libero Mahmut ki duran toplarda da bize fayda getirecekti, daha da önemlisi Cengiz gibi adam eksilten etkili forvetimizin olmayışıydı.
Bu, takımımız adına ciddi eksiklik oldu. Artık Euro 2020'deki kaderimiziiçeride oynayacağımız İzlandarövanşı belirleyecek.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.