Bu yılki Yüksek Askeri Şûra, 15 Temmuz 2016 öncesini aratmayacak kadar kritik bir toplantı olmaya aday. Darbe girişiminin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, demokratik denetimi adına çok ciddi adımlar atıldı. Askerlerin eğitim sisteminden, sicil ve terfilerine varıncaya kadar geniş alanda siyasi otoritenin yetkisi artırıldı. Ancak, bu tarz bir yapısal dönüşümün kurumsallaşması için 10-11 ay yeterli değil. TSK'daki zihniyet değişiminin, komutanların dönemsel yaklaşımlarından bağımsız olarak tamamlanması ve içselleştirilmesi zaman alacak gibi.
***
Halihazırda istihbarat birimleri, TSK komuta kademesini, terörle mücadele bölgesinde hayati rol oynayan kadroları ve askeri ataşeleri de içerecek şekilde ciddi çalışmalar sürdürüyor. Ordudaki yerli ve milli karakterin devamı, kriptoların tasfiyesi, şüphe uyandıranların pasifize edilmesi önümüzdeki dönemin en önemli konularının başında geliyor.
TSK'ya ilişkin yorum ve değerlendirmelerde; ülkenin beka sorunları, Irak ve Suriye'deki güvenlik riskleri, askerin morali, milletin orduya güven ve desteğinin üst düzeyde tutulması gibi faktörler hep gözetiliyor. Bizler de bu hususları ihmal etmiyoruz. Ancak bu hassasiyetimiz, "
milli savunma reformu" ile "askeri personel rejimine neşter vurulması" gereğini ikinci plana itmiyor.
***
Bu aşamada, kripto unsurlar ile dirençli gruplar üzerinde durulduğu anlaşılıyor. Kriptoları, sadece FETÖ'cülerden ibaret görmek yanıltıcı olur. FETÖ'cülerin boşalttığı kadrolara talip olanlar ile Ergenekon çizgisinin gizli, açık takipçilerinin de analizlerde hesaba katılması gerekiyor. Ki bugün hazırlanan dosyalarda, TSK'da karar verici konuma gelecek komutanların, ilk eğitim çağından itibaren yetişme süreçlerine, aile ve arkadaş çevresine, tayin ve terfilerindeki imzalara, askeri ve sivil istihbarattan gelen notlara tek tek bakılıyor. Nihai noktada, sıralı amirlerinin görüş ve önerilerinin yanı sıra Milli Savunma Bakanlığı'nın oluşturacağı kanaatlerle Şûra'nın tarihi sonuçlara varması bekleniyor.
***
Son durak Maltepe Miting Meydanı
CHP'nin başlattığı yürüyüşün, her etapta daha organize hale geldiği çok açık. Kısa vadeli planlamanın İstanbul için yapıldığı, uzun vadede ise 2019'daki seçimlerin hedeflendiği de artık genel kabul görüyor. Yürüyüş ekibinin mola yerlerinde düzenlediği siyasi toplantılar, CHP'li belediyelerin imkân ve kabiliyetlerinin seferber edilmesi, konvoy boyunca masumane görüntüler verilmesi, taktik barışçıl dil kullanılması, stratejik zekânın işletildiğini teyit ediyor.
Emniyet ve Jandarma ekipleri ise yürüyüşün ilk gününden itibaren güvenliği üst düzeyde tutuyor. Kabul edelim ki şehirlerarası yola düşen binlerce kişinin, önceden belirli güzergâhı izleyecek olması, provokasyon risklerini de içeriyor. Bu nedenle güvenlik makamları çok dikkatli ve titiz davranıyor. Endişe ile belirtmem gerekiyor ki CHP şemsiyesi altına saklanan farklı grupların, son noktada mağduriyet üretecek birtakım olayları arzuladığı düşünülüyor!
Emniyet makamları, CHP'lilerin son durağının Maltepe Miting Alanı olacağını belirtiyor. Maltepe Cezaevi önünde kitlelerin toplanmasına müsaade edilmeyeceği vurgulanıyor. Tabii, Adalet Bakanlığı'na yapılacak müracaat doğrultusunda, cezaevine ziyarete gidebilecek sınırlı sayıda parti yöneticisi ve vekilin durumu ayrı. Yürüyüşün, kazasız belasız bitirilmesi, toplumsal muhalefet üretme senaryosu altında Türkiye'nin sinir uçlarıyla oynanmaması için herkese görev düşüyor!