TRT'nin bir zamanlar 'alıcı kılığına
giren polisler tarafından yakalanan
kaçakçılar...!' diye başlayan klişeleşmiş
haber cümlesini kullanma alışkanlığını
değiştirmek bana nasip olmuştu diye
hatırlıyorum...
'Ne yani...' demiştim, 'Alıcı kılığı
diye bir kılık-kıyafet mi olurmuş?'...
...
Sanki, tüm alıcılar lacivert pantolon ile
gri kazak giyerler, dış görünüşlerini de
sanki kahverengi makosen ayakkabı ile
tamamlarlarmış gibi bir yanlış tabirdi
işte...
Cümleyi değiştirip, farklı tanımlar
kullanmaya başlamıştık;
'Alıcı gibi davranan polislerce'...
'Alıcı kimliğine bürünen polisler
tarafından...' gibi...
...
Günümüzde de pek çok iş-meslek
grubu mensubu için farklı tanımlar
üretme zorunluluğu mu doğuyor ne!
...
Başta masum görünüp, 'devleti yıkma
eylemine' dönüştürülmeye çalışılan bir
kitlesel eylem provasında provokatör
rolüne soyunan iş adamı-aktör-aktrist
bozuntuları için örneğin...
Gerçi onlar kendilerine uygun tabiri
yine kendileri bulmuştu; 'Çapulcu'...
...
Şeyhi'nin 'sıska eşek' tarifi yaptığı
beyitindeki gibi;
'Sırtından alınınca palanı (semeri)
Geriye sanki bir it artuğuydu kalanı!'...
İyi giyimli-yalılarda oturan-paraya para
demeyenler, çıkarlarına bir parça halel
geldiği anda fırlayıvermişlerdi sokağa
ve asıllarına dönmüşler, hainlikte perva
tanımaz gerçek 'çapulcu' kimliklerini
ortaya serivermişlerdi...
...
'Din-İman' temalarını dillerinden hiç
düşürmeyen ama içleri 'fos ve hainlik
dolu' bir kısım zümre de, gün gelmiş,
bağlantılı oldukları dış ülkelerin
direktifleri doğrultusunda sahte-montaj
kasetleriyle piyasada belirivermişlerdi...
Bunların da aslında 'dini bütünler' değil,
devletin yerine geçmeye çalışan ve
'hainlikte sınır tanımaz, üçkâğıtçı bir
güruh' olduğu kısa sürede ortaya
çıkıvermişti!
...
Ülkeyi parçalamaya çalışan ama 'legal
görünümlü parti' rolü oynayandan tut...
Sürekli yenilgiler tattırdığı partisinin
başında tüzük-müzük gibi bir takım
bahanelere dayanarak kalmaya çalışan,
fırsat ortaya çıktığında hainle
işbirliğinden kaçınmayan, ama bu arada
'lider' havası basmayı da ihmal
etmeyenlere...
Devletin kendisine verdiği 'sarı basın
kartını' her daim memleket aleyhine
kullanmaktan geri durmayanlara kadar,
Türkiye'de tanımı tartışmalı pek çok
meslek ya da faaliyet grubu mensubu
mebzul miktarda mevcut!
...
Devletin başına çorap örmeye daima
teşne bu güruhtan kimileri sürekli vatan
hainliği, kimileri de yine benzer-bozuk
genlerin etkisiyle olsa gerek casusluk
ile iştigal etmekte...
Eh! 'Alıcı Kılığı' diye bir kılık nasıl ki
yok ise, 'Casus Kılığı' diye de bir kılık
mevcut olmadığı için bunları bir çırpıda
ayırt etmek toplum için hayli zor
olmakta doğrusu...
...
Keşke bunlar da filmlerdeki İngiliz
Ajan gibi dobra olsalardı...
Adları sorulunca bari;
'Bond! James Bond!' der, bu şekilde
gerçekteki ajan kimlikleri de ortaya
çıkmış olurdu!
...
Oysa bu bir kısım 'Casuslar'...
Meslekleri sorulunca 'Gazeteci'
diyorlar!
...
Böyle dediklerinde de...
Kafalar da karışıyor hâliyle!