Yeni Milletvekillerimiz arasında
'Kadın' sayısının artması şüphesiz
sevindirici...
Kadınların, üretimde, siyasette,
medyada, sporda ve tüm alanlarda
başarılı olmaları elbette gurur verici!
...
Çünkü uzun dönemler 'Kadın'
toplum içerisinde gerçekten lâyık
olduğu konuma bir türlü gelemedi...
Gelmesi için gerekli özgürlük ortamı,
özellikle 'Erkekler' tarafından her
türden argümanla hep engellendi!
...
Arabistan'da İslâmiyet öncesindeki
'cahiliye' döneminde, kız bebekler
babaları tarafından kuma gömülerek
boğulurdu…
İslâm ile şereflenilince bu adet elbette
terk edildi ama zihniyetin değişmesi
öyle pek kolay olmadı!
Hatta denilebilir ki çoğu yobaz kafa,
bunun idrakine günümüze kadar olan
pek uzun süreçte dahi hala varamadı...
Günümüz Arabistan'ında kadınların
araba kullanma özgürlüğünün bile
olmaması buna bir minik örnektir…
Kadını direksiyona geçirmeyen bir
zihniyetin başka nereye geçirmesi
mümkündür ki!
...
Benzer temayüllerin izlerini söküp
atmak Türkiye için kolay olmadı…
Bizde de, 'erkek bağnazlığı'nın
yanı sıra örtünme tercihindeki kadının
'başörtüsüne getirilen yasak' da
kadınının öğrenim görmesinin,
devlette herhangi bir görev almasının
önünde aşılamaz bir engel teşkil etti
uzun yıllar boyu!
Neyse ki, bu son yobazlık halkası da
kısa süre önce kırıldı gitti…
...
Buraya kadar tamam…
...
'Kadın' artık tam manasıyla
'Erkek' ile eşit fırsat seviyesindedir!
Ne bir eksiktir, ne bir fazla!
...
Ama mutlaka mukayese edilmek
istenirse, 'zarafet-incelik-duygu
zenginliği' bakımından ve ayrıca
erkeklerde oldukça gelişen 'nezaket
hasleti'nin de katkısıyla kadınımız
hatta bir adım da öne geçmiştir!
Şüphesiz hep 'Erkek' kapıyı açar,
'Kadın' da her zaman önden,
protokol öncelikli olarak içeriye girer!
...
Buraya kadar da tamam…
...
Ancak;
Madem artık prangalar kırılmış, kadın
toplumda hak ettiği yere ulaşmıştır,
dolayısıyla Türkiye'nin geldiği nokta
da, kadın vekillerin sayısıyla abartılı
övünme aşamasını geçmiş demektir!
...
Tıpkı, bu memlekette hiçbir zaman
ayrıma uğramayan 'Ermeni, Rum,
Yahudi, Kürt, Lâz, Gürcü vs' kökenli
vatandaşların adaylığının partilerce
hala marifetmişçesine önceden ilân
edilmeye kalkılması gibi…
'Listeye Ermeni aday da koyduk'
şeklindeki bir açıklama, ayrımcılıktan
uzak durulduğunun ispatından ziyade,
çağ dışı zihniyet tohumlarının bellekte
hala muhafaza edilip edilmediği
yolunda şüphe uyandırmaktan öte bir
anlam taşımamaktadır!
...
İhtisas-bilgi-siyasi kültür ve politik
tecrübenin şart olduğu bu göreve,
anatomik özellikler ya da ırkî
mülahazalar göz önüne alınmaksızın,
yeterlilik-hak etme kıstaslarına göre
tek kelimeyle 'İnsan!' seçilmelidir…
...
Dolayısıyla...
'Şu parti şu kadar kadın aday
gösterdi' ya da 'Meclise şu kadar
Kadın Vekil girdi' benzeri
haberlerin artık miadını doldurduğu
bellidir ve aksi kanaat de abestir!
...
Orhan Veli ne demiş;
'Güzel kadınları' severim...
'İşçi Kadınları' da severim...
'Güzel İşçi kadınları' daha çok
severim'...
...
Doğrudur…
'Güzellik' kadın ile özdeştir!
Bizler de aynen, terörü kınayan, hırçın
olmayan, uzlaşmacı, yüreği sevgi dolu
'Güzel Kadın Vekillerimizi' elbet
daha çok severiz!