Siyasi zıtlaşmalardan beslenen
Türkiye Politikası'nda, hiç olmazsa
ülkenin hayatî çıkarları söz konusu
olduğunda tüm partilerin fikren aynı
doğrultuda birleşmelerini beklemek
maalesef 'hayal' gibi!
…
Beyninde proje üretemeyen, elinden
pek bir iş gelmediği de geçmişine ve
kadrosuna bakarak zaten belli olan
siyasi partiler, karşıdakini karalayarak
oy alabilmeyi 'tek yol' görmekteler!
…
Bu yüzden;
Ne, 'Parlamenter Sistemin'
aksayan yönleri üzerinde…
Ne, ülkeye büyük ivme kazandıracağı
belli olan 'Devlet Başkanlığı'
sistemi konusunda…
Ne, köhnemiş-çağın gerisinde kalmış
'Anayasa'nın değişmesi hususunda
samimi tartışmalara girişmeleri, ortak
mutabakata varmaları beklenemiyor!
…
Böyle bir 'istişare' ortamı bir türlü
gerçekleşmeyince, toplumda ayrışma
ortaya çıkması, tepedeki kavgaların
bütün şiddetiyle tabana sirayet etmesi
de kaçınılmaz oluyor…
…
'Sen hot-Ben hot,
kim verecek bu ineğe ot' deyimi
benzer durumlar için türemiştir…
Sürekli aksilik edilir hoşgörü ortamı
kaybolursa, ineğin açlıktan ölmesi de
kaçınılmaz hâle gelir!
…
Oysa, Türkiye'nin elini çabuk tutup,
ışık hızındaki global gelişmelere ayak
uydurması hatta geçmesi, 'Dünya
Zirvesi'ne bir an önce kurulması da
toplumun beklentisidir!
…
Vakit kaybetmemek, köklü sorunların
üzerine toplum ve tüm siyasi partiler
birlikte yürümelidir…
…
Hadi, bir de somut örnek;
…
Çözüm bekleyen önemli bir sorun
da ülkemizin uluslararası adıdır;
'Turkey!'…
…
İngilizce'de 'Hindi!' anlamına gelir
ve meselenin aslı da şudur;
…
Malûm, Amerika'nın yeni keşfedildiği
dönemlerde, Akdeniz'deki tüm ticaret
'Osmanlı Leventleri'nin elindeydi!
Bunların, Yeni Gine'den alıp
İngilizlere sattığı Gine Tavuğu'na da,
ticaretini leventlerin yapmasından olsa
gerek, 'Turkish Bird'-Türk Kuşu…
Ya da 'Turkish Cock'-Türk Horozu
ismi verilmişti…
…
Leventler, Amerika Kıtası'ndan
İngiltere'ye hindi getirmeye
başladıklarında da, İngilizler
daha önce bilmedikleri bu kümes
hayvanını Türklerle özdeşleştirip
'Turkey' diye…
Leventleri de 'Turkey Merchants'
(Hindi Tüccarları) olarak anmaya
başladılar!
…
Müteakiben yeni Cumhuriyetimiz
kurulunca, İngilizler ülkemize isim
koymakta zorluk çekmedi;
'Turkey!'… (Hindi!)
…
Böylelikle Türkiye, dünyada bir
'kümes hayvanı' adıyla anılan
biricik ülke haline geldi!
…
Diyelim, BM Genel Kurulunda,
kravatlı, siyah takım elbiseleriyle
ciddi, kerli ferli bir Türk heyeti…
Ve önlerindeki tabelada bir yazı;
'Republic of Turkey'…
(Hindi Cumhuriyeti!)
Bilmem içinize siniyor mu?
…
'Etyopya' gibi yapmak lâzımdır!
…
Adı eskiden 'Habeşistan' idi…
Adını değiştirdi, bir yıllık geçiş süreci
tanıdı ve sonrasında, ülkeye eski adla
gönderilmiş hiçbir koli ya da postayı
kabul etmedi, oldu-bitti!
…
Türkiye'nin adı, uluslararası alanda
da 'Türkiye' olmalıdır!
…
Palavra-kandırmaca ile iktidar olmayı
amaçlayanlara inananların hayli fazla
olması bile 'Turkey' ibaresini makûl
göstermeye yetmez!