Kolalı yakalı, ütülü-siyah ilkokul
önlüklerimizle, üstü açık arabada
eliyle halkı selamlayan Başbakan
Menderes'e karanfiller atmıştık!
…
Sonra, o'nu astılar…
…
Ardından, askerin 'hart-hurt'lu,
politikacının 'cart-curt'lu yılları
geldi…
Gerçi pek farkında değildik ama,
memlekette 'Demokrasi' olduğu
rivayet edilirdi!
…
Doğrusu bu ya…
Özgürlüklerle tanışık olunmayan,
bir lokma bir hırka, yalın ayak-başı
kabak, fukaralık-çaresizlik günleriydi!
Bizim kuşağın ömrü, işte öylesine bir
savrulmuşluk içerisinde gelip geçti!
…
On sekiz yaşını doldurup, bu
Haziran seçiminde oy pusulasına
mühür basacak olanlara gelince…
…
Yaşadığımız o günlerin dizisi bile
çekilse, bugün 'Osmanlı' dönemini
TV'den izleyenler neyi ne kadar
anlıyorlarsa, onlar da bizim kuşağı
eh işte, ancak o kadar algılayacaklar!
Memleketin ne badireler atlattığını
bilmeleri büyük ihtimalle hiç mümkün
olmayacak…
…
Bu gençlerimiz altı yaşlarından beri
'AK Parti' dönemini yaşamaktalar!
Önlerinde bilgisayar, ellerinde son
model telefonlar, çamursuz sokaklar,
asfalt yollar, sinemalar, gökdelenler,
kışın sıcak-yazın serin AVM'ler, bir
anda dünyayı gözleri önüne seriveren
internetler, neredeyse sonsuz kanallı
TV'ler içerisindeler…
…
Bizim çocukken nadiren de olsa
gökyüzünde görüp ne olduğunu pek
anlayamamakla birlikte çığlıklar atıp
koşarak takip etmeye(!) çalıştığımız
'uçağa' bile şimdiden binmişlikleri
vardır çoğunun!
…
Altı yaşlarından beri ana-babalarının;
'Ekonomik Kriz'den…
'Batan Bankalar'dan…
'Enflasyon Canavarı'ndan…
'Devalüasyon Şamarı'ndan söz
ettiğine hiç mi hiç tanık olmadılar!
…
'Askerde Dayak'…
'İtibarsız Türkiye'…
'Karakolda İşkence'…
'70 cent'e Muhtaç Ülke'…
'Darbenin Ayak Sesleri'…
gibi tabirleri ise hiç duymadılar!
…
Ve bu yıl, bu gençlerimiz sandık
başında siyasi tercihlerini belirlerken,
genetik 'toplumsal hafıza zayıflığı'
ihtimaldir ki onları da etkileyecek!
…
Haziran seçiminde oy kullanırken,
bu gençlerimiz sanıyor olacaklar ki,
geçmişte de bugünkü gibiydi;
Sanki eskiden de pazar alışverişinden
eve diz boyu çamura batılmadan,
kirlenmemiş ayakkabılarla dönülürdü!
Yolda herkes elde telefon gezinirdi!
Ankara'dan İstanbul'a tren, geçmişten
bu yana sanki üç-buçuk saatte giderdi!
Babaları da herhalde ezelden beri
karşıya hep Marmaray'la geçerdi!
…
Bu seçime onlar da katılıp mühür
basacak…
Bizim ömrümüzün nasıl geçtiği belli,
bakalım onların tercihi nasıl olacak!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.