Geçmişe gitmeden son 70 yıl içinde hep sağ iktidarlar yolsuzlukla suçlandı. Bunun en önemli nedenlerinden biri hiç kuşkusuz solun iktidar olamamasıydı. Tabi solun sömürüye karşı duruşu ve gelir dağılımı adaletini savunmasının da bunda etkisi var. Bu yüzden de eskiden toplumda "solcu yolsuzlukyapmaz" gibi bir algı vardı.
Bu algı büyük oranda SHP'nin 1989 seçimlerinin tek başına kazanmasından sonra İstanbul'da patlayan İSKİ Skandalı ile değişti. Bugüne kadar yargıya intikal etmiş küçük büyük çok sayıda yolsuzluk skandallarına da tanık olduk. Böylece sol da yolsuzlukla tanışacak ve kirlenecekti.
Şimdi yine CHP'nin başına çektiği ittifakın kazandığı yerel iktidar dönemi yaşanıyor ve her yerde bu belediyelerde yaşanan "adrese teslim ihalelerden" ve "yolsuzluk" iddialarından söz ediliyor.
Ama buna paralel bir başka şeyden daha söz ediliyor; CHP'ye yakın güçlü bir "beslememedya" organizasyonundan. O cenahta geçmişle kıyaslanmayacak enteresan bir hareketlilik var. Tecrübeli bir CHP'liyle konuşurken "Neler oluyor?" diye sorduğumda klasik bir cevap verdi; "Paranın izini sürün ne olduğunugörürsünüz"
Yeni tvler kuruluyor, transferler gerçekleşiyor ve geçmiş kavgalar açığa çıkıyor. Daha önce yazdım, İstanbul Büyükşehir'de de ciddi bir "paralel" organizasyon var. Medyada olanlar da bu "paralel" oluşumdan bağımsız değil. Sürecin ilk adımlar her halde İBB'nin fonladığı Halk Tv'nin el değiştirmesi ve Tele 1'ın devreye girmesiyle atıldı. Bu iki tv sahiplikleri arasındaki yakınlık da enteresan.
Şimdi bunlara bir değil, birkaç tv daha eklenecekmiş.
Sabah akşam "ekonomi battı, bittik"diyen siyasilerin çevrelerinde milyon dolarlarlatv merkezleri kurulması ister istemez aklaşu soruyu getiriyor: "Bu paranın kaynağı kim veya neresi?"
Bu süreç "yerel iktidar" olmakla yakından ilişkili ama işin daha önemli yanı "küreseldostlar" veya küresel mahfiller boyutu.
İki gazeteci Hadi Özışık ve CüneytÖzdemir'in bir süredir Tele 1'in başındakiMerdan Yanardağ'a sordukları şu soruları,o "küresel dostları"a giden ve sorgulanansüreci başlattı: "TELE 1 televizyonunu nasıl kurdun,kaynağı nereden buldun ve nasılfinanse ediyorsun? Bu kanalın arkasındakim ya da kimler var?"
Bu soruyu Yanardağ'ın eski patronu eski CHP Milletvekili Durdu Özpolat daha da açtı: "Ben Durdu Özbolat, MerdanYanardağ'ın bu akşamki sözlerinecevabımdır. Ben Yurt Gazetesi'nievimi, otelimi, özel okulumu enerji hisselerimisatıp 25 milyon dolar harcayarakkurdum, kaynağım belli. Sen Tele1'in kaynağı nedir onu açıkla?"
İkinci soru çok daha netti: "Tele 1'inkaynağını açıklamazsan sana sorarım;kaynak benden çaldığın paralarmı yoksa Akın İpek'ten aldıklarınmı? Barış TV'yi satarak aradan aldığınkomisyonla Tele1'i kurdun, Barış TV'yikime sattın?"
Bakın iş nerelere kadar gitti. Meğer işin bir ayağında da emperyalistlerin taşeronu FETÖ var. Eski CHP Milletvekili Özpolat'a göre, ilişkiler Tuncay Özkan'ın sahibi olduğu Kanaltürk'ün FETÖ'cü Akın İpek'e satılmasından HalkTv'nin Mahir Caferoğlu tarafından alınmasına kadar uzanıyor.
Sık sık Almanya'ya gidip gelen Yanardağ, bu ilişkilere bir cevap vermiyor, soranlara "iktidarın muhbiri-yandaşı" demekle yetiniyor.
Ama "para kaynağı" ile ilgili cevabı açık: "Dostlarım"
Peki kim bu dostları?
Kimin eli kimin cebinde... Sol, geçmiştedevrim hayalini darbecilikle, sivil siyasetişiddetle kirletti şimdi ise elindekalan kuru solculuğu da FETÖ parasıylakirletiyor.
Bence şu Gladyo hala canlı ve sağı, solu, dindarı fark etmiyor, yeri ve zamanı geldiğinde istediği aparatı devreye sokuyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.