"Her ay 10 bin lira kenara atarak (!) 33 yılda 4 milyon biriktirebiliyorsunuz ve Zeytinburnu'nda 4 milyona satılan daireler var.
Tabii ki bu benim aklımı aşan bir hesap.
Benim aklımda daha çocuğu okula başlayacak diye uykusu kaçan babalar var."
Değerli şair
Dilek Kartal geçenlerde sosyal medyaya böyle bir not düşmüştü.
Buruk bir sitem...
"Nereden nereye geldik!" ama bir türlü gerçekten
"ileri" gidemiyoruz...
***
Konut deyince...
Zeytinburnu deyince...
Aklıma, İstanbul'un çevre ilçelerinden birinde dilden dile dolaşan bir söylenti geldi... İlçenin kendi halinde bir esnafı
Zeytinburnu'nda denize nazır bir daireye 7 milyon TL saymış, taşınmış.
Ama 6 odalı dairesinde
yaşlı annesine yer bulamamış (!), kadıncağızı eski
evlerinde bırakmış.
Yanlış anlamayın...
Eski mahallesindekilerin, söz konusu kişinin hızlı zenginleşmesinden şikâyetleri yok ama
gelenekçi zihinlerin hızlı değişimine akıl erdiremiyorlar.
***
Derdimi anlamışsınızdır...
Konut sorununa, ateş pahası haline gelen kiralara değinmek istiyorum.
Küresel enflasyonist baskıdan falan uzmanlar söz etsin.
Gördüğünüz gibi, ben madalyonun
"insan" tarafına ve gündelik hayattaki yansımalarına bakıyorum...
Ama bakınca da tadınız kaçıyor, başınızı nereye çevireceğinizi şaşırıyorsunuz.
***
İnşaat sektörünün desteklenmesi, hatta zaman zaman lokomotif sektör olması doğruydu.
Bundan hiç şüphem yok.
Son on yılda çok konut yaptık.
Ama
"doğru biçimde" mi yaptık?
Daha önemlisi, kime yaptık?
Artık bu soruyu sormanın zamanıdır.
Lüks 4+1'ler ile yalnız yaşayanların bile rahatsız edici bulduğu 1+1'ler arasında sıkışmış bir sektörle bu işin altından kalkamayacağımızı
şimdi
"yaşayarak" anlıyoruz.
***
Önce şunu kabul edelim...
Türkiye'ye daha çok konut gerek.
Ama böyle değil.
Ayrıca ihtiyacı olanların ev almakta artık zorlandıkları, kira öder gibi ev alma döneminin belki kapanacağı da görülüyor.
O halde sektörel manzaranın hızla "insani"leşmesi gerekiyor.
İstanbul'da 3 oda 1 salonlu dairelerin kirasının 4 bin ile 8 bin lira bandına sıkışması olacak şey değil.
Bu sıkıntı büyüdüğünde, ardından bütün sıkıntılar büyür.
***
NOT DEFTERİ
En ufak bir çatlak olmamalıdır suskunlukta. Aksi halde yıllardır biriktirdiğiniz sessizlik ellerinizden kayıp gidiverir. (ÖMER F. OYAL / Ferahlık Anına Övgü)