"
Akıllı telefonlar"la başladık.
Çok uyanık bir sızma harekatıydı.
Sersemliğimizi yüzümüze vurduğunu hiç anlamadık.
Tamamlayıcı, geliştirici, özgürleştirici tecrübelere kapı açıyordu hesa.. pta.
***
Şimdi akıllı telefonlarımız sayesinde gönüllü gözaltı yaşadığımızı,
sosyal kontrolün bu aletler sayesinde zirve yapabildiğini aklımıza bile getirmek istemiyoruz.
Zaten aklımız mı kaldı ki?
Teslim olduk gitti.
Telefonumuza heyecanla indirdiğimiz her yeni "
uygulama" özgürlüğümüzü (var mı zaten öyle bir şey?) biraz daha törpülüyor ve bir yandan da zihinsel becerilerimizi daraltıyor.
***
Yok! Yok!
Hemen pek büyük politik meseleler aklınıza gelmesin!
Orwellian teorilere uzanmaya dahi gerek yok.
Basit ve gündelik bir olgudan söz ediyorum.
Tereyağından kıl çeker gibi aklımızı aldılar ve yerine dijital aklı koydular.
Mesela daha önceden bilmediğim bir adresi nasıl buluyormuşum, aklım ermiyor. Oysa şehrin labirent gibi semtlerinde aradığım her yeri elimle koymuş gibi bulurdum. Şimdi navigasyon açmadan şuradan şuraya gidemiyorum.
Şimdi kim "akıllı" (smart) dedikleri teknolojinin bizi de akıllı yaptığını iddia edebilir?
***
Üstüne üstlük, artık "
gözetlenme" kavramı bile nitelik değiştirdi.
Gönüllü olarak kayıt yaptırıyor, fişlenmemizi istiyoruz.
Gönüllü olarak "
gösteriyoruz." Devlete, kurumlara, şirketlere ve şahıslara mahremiyetimizi açtık ve ne yaptığımızın farkında mıyız, emin değilim.
O "
kuyu" bizi çoktan çekip yuttu bile.
Şimdi "
dünya Çin olacak" diyenler haklı
çıkacaksa, iş iyice katmerlenecek
demektir.
***
"Akıllı telefonlar", "akıllı evler", "Akıllı ofisler", "akıllı nesneler" falan deyip dosyayı çaresizlik ve teslimiyet içinde kapatalım mı?
Bakınız, dün
ABD Büyükelçiliği açıklama yaptı:
"
Akıllı şehirler uygulamasının tüm Türkiye çapında yaygınlaşmasına destek olmaya kararlıyız."
Küreselcilerin "gelecek büyük
şehir yönetimlerinin üzerine kurulacak"
dedikleri bir dönemde böyle bir
çıkış...
Üzerinde durmadan geçelim mi?
Neymiş? ABD, "
akıllı şehir" altyapısı için İBB'ye beş milyon dolarlık hibede bulunmuş.
Diyecekler ki, "canım bütün bunlar trafik kontrolü ve geliştirilmesi için..." Tabii tabii!
Şehir akıllı...
Hibeyi kendi şirketleriyle çalışma şartıyla veren ve bütün İstanbul'u gözetim altına alacak olan
ABD akıllı...
Ya biz?