Batı bilincinin gerçekle olan sorunu 1980'lerde başladı. Post modernlik esasen bir bilgi ve gerçek problemi olarak belirdi. Lyotard'ın meşhur kitabının adı tam da buydu: Post Modern Durum: Bilgi Üstüne Bir Rapor.
Bu düşünce daha sonra gerçeğini Baudrillard'ın 'simülasyon/simulacra' kavramlarında buldu. Simülasyon bal gibi 'taklit' demek. Baudrillard, taklit, artık antikYunanlardan beri devam eden anlamını yitirdi, onlar doğayıtaklit ediyordu, biz yapılmış, üretilmişnesneleri taklit ediyoruz dedi. Yani, gerçeğinkaynağından koptuk...
***
Bütün bunlar modern bilginin ve gerçeğinhegemonik anlayışına karşı çıkmakmaksadını güden yaklaşımlardı. Pozitivist/Aydınlanmacı bilginin ve zihnin ürettiği 'gerçek'bütün gelenek ve görenekten uzak,tek ve ebedi gerçek olarak sunuluyordu(:'hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir'). Post modern düşünce açtığı gedikte farklı bilme biçimlerinin ve o kanaldan gelişmiş gerçeğin gerçekliğini savunuyordu.
Özellikle Yapısalcılık Sonrasıdüşünce indirgemeci, özcü, hegemonikAydınlanmacı düşünceyi, iktidar aracılığıyla,onun hâkim söylemi içinde üretilmiş bilgiyieleştirdi.
Daha doğrusu iktidarın nelere muktedirolduğunu, bilgiden bedene, bilinç dışındansöyleme kadar nasıl her alanı tuttuğunugösterdi. Gerçeğin yeniden üretilmesininyolunun bu yapıyı çözmekten geçtiğini kanıtladı.
(Yanlış biçimde anarşizmle ilişkilendirilen post-anarşizm deyimi bu yeni düşüncesistemlerinin tamamını dile getirir, kabaca.) Yeni teknolojiler ve sanallık bu oyuğu büyüttü. Sanallığın olduğu yerde nasıl bir gerçek olabilirdi ki? İşte bizi bugün gerçeksonrası döneme iten, taşıyan ana halka budur: sanallığın mevcut ve hâkim olduğu yerdeki gerçeklik.
***
'Algı gerçektir' diyordu MarshallMcLuhan 1970'lerde. (Haydi bakalım, şimdi,Woody Allen'ın bir sahnesinde McLuhan'ıgidip, kolundan tutup getirdiği o muhteşemAnnie Hall filmini izleyelim.) Sanal dünyabu görüşün üstüne yerleşti. Sosyal medyadediğimiz alan, artık tanıyoruz, bilgiyle değilduyguyla/ duygusallıkla ilgili bir alan.
'Gerçek sonrası' dünya da öncelikle buna işaret ediyor: insanın inanmak istediğişeye inandığı, o inancın şiddetlemanipüle edildiği bir yer.
***
Bugünkü çağın terörizmi bu çerçevede biçimleniyor: sanal, gerçek ötesi, algıyadayalı bir gerçekliğin (realitenin), 'olmayan'bir gerçekliğin tetiklediği korkulara karşı geliştirilen savunma ve saldırı hatları.
Belli bir sanallığa dayandığı için bugünkü terör gerçekliğini ifade etmekte, tanımlamakta zorlanıyor. Terör doğrudan doğruyagerçektir. İşler ve sonucunu elde eder, yani yakar, kırar, döker ve öldürür. Bundan bahsetmiyoruz. Terörün gerekçesindeki gerçeklikten söz ediyorum ve o noktada işler hayli çatallaşıyor. Aynı örneği vereyim: Müslümanlık bağlamındaki algı da, onunla ilişkili terörist eylem de bugün gerçekle ilişkilidir denebilir mi?
Sadece o değil. Bugün çıkarılan alternatifiktidar modelleri de benzeri birdurumda. Bu iktidarlar, Yunanistan'da,İspanya'da görüldüğü üzere, bir tür 'hack'leme(İngilizcede bu sözcük kesmek, biçmek,kırmak anlamınadır) gerçekleştiriyor. İktidarıtıpkı bir bilgisayara girip onu 'hack'lercesineşiddetle alaşağı ediyor. Ama ondan sonrasınıkur(gula)mayı bilmiyor. Bu bilginin ve bilmeninbugünkü dünyasını, bugünkü dünyanıngerçek sonrası konumunu gösteren herşeyden daha önemli bir işarettir. Hegemonik iktidarı özcü, indirgemecibilgisini aşmak bir zaruretti. Ama bu gerçeksonrası dünyayı benimsemenin bir zaruretiolamaz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.