Çarşamba günü yazdığım muhafazakârlığınbürokratikleşmesi hakkındakiyazıya epey bir tepki geldi. Söylediklerimi biraz daha açmam istendi. Konuya gösterilen ilgiden memnunum. Sevinerek devam edeyim.
Akparti'nin, çok güçlü bir iktidar partisi olarak son zamanlarda uygulamalarına yöneltilen eleştirelyaklaşımlara fazla tepki gösterdiğini belirtmiştim.
İktidar partisinin duyması gereken özgüvenle bağdaşmıyor bu düzeydeki bir tepki. Parti tepkisini muhafazakârlığın özgüllüğüne (spesifik olmasına) bağlıyor. Bir manada muhafazakârlığıkoruyup kapatıyor. Bu da muhafazakârlığı diyalogdan koparıp, onu, popüler doğasına yabancılaştırıyor, bürokratikleştiriyor. Fikrim ve değerlendirmem böyle.
***
Bu iş teorik olarak böyledir. Her düşüncenin iki evresi olduğunu ilk kez Yeni BirSosyal Demokrasi İçin isimli kitabımda uzun uzun bir 'bilgi' ve bir 'bilinç durumu' olarak ele almıştım. Devrimler, yeni düşünce akımları, yeni görüşler başlangıçta henüz soyut bir önermedir. Gene aynı terimi kullanarak söylersem, 'bilgi' düzeyindedir. Henüz bilinç düzeyindedir. Daha gevşek dokunmuştur, daha serbesttir, ferahtır.
Zamanla ikinci evresine geçer. Buna ideolojik evre diyorum. Bu dönemde nispeten katılaşır. Bir uygulamaya dönüşür. İlkelerini tayin eder. Kendisini tanımlar. Kadrolaşır.
Buna bir üçüncü evre eklersem o dönemde de bir doktrine dönüşür ve bürokratik bir noktaya varır. Rus devrimi de, Çin devrimi de, İrandevrimi de bu aşamalardan geçmiştir. Kemalist devrim haydi haydi geçmiştir.
Nedeni bu gelişmenin çok basittir aslında. Hemen hemen hiçbir büyük toplumsal hareket dört başı mamur doğmaz. Bu hareketler, evet, toplumsal oluşumların ve tarihin bir sonucudur. Ama ya bir askeri darbedir, ya bir liderlik hamlesidir. İkinci evrede ortaya çıkan o bürokratikleşme sürecinde, taşıyıcıkadro ve sınıf oluşturulur.
***
Akparti veya daha geniş bir tanımla Türkiye'deki muhafazakârlık çok büyük bir taban hareketi olarak doğmuştur. Bu büyük bir kazançtı. 2002 sonrasında karşısına çıkan çok sert askeri hamleleri bu nedenle savuşturabildi. İkincisi, tümüyle bir sosyal güvenlik, sermaye ve ekonomikgenişleme hareketi olduğundan büyük kitlelerin güvenini sürdürdü. Üçüncüsü, bu hareket taban siyaseti yaptığından ve tabanasiyaset yaptırdığından oluşturduğu genişkatılım ve bilinçle 15 Temmuz'daki iğrenç girişimi defedebildi.
Bu derecede büyük bir hareket şimdi kendi ideolojik/ doktriner yapısını kuruyor. Muhafazakârlığın ne olduğunutanımlıyor. İlkelerini koyuyor. Onu estetikalandan gündelik hayat pratiğine kadaruzanan geniş yelpazede nasıl 'yaşayacağını'kitlelere belirtiyor.
Hâlâ bir taban hareketi, bir ekonomikbüyüme ve sosyal güvenlik süreci, hâlâmüthiş bir siyasallaştırma girişimi olduğundankitlesel desteğini en üst düzeydemuhafaza ediyor. Hâlâ modernleştirmeişlevini sürdürüyor. Kitleleri dönüştürmeyedevam ediyor.
***
Şartlar böyleyken iktidarın halk indindeki gücünü ayrıca aşırı bir bürokratik yaklaşımla daraltmasına gerek yok. Bu imkânları daha geniş bir politik diyalog ve benzeri siyasal süreçler için kullanabilir. Bürokratikleşme süreçlerin tamamlanmasından sonraki aşamadır. Halbuki Akparti hâlâ demografik olarak genişleme evresinde bulunuyor. Mevcut koşullarda ve dönemde bürokratik tutum sergilemek çoğu zaman da kraldan çok kralcılıkla ilgilidir ve mevcut durum en çok ona benziyor.
Ama bu dönen tekere çomak sokmaktır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.