Maçsız geçirdiği haftadan sonra Galatasaray'ın eski ritmini bulmasından Fatih Terim de endişeliydi. Karagümrük ilk10 dakika haricinde maçta istediğiniyapan takım oldu. Ayağa ve yerden paslarla oynadılar, rakibi geriye koşturdular, tempo yapmalarına izin vermediler ve sabırla beklediler.
Bu sürpriz değildi Fatih Hoca için. Diagne'yi sol kulvara çekip, Emre Akbaba'yı iki stoperin arasına sokmak istedi. Defans konsantrasyonu ile oynayıp, öndeki oyuncularının tekniklerine güvendi. Kaleyi tutan şut olmadan biten ilk 45'in ardından mesajları olması gerekirdi, 60'a kadar bekledi. Geriye düşen takımın puan için saldırması için daha doğruve sakin akınlara ihtiyacı vardı ama Karagümrük takımı da buna doğru yerleşim ve yardımlaşma ile karşılık verdi. Roco ve Fatih yüksek toplar için hazırlıklıydı. Merkezi kalabalık tutarak, minimum temasla, duran top fırsatı vermemeye çalışarak kapandılar. Ders verirgibi oynadılar. Şenol Can, her sonuç için bir senaryo oluşturmuştu. Öne geçtikten sonrası için de yaptığı plan işledi. İlk golleri genelde penaltıdan bulan Galatasaray yine aynı süreçte beraberliği buldu. Pozisyon tam tersi olsa idi ortalık yanardı. Bu harekete faul çalmak, müthiş bir maç yöneten hakem Mustafa Öğretmenoğlu'nun tarzına da uymadı aslında. 10 kişi kalan rakibe kaybetmek Galatasaray için yıkıcı bir sonuç. 5 dakikalık uzatmalardan şikayetçi bir Fatih Terim'e 13 dakikalıkfark verildi. Maç yapmadığı haftada "kazanan" bir Galatasaray, oynadığında 3 puanı yitirdi. Çok acayip (!) şeyler oluyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.