Almanya düşmanca tavırlarını sürdürüyor.
Türk bakanlara konuşma yasağı getiriyor. Yetmiyor, birçok Alman yetkili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı topraklarında istemediğini söylüyor.
Bütün bunlar olurken, kargaları bile güldürecek cinsten bir bahane kullanıyorlar.
Meğerse dertleri "Türkiye'dekikamplaşmanınAlmanya'yataşınmasınıengellemek"miş!
Peki o zaman Alman televizyonlarında Türkçe hayır kampanyaları yapmak neyin nesi?
Dertleri çok açık esasında. Geçmişte olduğu gibi bağımlı ve zayıf bir Türkiye istiyorlar.
Kendisiyle rekabet edebilen, bölgesinde etkin, güçlü bir Türkiye istemiyorlar.
Uzun süre Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı yerinden etmek için çaba sarf ettiler.
Almanya, son yıllarda Türkiye'ye karşı yürütülen kirli savaşta taraf oldu. Yanımızda değil, karşımızda durdu.
Konuştuğumuz Almanlar hep, biz Türk halkına değil, sadece Erdoğan'a karşıyız dediler. Halbuki karşı oldukları halkın ta kendisiydi.
Erdoğan halkı temsil ettiği, halkı iktidarın merkezine taşıdığı ve halkın çıkarlarını esas alan bağımsız politikalar izlediği için hedefe kondu.
Erdoğan'ı iktidardan indirmek için ellerinden geleni yaptılar. Medyadaki ve siyaset dünyasındaki ortaklarıyla birçok düzenbazlığa imza attılar. Operasyon üstüne operasyon çektiler. Hiçbirinde istedikleri sonucu elde edemediler.
Erdoğan'ı yerinden edemeyince bu kez, onu yerinde rahatsız etmeyi, projelerini engellemeyi amaç edindiler. Hatırı sayılır bir süre Türkiye'nin mega projelerini durdurmak için uğraştılar.
3. Havalimanından ne kadar rahatsız olduklarını ve engellemek için nasıl çabaladıklarını sağır sultan bile duydu.
Şimdilerde Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı sistemine geçmesini engellemeye çalışıyorlar.
Bir yandan kendi topraklarındaki Türkleri referandumda hayır oyu kullanmaları için endoktrine etmek için uğraşıyor. Öte yandan Türkiye'deki hayırcılara moral motivasyon sağlamak için uğraşıyor.
Ne acıdır ki ret cephesinde yer alan birçok aktör de Almanya'ya alkış tutuyor.
Bakın mesela CHP Yalova milletvekili Muharrem İnce'nin söylediklerine.
Adam, hiç utanmadan, hiç sıkılmadan "Esed İstanbul'a gelip miting yapacağımdese ne olacak" diye sordu!
Ne kral analoji değil mi?
Sayın İnce, Suriye'den, Esed zulmünden kaçıp gelen Suriyeli misafirlerimizle Almanya'ya giden ve kahir ekseriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hayranlık besleyen vatandaşlarımız arasında nasıl bir bağ kurmuş acaba?
Ne gariptir ki İnce'nin yaptığı bu karşılaştırmayı, ondan kısa bir süre önce bir FETÖ'cünün sosyal medya hesabında da görmüştüm.
Yazık!
Bakınız Almanya, Türkiye'yi iki şekilde görmek istiyor. Bir, Ortadoğu'ya açılım sürecinde kendisine hizmet edecek bir geçiş ülkesi.
İki, Ortadoğu'dan kendisine gelecek tehditleri karşılayacak bir tampon ülke.
Ne demiş feylesof?
Oh ne ala memleket!
Türkiye, Almanya'nın ya da herhangi bir dış gücün kendisini görmek istediği yerde değil, kendi halkının, kendi yöneticilerinin onu görmek istediği yerde olacak.
Millet ve devlet bu amaç, bu ideal için birlikte çalışacak...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.