Yargıtay nihayet MHP'deki olağanüstü kongre süreciyle ilgili kararını açıkladı. Yargıtay 18.Dairesi "MHP OlağanüstüKurultay'a gitmeli"dedi.
Karar, muhaliflerin istediği yönde çıkmış oldu. Daha 10 gün önce olağanüstü kurultay toplayabilmek için polis barikatlarına tırmanıyor, barikatlar önünde pozlar veriyorlardı.
Hatırlatmakta fayda var. Bu "olağanüstükurultay"ın bir "tüzük değiştirmekongresi" olması planlanıyordu.
Tüzük değişecek, ardından genel başkan değişimi için yeni bir kongre toplanacaktı.
Karar açıklandıktan sonra MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'dan bir açıklama geldi. Yalçın "Sayın genelbaşkanımız bir an evvel birkarar almak suretiyle 26Haziran veya 10 Temmuztarihlerinde MHP'yi olağanüstüseçimli kurultayagötürme kararı almıştır" dedi.
Bu durumda herkesin "hayırlı olsun" deyip işine bakması gerekirdi ki bu böyle olmadı. Muhalifler bu duruma itiraz ettiler. Zira "seçimlikongre" yapılması, genel başkanlık için bir kongre yapılması ve Devlet Bahçeli'nin de genel başkanlık için aday olması anlamına geliyor. Ki bu da muhaliflerin istediği bir durum değil.
Öngörülen tarihlerden birinde ve böylesi bir içerikle yapılacak bir kongrede de her ne olursa olsun en güçlü aday Devlet Bahçeli.
Bahçeli'nin karşısına çıkan adayların profili MHP'lileri günden güne daha fazla rahatsız ediyor. Meral Akşener başta olmak üzere Bahçeli'nin karşısına konumlandırılan aktörler MHP için "plastik figürler" mahiyetinde.
***
MHP'de paralel yapı destekli bir siyasi ameliyat yapılmaya çalışıldığını defalarca söyledik.
Hiç kuşkusuz bu operasyonu yapanların birinci önceliği MHP'yi ele geçirmek. Zira Bahçeli'nin liderliğini yaptığı MHP "inatçı ve negatif birmuhalefet" yapsa da, paralel yapının kuklasına dönüşmemek için gayret sarf etti.
Bahçeli, talihsiz bir biçimde paralel yapı söylemlerini kullansa da, partisine paralel yapı unsurlarının sızmaması için uğraştı.
7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri öncesinde aday listeleri arasına girmeye çalışan paralel yapı mensupları ve işbirlikçilerine müsaade etmedi.
7 Haziran seçimleri sonrasındaki tavrıyla "yüzde 60'lık blokfantezisi"ni çökertti.
Temmuzda "devrimcihalk savaşı" adı altında içsavaş ortamı oluşturmaya çalışanPKK'nın işine gelecek işleryapmaktan kaçındı. Sokağı vegençliği işaret eden radikal sağcılaraalan açmadı.
Yapılmak istenen, paralel yapının güdümünde, HDP'yle ve yeni CHP'yle yan yana durabilecek ve operasyonlara açık bir MHP oluşturmak.
Peki ya başarılı olmazlarsa?
O zaman da B planı devreye sokulacak. Nedir o?
Yeni bir partiye doğru yol almak ve "sağdakiküskünler"i bu çatı altında toparlayarak AK Parti'ye karşı "güçlü bir alternatif" oluşturmak.
Zira bu planı yapanlar AK Parti'yi "soldaki oluşumlar" ve "sol tandanslıbaşkaldırılar"la alt edemeyeceklerini gördüler. Paralel yapının darbe girişimlerinden bir sonuç elde edilemeyeceğini gördüler.
Bu durumda sağdan bir alternatif çıkararak AK Parti'yi yerinden etmeye çalışıyorlar.
Bu hesap bugünün hesabı değil elbette. 2019'un hesabı.
Nihayetinde bu da bir siyasi mücadele biçimi ve iktidar stratejisi denebilir. Ne var ki sahici bir siyasetin gerçek bir toplumsal tabanı ve şeffaf bir politik ajandası olur.
MHP'de ve MHP dolayımında oluşturulan siyasi mühendislik çabası sahici bir sosyo- politik arkaplana dayanmıyor.
Suni ve yönlendirilmeye açık bir siyasi oluşum olarak emir bekliyor...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.