Haklarında fezleke hazırlanan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması ile ilgili halihazırdaki tartışma son derece öğretici.
Bu süreçte teröre karşı mücadelede kimin nerede durduğu konusu netlik kazanacak.
Mevcut Anayasa'da milletvekili dokunulmazlıklarını düzenleyen madde şöyle diyor: "Seçimden önce veyasonra bir suç işlediğiileri sürülen birmilletvekili Meclis'inkararı olmadıkçatutulamaz, sorguyaçekilemez, tutuklanamazve yargılanamaz."
AK Parti geçen hafta316 milletvekilinin imzasıylaMeclis Başkanlığı'na biranayasa değişikliği teklifisundu ve yasama dokunulmazlığınıdüzenleyen bu maddenin halihazırdafezlekeleri bulunan bütün milletvekilleri için birkereliğine işletilmemesini talep etti.
Teklif metninin gerekçe kısmında "bütün dosyaların dokunulmazlığınınkaldırılması"nı talep edenlerin desteğinin alınması ve dokunulmazlığı kaldırılmayan dosyalar üzerinden bir siyasi istismarın önünün kesilmesi için "bütün dokunulmazlık dosyalarınınkaldırılmasının daha doğru olacağı" da ifade ediliyor.
Fakat esas mesele, "terörü ve teröristidestekleyen, şiddete çağrı yapan milletvekillerinindokunulmazlığı istismaretmesi"nin önüne geçilmesi...
Konuşulması, tartışılması, pozisyon alınması gereken konu bu.
Söz konusu madde yürürlüğe girdikten sonra Meclis'te, Başbakanlık'ta ve Adalet Bakanlığı'nda bulunan dosyalar, gereğinin yapılması amacıyla yetkili mercilere iade edilecek.
AK Parti'nin önerisine MHP destek verdi. MHP lideri Bahçeli'nin bu desteği vermesinde de şaşılacak bir durum yok. Nihayetinde terörle mücadelede MHP'den beklenen, devletin yanında bir tavır takınmasıdır.
Gelin görün ki yeni CHP'nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu da partisinin bu öneriye destek vereceğini söyledi. Terörle mücadele sürecinde devletin yanında olmak bir yana, terör örgütünün birçok propagandasına iştirak eden, terör örgütü mensuplarını cici çocuklar olarak gösteren birçok ismi parti meclisine alan bir CHP'nin böylesi bir tavır takınması nasıl anlaşılabilir?
Kılıçdaroğlu, "dostları küstürmemekiçin" hemen bir izahata girişti. Kendisineyakın isimlere bir haber sızdırıldı. CHP'nin AKParti'nin önerisine hangi saiklerle evet dediği,ne tür bir strateji izlediği izah edildi. Bunagöre Kılıçdaroğlu, 7 Haziran'dan bu yana giderekbelirgin bir hal alan CHP- HDP özdeşliğinikırmak istiyormuş. İkincisi, eğer KılıçdaroğluAK Parti'nin önerisine destek vermeyeceğiniifade ederse bu takdirde Ege'de ve Akdeniz'deMHP'ye oy kaybedermiş. Üçüncüsü ise nasılolsa bu yasa değişikliğinin hayata geçmesi sözkonusu olmazmış. AK Parti, büyük fire verirmiş. Siyasi dehaya bakar mısınız!
Kemal Kılıçdaroğlu, "tavşana kaç, tazıyatut" demeye devam ediyor. Bir yandan"AK Parti'nin önerisine destek veriyoruz"diyor, öte yandan alttan alta milletvekillerine"bildiğinizi yapın" mesajı veriyor. Yani,gönül rahatlığıyla HDP'lilere destek verebilirsinizdemeye getiriyor. Ne diyor CHP'li ÖzgürÖzel: "CHP'de farklı görüşler olmasınormal"dir. Fakat Kılıçdaroğlu'nun milletvekillerindenbir ricası var. Lütfen oyunuzun renginiulu orta açıklamayın, medya önünde bir şeylerkonuşmayın! Yani bu süreçte "fire, bir CHPpolitikasıdır" sloganı partide yaygınlaştırılacak. İşte yeni CHP'nin hikâyesi böyle hazin, böyle içler acısı bir hikâye.
Dokunulmazlık konusunu konuşmaya devam edeceğiz. Bu süreçte AK Parti'nin oynayacağı rol mühim. AK Parti'nin esas meselenin "terörü ve teröristi destekleyen, şiddeteçağrı yapan milletvekilleri"nin cezalandırılması olduğunu bir an için aklından çıkarmadan bu süreci yönetmesi elzem.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.