12 Eylül, ülkücüler ve şimdi

MHP tabanından kopan, kendisine ülkücü/Türk milliyetçisi diyenler, bundan sonra da Meral Akşener ile yürümeye devam edecekler mi..? Meral Akşener ve ülkücü görünümlü adamları, İzmir'de CHP ve HDP adına aday gösterilenlere oy verdiler. Peki İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer kimdir? Tunç Soyer, 12 Eylül darbe döneminde askeri savcı olarak görev yapan, Albay Nurettin Soyer'in oğludur. Bu adam, özellikle ülkücülere, MHP mensuplarına yönelik, işkence ve idamlar ile anılan bir isimdir.
Tamam "babası öyle, ama oğlu aynı olmayabilir" diye düşünebilirsiniz.
Hemen anlatalım. Oğlu Tunç Soyer, HDP seviciliği ile meşhurdur. Şu anda sosyal medyada PKK/HDP seviciliği hakkındaki görüntüleri ve konuşmaları halen yayındadır. Seçildikten sonra da İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde, HDP kökenliler ile işbirliği yakınlığı devam etmiştir. Yani babasının izinden aynen devam etmektedir.

CHP KAZANIRSA NE OLACAK..?
CHP yönetiminin içine ve ruhuna, HDP ve DHKP-C kaçmış haldedir.
Bu işbirliğinin delillerini daha önce defalarca burada sizlere yazmıştım.
Şimdi yine anlatmak gerekiyor. CHP adayı Cumhurbaşkanı seçilirse ne olacak..? Terörist sevici Selahattin Demirtaş, sanki bizzat kendisi seçilmiş gibi, bütün kozmik odalara yine girecek... Çünkü; CHP ve HDP bir ve beraberdirler. HDP, resmen seçim ittifakında yer almamıştır. Çünkü bunu Meral Akşener istememiştir.
Ancak seçimlerde buz gibi beraber hareket etmişlerdir. CHP ve HDP, çok uzun zamandır aynı parti gibidirler.
Rakip değil kardeş ve arkadaştırlar.
Memleketin her yerinde CHP il ve ilçe teşkilatları, oyları hane hane, HDP ile nasıl paylaşacaklarını planlamışlardır.
Bu nedenle; Milli Savunma, İçişleri, Adalet, Emniyet, MİT, Genel Kurmay, ve devletimizin kozmik odalarının tamamı, HDP'lilere de bağlı olacak.
Milli Güvenlik Kurulu üyesi bile olabilecekler. Devletin bütün gizli, açık bilgileri, ister istemez önlerinde olacak.

FRANSA VE İSLAM DÜŞMANLIĞI
Fransa'da, Zemmour adlı Cumhurbaşkanı adayından bahsetmek istiyorum. Korkunç bir ırkçı nefreti ve Müslümanlara karşı düşmanca ayrımcılığı, açıkça seçim vaadi olarak anlatıyor. "Seçilirsem Muhammed ismini yasaklayacağım" diyor.
Açık açık İslam'ı, Müslümanları, yabancıları, göçmenleri (kendisi de Cezayir göçmeni bir Yahudi) hedef alıyor. Fransa'nın en çok okunan yazarlarından. İşte Avrupa bu...
Demokrasinin, çağdaş uygarlığın, din ve vicdan hürriyetinin ırzına geçiyorlar... İnsanlık suçlarını, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde resmen ve alenen, propoganda konusu yapabilecek kadar barbar olmuşlar...