HAFTALARDIRgündemimiz FAİZ...
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, 23 Eylül'deki toplantıda faizi sürpriz bir biçimde 100 baz puan indirerek yüzde 18'e çekmişti.
Bu ilk adımdı. Ancak MERKEZ BANKASIdeğişenbaşkanlarınedeniyle,yardımcılarnedeniyle,görevdenalınan üyelernedeniyle konuşulmayadevam ediyordu. ENson CHP lideri KemalBey'in de bankayıziyaret etmesiyleDEDİKODULAR aldıbaşını gitti. Gerçektenalışık olmadığımızhamleleri görüyorduk.
Merkez Bankası Başkan Yardımcıları Prof. Dr. Semih Tümen ve Dr. Uğur Namık Küçük ile PPK Üyesi Prof. Dr. Abdullah Yavaş'ın görevden alınması da "MERKEZ'DE NELER OLUYOR?" sorusunun sorulmasına yol açtı! Erdoğan 2002'de seçildikten sonra pek çok mücadelenin içinden geçti. Şimdi eskiye dönüp hepsini sıralama şansımız yok. Yapılan bunca ÇATIŞMANIN önemli noktalarından biri de MERKEZ'in yönetimiydi. Son tahlilde DAVUL ve TOKMAK ayrı ellerdeydi. Pek çok ekonomist iktisatçı bunu "MERKEZBANKALARI BAĞIMSIZ OLMALI"teziyle açıklıyordu. Diğeryandan SEÇİMLEgelen, girdiği her seçimikazanan bir lider vardı. OY İSTEYEN ve alan ve almaya devam etmek isteyen Erdoğan başka bir yol görüyordu...
Gizli saklı da değildi.
Ocak ayında İstanbul'da ekonomiyle ilgili yaptığı bir konuşmada, "Bana yatırım lazım, istihdam lazım, üretim lazım, ihracat lazım. Eğer bu dört başlık yoksa hiçbir şey yok, biz bununla övüneceğiz. Asıl iş faizi düşürmek suretiyle enflasyonu aşağıya çekmektir" dedi.
Merkez de bu doğrultuda PARANIN fiyatını aşağı çekerek YATIRIMADÖNÜŞÜNÜ hızlandırmak istiyordu.
Bütün ekonomistleri okudum. Tek tek not da aldım. Tartışma gerçekten büyük. Ancak ERDOĞAN neden risk alıyordu? Almasa işi çok daha kolaydı?
Genel değerlendirmelere katılsa çatlak sesleri silip atardı! Ancak tersini yapıyordu. Son tahlilde milletin önüne çıkıp OY isteyecek olan kendisiydi.
Kararlı bir şekilde yolunda ilerliyordu.
Bazı ekonomistlere göre Erdoğan, Irving Fisher'ın geliştirdiği bir teoriye göre hareket ediyordu. Bu teoriye göre enflasyon ile faiz oranları arasında ters değil, doğru bir korelasyon vardı... 1930'ların efsane ismi ekonomiye böyle bakıyordu. Nominal faiz, reel faiz ve enflasyon üçlemesini başka bir gözle değerlendiriyordu.
Eylül ayının sonu itibariyle dünyaya bakıldığında gerçekten ilginç bir tablo görülmekteydi!
Merkez Bankası 100 baz puan faizleri düşürdüğü günlerde TÜRKİYE yüksek faizde DÜNYADA 10'uncu Avrupa'da ise şampiyondu! FAİZ sıralamasında liste şöyleydi: Venezuela yüzde 54.06'yla zirvede yer alıyordu. Zimbabve yüzde 40'la ikinci sırada bulunurken, bunları yüzde 38'le Arjantin , yüzde 27'le Yemen, yüzde 25'le Surinam, yüzde 20'yle Angola, yüzde 20'yle Liberya, yüzde 19.6'la Sudan, yüzde 18'le de İRAN ile TÜRKİYE takip etmekteydi...
Bugün "faiz liginin" ilk sırasında ekonomik ve siyasi krizle boğuşan Venezuela bulunuyor.
Gittiğim ve bildiğim bir yer. Sözün bittiğini orada gördüm! Bir şekilde kıskaçtalar.
Devlet adım atamıyor.
Kımıldama şansları yok.
Verilmiyor da zaten.
Ticari anlaşmalara imza atılırken enflasyon değişiyor düşünün artık!
Bir dakika bile çok önemli! Venezuela gibi krizlerle boğuşan diğer ülke ARJANTİN. Devlet Başkanını stadyuma sokmuyorlar! Düşünün!
Devamlı karışıklık devamlı kaos... Krizler böylesine güzel bir ülkenin tüm enerjisini alıp götürmüş. Hayalet gibi şimdilerde...
Madalyonun bir de tersi var!
Mesela DOĞALGAZve PETROL fiyatlarıuçsa da marketlerdekienflasyon yüzde 30'larıbulsa da AVRUPA'daFAİZLER SIFIR!
Hatta Danimarka ve İsveç JAPONYA gibi NEGATİF FAİZ uygulamakta. İsviçre yüzde -0.75 ile dünyanın en düşük politika faizi oranına sahip ülkesi. İngiltere 0.1, Polonya 0.1, İsrail 0.1, Avustralya 0.1, Singapur 0.22 ve Amerika Birleşik Devletleri de 0.25 oranında faiz uygulamakta. Çin ise yüzde 3.85...
Merkez Bankası bence şunu söylüyordu!
Avrupa'da gaz da petrol de gıda da uçtu! Fiyatlar hiç olmadığı kadar fırladı. Ancak onlar bunu geçici gördükleri için FAİZ kartını masaya getirmiyorlar. Bizim ise tersini yapmamızı bekliyorlar. Neden buna boyun eğelim...
Başkan Erdoğan ısrarla bu kartı sahaya sürdü. Muhalefete göre işler kötüye gidecek.
Pek çok ekonomiste göre de böyle. İşim gereği olan biteni takip ediyorum. Kimse kendi bindiği dalı kesmez.
Pandeminin getirdiği çalkantılı dönemde asla...
Başkan ERDOĞANşimdiye kadar yaptığımücadelelerin hepsinikazandı. Zor dönemlergeçirse de kazandı veileriye baktı... Benceşimdi en büyük maçınafinal maçına çıkıyor.
"Buradan çıkamaz" denilen hadiseleri gördüm. Hepsinden çıktı. Herkesi yanılttığı çok olay var. Düşmesini bekleyenler sıradayken gidip inandığını yapmakta... Bu kolay kolay yapılacak bir hamle değil... Başkan Erdoğan 2023'ten önce maçı bitirmek istiyor. Gol gelirse muhalefet biter...
Seçimler formaliteden öteye geçmez. Bakalım ne olacak...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.