Bir kısmını tahmin etmiştim...
"
Millet aç, aç, konser salonuna ne gerek var" zevzekliğini
elbette yapacaklardı. Ticaretleri
budur.
Fakat "
mutlu azınlığa hizmet edecek" lafazanlığını unutmuşum.
Bunu da söylediler.
İlle bir çamur atacaklar ya, elde çamur kalmayınca eski çamurları yokluyorlar.
Bu "
mutlu azınlığa hizmet" lafı,
altmışlı yıllardan
kalma eski bir yavedir.
Buna "
popülizm" derler ama eşek popülizmi...
Bazı Türk sosyalistleri çok yaparlardı.
Sovyetler Birliği'nde sabah akşam klasik müzik çalınıyordu, dev sanatçılar çıkıyordu ama onu görmek istemiyorlardı.
İlle davul zurna çalacaksın, ille sazın tellerini tıngırdatacaksın. O zaman "
halkçı" oluyorsun.
Nazım Hikmet "
elinden o zımbırtıyı bıraksana, esiyor orkestram"
demiş ama aldırmayacaksın.
Biz telli saza zımbırtı demiyoruz.
O da makbul bizce, "
klavsen" de.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası da Ulvi Cemal Erkin çaldı işte, Ferit Tüzün çaldı, daha ne yapsın?
Siz bunları "
işte Atatürkçü ve çağdaş Türk müziği" diye ikide bir
Ankara Radyosu'ndan yayınlamıyor
muydunuz?
Türkülerin de "
armonize" edilmiş şeklini tabii, bas Ayhan Baran söylüyor, "
kekliği düz ovada avladım"...
Atatürk'ün sevdiği şarkıları da çalar canım günün birinde, üzülmeyin. Eğer onlarla mutlu oluyorsanız.
Hani gizli gizli Pink Floyd dinleyip sonra dönüp Grup Yorum reklamı yapanlardan mısınız desem, yok, siz o da değilsiniz.
Siz solcu değilsiniz ki, düpedüz faşist heriflersiniz.
Peki size uygun müziği nereden bulalım?
"
Horst Wessel Lied" mi çaldıralım?
"
Lili Marlene" uyar mı? Ama o yalnız sizin değil bütün insanlığın ortak mirasıdır.
En iyisi CSO salonunu yıkalım.
Ya da iktidara gelirseniz ODTÜ'ye verirsiniz, fizik anfisi yaparlar.
***
Ama Mozart da çaldılar o konserde Pekinel hemşireler...
Tüh. Mutlu azınlığa sesleniyor.
İyi ama Nadir Nadi'ye de sesleniyordu!
Merhuma yağ çekmek ve "
Dostum Mozart" kitabının reklamını yapmak
için kuyruğa girmişlerdi, en kütük yazar
bile öve öve bitiremiyordu... Hayatında
Mozart duymuş gibi...
Sabahları evden çıkmadan yarım saat Mozart dinle bre faşo...
Hırtlığın törpülenir, yontulursun.
Günün daha iyi geçer.
"
Requiem" ağır gelir, "
Türk Marşı"nı dinle.
Efendim? Hayır, maalesef "
Ankara havası" yazmamış. Senin düzeyine
uygun bir eseri yok, bir zahmet sen
onun düzeyine çıkacaksın.