HER büyük turnuvada futbolcu isimlerinin nasıl telaffuz edildiği konusunda tartışmalar çıkar. 2014 Dünya Kupası'nın bize hediyesi de "James (Hames) Rodriguez" idi. 32 ülkeden 736 futbolcunun geldiği Rusya'da spikerleri zorlayan isimler var elbette. İspanyol Marca gazetesi internet sitesinde güzel bir işe imza attı. Dünya Kupası'ndaki 736 futbolcunun isimlerinin nasıl telaffuz edildiğini öğrenmemizi sağlayan ses kayıtlarını yayınladı. 7 yıldır Muslera dediğimiz Galatasaray'ın Uruguaylı kalecisi Fernando Muslera'ya artık "Muhlera" diyecek miyiz, bizler onu Muslera diye sevdik, böyle mi devam edeceğiz karar siz futbolseverlerin. Ben meraklısı için linki paylaşayım: http://especiales.marca.com/ mundial-rusia-2018/pronunciador.html
NEYMAR İÇİN SENARYO!..
BREZILYA medyası, İsviçre maçında 10 faul yapılan Neymar'ın hakemler tarafından korunmadığı manşetlerini atmaya devam ederken, VAR uygulaması için de yeni bir tartışma konusu doğdu. Brezilya Futbol Federasyonu, VAR odası ile maçın hakemi arasındaki konuşmaların kayıtlarını FIFA'dan istedi. FIFA elbette bu kayıtları vermeyecek ama Brezilyalıların iddiası şu: İsviçre'nin golünde Miranda'ya yapılan faulde ve Gabriel Jesus'un penaltı pozisyonunda VAR odasında hakeme çağrı gittiği ancak hakemin ekran başına gelmediği… Oyun gördüğümüz gibi sadece sahada oynanmıyor. İspanyollar, Brezilya Milli Takımı'nın önceki gün Neymar'ın idmanı yarıda bırakmasının bir tiyatro olduğunu ve Sambacıların gelecek maçlarda hakemler üzerinde baskı kurabilmek için Neymar için böyle bir senaryo yazıldığını iddia ettiler.
EL CLASICO'DAN ARJANTİN-HIRVATİSTAN'A
İZLANDA beraberliğinin ardından Arjantin bu akşam grubun kağıt üzerinde ikincilik için en şanslı takımı kabul edilen Hırvatistan karşısına çıkıyor. Gözler elbette ilk maçta penaltı kaçıran Messi'de olacak. Arjantin medyasından onlarca muhabir ve televizyoncu takımın kamp yaptığı tesislerin önünden ayrılmıyor. Sampaoli ve öğrencileri büyük baskı altında. Messi, karşısında takım arkadaşı Rakitic ve El Clasico'lardaki rakibi Real Madridli Modric ve Kovacic'i bulacak. Aklıma geride kalan sezonda Madrid'de oynanan El Clasico geldi. Zidane o gün Messi'yi Kovavic ile adam adama savunmak gibi bir gaflete düşmüş, Barcelona, Real Madrid'i güle oynaya 3-0 devirip, 2018'e girmeden rakibine şampiyonluk yarışında havlu attırmıştı.
SOYADI ŞEKER, MESAJI ZEHİR: ALAN SUGAR
GEÇMIŞTE büyük turnuvaların en büyük düşmanı holiganlardı. Sadece İngilizler değildi elbette olayları çıkartan. Bugün pasaportu kara listeye alınan farklı ülkelerden birçok taraftar Dünya Kupası'na gidemedi. İyi ki de yoklar, düne kadar meydanlarda, stadyum çevresinde yaşanan bir olay düşmedi ajanslardan. Futbol terörü azalırken son yıllarda yapılan bilinçlendirme kampanyalarına rağmen stadyumlarda ırkçı tezahüratlar futbolun güzelliğine leke düşürüyordu. Açıkçası bu konudaki sabıkalı ülkeler var ama Dünya Kupası'nda taraftar profili farklı olduğundan temennim hiçbir futbolcunun böyle aşağılık bir tezahüratla karşı karşıya kalmamasıydı. Rusya'da tribünlerde böyle bir vaka yok ama İngiltere'de ülkenin ilk 100 zengininden birinin sosyal medyadaki mesajı ortalığı ayağa kaldırdı. Tottenham'ın eski sahibi Alan Sugar'ın Senegal Milli Takımı oyuncuları için, "Bu insanların bazılarını Marbella'dan tanıyorum" deyip işporta tezgahlarında hayatını kazanmaya çalışan Afrikalı insanlara hakaret eden Lord Sugar, ırkçılıkla suçlandı. Kısa süre sonra "Şakaydı" diyerek tvitini silen ve özür dileyen Alan Sugar binlerce İngilizin protestosuna maruz kaldı. (Irkçı söylem içeren fotoğrafı bu köşede paylaşmıyorum elbette.)